İstanbul Gelişim University Institutional Open Access Repository

DSpace@Gelişim digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly orindirectly by İstambul Gelişim University at international standards, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.



Recent Submissions

  • Item type: Item ,
    Çarliston ve kapya biber ile fermente edilerek üretilen süt ürünlerinin duyusal özelliklerinin belirlenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Koyuncuoğlu Eker, İzel
    Günümüzde en çok tüketilen süt ürünlerinden olan yoğurdun, insan sağlığı için gerekli pek çok besin öğesini içerisinde bulundurduğu bilinmektedir. Türk ve dünya mutfaklarında pek çok farklı formlarda, farklı lezzet eĢlikleri olması amacıyla ve fermentasyonu sonucu içerdiği besinsel içeriğin sağlığa olan faydaları gibi sebeplerle kullanılmaktadır. Pazar payı yüksek yaygın üretilen ve tüketilen yoğurdun endüstriyel üretiminin yanında yüzyıllardır varlığını sürdürmekte olan geleneksel üretim yöntemleri de mevcuttur. Geleneksel yoğurt mayalama yöntemlerinin uygulanması ve üretilen ürünlerinin özelliklerinin belirlenmesi; yöntemlerin korunması, sürdürülmesi ve gelecek nesillere aktarılması adına önem arz etmektedir. Türkiye‘de en çok üretilen sebzelerden biri olan biber, aynı zamanda pek çok reçetenin temel malzemelerinden biridir. Dört mevsim ulaĢılabilir ve ekonomik bir ürün olan biberin sap ve çekirdekli kısımları atık olarak görülmekte ve değerlendirilmemektedir. Bu çalıĢmada geleneksel yoğurt üretim yöntemlerinden olan biber ile yoğurt üretimi gerçekleĢtirilmiĢ, aynı zamanda sürdürülebilir gastronomi ve atıksız mutfak kapsamında biberlerin atık kısımları kullanılarak starter kültür ile mayalanarak üretilen yoğurtlara, ekolojik, sürdürülebilir ve ekonomik bir alternatif sunmak amaçlanmıĢtır. ÇalıĢma kapsamında farklı miktarlarda çarliston biber ve kapya biber kullanılarak yoğurt üretimi gerçekleĢtirilmiĢ, kontrol ürünü olarak starter kültür ile üretilmiĢ olan yoğurt kullanılmıĢtır. Ürünlerin hazır olma durumu pH değerleri kontrol edilerek belirlenmiĢ, pH 4,6 değerine ulaĢan ürünlerin hazır olduğu varsayılmıĢtır. 20, 40 ve 60 gram biber kullanılarak üretilen 6 örnekten beĢ tanesi baĢarılı olmuĢ ancak 60 gram çarliston biber kullanılarak üretilen ürün üretim esnasında farklı bir form almıĢtır. Ürün yine de diğer örneklerle beraber analize tabi tutulmuĢtur. AraĢtırma sonucunda elde edilen veriler, çarliston ve kapya biberlerin sap ve çekirdekli kısımları kullanılarak aromatik yoğurt üretimi gerçekleĢtirilebildiğini göstermektedir. Biberler ile üretilen ürünlerin koagülasyon süreleri starter kültüre göre daha uzun olup, çarliston ve kapya biberle üretilen yoğurtlara eklenen biber ii miktarları ile koagülasyon süresi arasında iliĢki saptanmıĢtır. Farklı gramajlarda üretilen yoğurt örneklerinde duyusal özellikler bakımından 40 gr kapya biber ile üretilen yoğurdun öne çıktığı görülmektedir.
  • Item type: Item ,
    60-72 aylık çocukların problem çözme becerilerinin projektif bir yöntem olan 'Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz' testi ile değerlendirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Budak, Melike
    Bu çalışma, 60-72 aylık çocukların problem çözme becerisini projektif bir yöntem olan Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz (Person Picking an Apple From a Tree – PPAT) testi aracılığıyla değerlendirilmiştir. Çalışmaya Bursa Büyükşehir Belediyesi Ana Kucağı Çocuk Eğitim Merkezlerine devam eden 60-72 aylık 115 çocuk katılmıştır. Katılımcı çocuklara Problem Çözme Becerisi Ölçeği (PÇBÖ) bireysel görüşmeler yoluyla uygulanmış ve Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz testi ile çocuklardan resim çizmeleri istenmiştir. Çalışmada ölçeklerden elde edilen nicel veriler ve resim testi sonucunda elde edilen nitel veriler analiz edilmiştir. Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz testinin sayısal verilerine Biçimsel Öğeler Sanat Terapisi Ölçeği (Formal Elements Art Therapy Scale- FEATS) ile ulaşılmıştır. Araştırmanın sonucunda çocukların Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz testi puanları ile Problem Çözme Becerisi Ölçeği (PÇBÖ) puanları orta düzeyde bir korelasyona (r = 0,400, p < 0,001) sahip olduğu bulunmuştur. Problem Çözme Becerisi Ölçeği (PÇBÖ) puanı, çocuğun yaşı ve baba yaşı ile; Biçimsel Öğeler Sanat Terapisi Ölçeği (FEATS) puanları çocuğun yaşı ve cinsiyeti ile aralarında anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna varılırken ailenin toplam geliri, kardeş sayısı, çocuğun doğum sırası, okul öncesinde eğitim alma süresi, anne yaşı ve çocuğun geçirdiği ekran süresine göre her iki ölçekte de istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılamamıştır. Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz (PPAT) testinde çocukların ağaç, elma ve kişi figürlerini çizdikleri, çizimlerine güneş, çimen ve bulut gibi çevresel ögeleri eklediklerini çoğunlukla çok renkten oluşan resimler yaptıkları sonucuna varılmıştır. Ağaçtan Elma Toplayan Bir Kişi Çiz (PPAT) testi problem çözme becerisinin projektif bir yöntemle ile değerlendirilmesinde ülkemizde yapılacak diğer çalışmalara ışık tutmaktadır.
  • Item type: Item ,
    Elektrikli dikey kalkış ve inişli hava araçlarının sertifikasyon süreçlerinin uçuşa elverişlilik yönünden incelenmesi: FAA ve EASA uygulamalarının karşılaştırılması
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Bulut, Mehmet
    Büyük şehirlerde nüfus yoğunluğu her geçen gün artmaktadır. Bu artış, altyapı yetersizliklerini ve trafik sıkışıklığını beraberinde getirmektedir. Trafik yoğunluğu nedeniyle, mega kentlerde yaşayan insanlar günlerinin 3 ila 7 saat gibi önemli bir bölümünü yollarda geçirmektedir. Böyle bir sorunun çözümü için karayolu ve raylı sistemlere yapılan yatırımlar, çok maliyetli olduğu gibi bazı noktalarda da yetersiz kalmaktadır. Diğer taraftan şehir içi taksi taşımacılığı küresel anlamda 400 milyar dolarlık bir pazara işaret etmekte ve alternatif ulaşım modları için önemli bir pazar fırsatı sunmaktadır. Dolayısıyla ''Kentsel Hava Hareketliliği'' nin yakın gelecekte ön plana çıkması beklenmektedir. Kentsel hava hareketliliği; geleneksel döner kanatlı hava araçlarından, küçük teslimat dronelarına ve son teknoloji elektrikli dikey kalkış ve inişli hava araçlarına kadar, şehir içi hava taşımacılığında kullanılan bütün hava araçlarını kapsamaktadır. Özellikle iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek amacıyla, tüm yeniliklerin kalbinde yatan havacılık sektöründe, son dönemde önemli teknolojik gelişmeler yaşanmıştır. Batarya teknolojisinin gelişmesiyle birlikte elektrikli motorların kullanımı ön plana çıkmış ve otonom sürüş sistemleri, 5G gibi gelişmeler sayesinde yeni bir hava aracı sınıfı doğmuştur. Elektrikli dikey kalkış ve inişli hava araçları (EVTOL); şehir içi ve yakın mesafeli şehirler arasında yolcu veya kargo taşımak için tasarlanmış elektrikli hava araçlarıdır. Airbus, Uber, Joby Aviation, Archier, Lilium, EHang gibi büyük şirketlerden küçük girişimlere kadar, yaklaşık 250 civarında EVTOL projesi üretilmiştir. Bu projelerin, güvenli bir şekilde günlük kullanıma sunulmasının önündeki en büyük engellerden biri sertifikasyondur. Bir hava aracının sertifikasyonu, tip sertifikası ve uçuşa elverişlilik sertifikası olmak üzere iç içe geçmiş iki ana süreçten oluşmaktadır. Tip sertifikası; tasarım organizasyonu onayı ile başlayıp, bir uçak tipine genel olarak verilen sertifikayı ifade etmektedir. Uçuşa elverişlilik sertifikası ise üretim organizasyonu onayının alınmasıyla birlikte, her bir uçak için tekrarlanan ve uçak tescili ile sonlandırılan süreci ifade etmektedir. Çalışmanın amacı FAA ve EASA’nın EVTOL taşıtların uçuşa elverişlilik için geliştirdiği standartları ele almaktır. Bu bağlamda ilgili kuruluşların halka açık kaynaklarındaki veriler ve literatür incelenerek karşılaştırmalı bir analiz ii gerçekleştirilmiştir. Öncelikli olarak literatür taraması ile bu alanda yapılan çalışmalara ulaşılmış ve daha sonra Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Federal Havacılık İdaresi (FAA), Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından yayınlanmış olan doküman ve raporlar incelenmiştir. Her iki otoritenin yaklaşımları ele alındığında EASA temelde bir taslak doküman yayımlayarak, bu dokümana gelen öneri ve eleştirileri değerlendirip yeni ve geliştirilmiş dokümanlar oluşturma yöntemini seçmiştir. FAA ise geçmişten gelen köklü uygulamalarını temel alıp yeni teknolojiler için modifikasyonlar yaparak dokümanlar yayımlamıştır.
  • Item type: Item ,
    Kuzey ve Doğu Suriye'de ulusal bütünlük açısından özerk yönetim yapılanması
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Bakkour, Jalal
    Bu tez, kuzeydoğu Suriye'deki özerk yönetimin rolünü, daha geniş ulusal çerçeve ve yerel bağlam içinde, tanımlayıcı ve karşılaştırmalı bir metodoloji kullanarak incelemeyi amaçlamaktadır. Suriye'de iki temel bakış açısı vardır: bir bakış açısı, özerk yönetimi, ABD'nin IŞİD'e karşı mücadelesi aracılığıyla önderlik ettiği uluslararası koalisyon tarafından meşrulaştırılan yeni, demokratik bir Suriye kurmaya doğru bir adım olarak görmektedir. Diğer bakış açısı ise bu yönetime karşı çıkmakta ve onu Suriye'nin bölünmesi için potansiyel bir temel olarak görmektedir. Hem kabulün hem de reddin arkasındaki nedenleri anlamak için, bu yönetimin tarihini incelemek esastır. Ayrıca, askeri, idari ve siyasi özerk yönetim yapısının analizi ve bu yapının dayandığı teorik ilkelerin incelenmesi, yerel siyasi ve idari uygulamalarla karşılaştırılması gerekmektedir. Sorunun ciddiyeti, bu özerk yönetimin, Suriye'nin fiilen bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu çok hassas bir dönemde ortaya çıkmasındadır. Beşşar Esad rejiminin çöküşüyle birlikte, bu yönetimin bazı bölgelerdeki genişlemesi endişeleri artırmıştır. Nüfus demografisi değişmiş ve ülke şu anda iki ana kontrol alanına bölünmüştür; her kontrol alanında yerel güçlerin yanı sıra yabancı kuvvetler de bulunmaktadır.
  • Item type: Item ,
    Diyabetes mellitus'lu bireylerde işitme kaybı ilişkinin değerlendirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Arıcı, Buse
    11-80 yaş aralığındaki D.M. hastaları 11-80 yaş aralığındaki kontrol grubuyla karşılaştırıldığında D.M. hastalarının işitmesinin daha kötü olduğunu gösteren bulgular elde edildi. Yaş gruplarına göre incelediğimizde Tip 1 D.M.'li hasta grubunda 8000 Hz'in üzerindeki yüksek frekanslardaki işitme değerleri aynı yaştaki kontrol grubunun işitmesinden anlamlı derecede farklıydı. Literatürden edindiğimiz bilgilere göre bu durum işitme kaybının erken belirtilerini vermektedir. Tip 1 DM’de ayrıca yüksek frekansları etkileyen işitme kaybı da bulundu. Çoklu tekrarlar ve K.A.S. 30-40 yaşlarında. İşitme kaybı önemli olmakla birlikte yaşlanma ve KAS belirtileri de önemlidir. Tüm frekanslarda işitme kaybı görülür. Düşüyor. Bu nedenle D.M. Hastaların işitmelerini korumak için erken yaşlardan itibaren önlemler almaları gerekiyor. DM'den bağımsız olarak 65 yaş üstü tüm olgularda işitme kaybı gözlendi. Olur ya da olmaz. Burada yaşlanmanın getirdiği dejenerasyon sürecinin etkili olduğu düşünülmektedir. Diyabetin süresi, tedavi şekli, nöropati, hipertansiyon ve makroanjiyopatik bulguların varlığı ve şiddetinin işitme kaybı ile ilişkili olduğu saptandı. Ancak retinopati ile nefropati ve işitme kaybı arasında bir ilişki bulunamamıştır.