Gıda Felsefesine Giriş
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States
Özet
Giriş Günümüze gelene kadar gıda bilimi genellikle doğa bilimleri, mühendislik ve uygulama ağırlıklı gelişmiştir. Gıda biliminin sosyal ve sanat yönü neredeyse yok sayılmış ve sosyal bilimlerle ilişkisi değersiz sayılmıştır. Bu nedenle gıda biliminin felsefi yönü göz ardı edilmiş; yöntemlere, süreçlere ve formüllere indirgenmiştir. Bunun sonucu olarak gıdanın sosyal bilimlere bakan yönü ortaya çıkartılamamıştır. Bunun asıl nedeni sosyal bilimlere önem verilmemesi ve yalnızca doğa bilimleri yasalarından yararlanılmasıdır. Ortaya çıkan bilimsel sorunlara daha önceden yapılmış olan doğa bilimleri ve özellikle mühendislik çalışmalarının sonuçları kaynak gösterilmiş ve bilmedikleri halde uzmanları tarafından basmakalıp çözümler önerilmiştir. Oysa doğa ve mühendislik bilimlerinin alt yapısında mutlaka bir sosyal bilimin bulunduğu bilinmektedir. Ancak çok disiplinli çalışan bilim insanlarının azlığı, gıda bilimini hazır formüller haline dönüştürmüştür. Bilim insanları gıda ile ilgili problemlere çözüm bulabilmeleri için en kısa zamanda çözümleyici yaklaşımları sıralayarak en uygun olanına karar verebilmelidir. Bunu gerçekleştirebilmek için ise öncelikli olarak felsefi bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Ancak gıda zor bir konudur. Nasıl ve neyi üretip tüketmemiz gerektiği konusunda çok az fikir birliği vardır. Gıdanın ne olduğu veya insanların onunla benzer deneyimler yaşayıp yaşamadığı bile net değildir. Bir taraftan gıda temel bir hak ve ihtiyaç olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, geniş uygulama alanı ve hatta daha geniş tat yelpazesi göz önüne alındığında bu konuda genelleme yapmak oldukça zordur. Bu nedenle bölümde sosyal bilimler perspektifi ile felsefenin gıda bilimine katkılarının neler olduğu ve olabileceği anlatılmaktadır.