İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi

DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.



Güncel Gönderiler

  • Öğe Türü: Öğe ,
    Sigara kullanımı olan yetişkin bireylerde tükenmişlik düzeyi ve sigara içme arzusu arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Pektaş Abik, Sibel
    Bu araştırmada, sigara kullanımı olan yetişkin bireylerde tükenmişlik düzeyi ve sigara içme arzusu ile bazı sosyodemografik değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın etik kurul onayı alındıktan sonra Google Forms üzerinden hazırlanan sosyodemografik veri formu, Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve Sigara İçme Arzusu Ölçeği, Whatsapp ve Gmail gibi sosyal medya araçları üzerinden katılımcılara uygulanmıştır. Verilerin istatiksel analizi SPSS 27 yazılımı kullanılarak yapılmıştır. Ölçekler arasındaki ilişkilerin analizi, bu ilişkilerin hem yönünü hem de büyüklüğünü ortaya koyan Pearson Korelasyon analizi ile gerçekleştirilmiştir. Yordayıcı analiz için Çoklu Doğrusal Regresyon kullanılırken, ölçeklerin ortalama puanlarının demografik faktörlere göre değişimini incelemek için Bağımsız Gruplar t-testi ve ANOVA kullanılmıştır. Bu araştırmaya %43.5’i kadın (n = 266) ve %56.5’i erkek (n = 346) olmak üzere 612 katılımcı dâhil edilmiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğunu, 18-25 yaş grubu (%45), bekâr (%60) ve üniversite mezunu (%59) yetişkin bireyler oluşturmaktadır. Sonuçlara bakıldığında, kadınlarda duygusal tükenme ve sigara içme arzusu; 18-25 yaş grubunda bulunan katılımcılarda, bekârlarda ve çocuğu olmayanlarda tükenmişlik toplam ve alt boyut skorunun yüksek olduğu görülmüştür. Stresli çalışma hayatı, kötü iletişim becerisi, düşük gelir düzeyi, özel sektörde çalışma ve 1-5 yıl arası çalışma hayatında bulunma ile tükenmişlik düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. 18 yaşından önce sigara kullanımına başlayanlarda, stresle baş etmede ve sosyalleşmede sigara kullanımına yönelik olumlu tutumları olan katılımcılarda hem tükenmişlik düzeyi hem de sigara içme arzusu yüksek bulunmuştur. Son olarak, tükenmişlik toplam ve alt boyutları ile sigara içme arzusu arasında istatiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu görülmüştür.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Ticari spor işletmelerinde algılanan hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti üzerindeki etkisi (snowpark kar ve kayak merkezi örneği)
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Güven, Mehmet Onur
    Bu çalışmada, ticari spor işletmelerinde algılanan hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, İstanbul Torium Alışveriş Merkezi içerisindeki Snowpark Kar ve Kayak Tesisini ziyaret eden bireyler oluşturmaktadır. Örneklem grubunu ise, 164 kadın, 176 erkek bireyden oluşan toplam 340 katılımcı oluşturmaktadır. Veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan Google Forms anketi aracılığı ile toplanmış ve Müşteri Memnuniyet Ölçeği''(MMÖ), Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği (AHKÖ) kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada, iki gruplu değişkenler için Independent Sample T testi, üç veya daha fazla gruplu değişkenler için One Way ANOVA testi uygulanmış; gruplar arasındaki farkın kaynaklandığı bileşeni belirlemek için Post Hoc testleri kullanılmıştır. Ölçekler arasındaki ilişkiler Pearson Korelasyon Analizi ile incelenmiş, korelasyon katsayıları düşük (0.00-0.30), orta (0.30-0.70) ve yüksek (0.70-1.00) düzeyde sınıflandırılmıştır. Müşteri memnuniyeti üzerine algılanan hizmet kalitesinin etkisi Regresyon (Yol) Analizi ile değerlendirilmiş ve tüm analizler AMOS 24 programında, 0.05 ve 0.01 anlamlılık düzeylerinde gerçekleştirilmiştir. Cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve gelir gibi değişkenler üzerinde yapılan analizlerde, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesi alt faktörlerinde anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Evli katılımcıların bağlılık ve ortam koşulları kalitesi puanlarının, bekârlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Gelir düzeyi 17.000-20.000 TL arasında olan katılımcılar, algılanan hizmet kalitesi ve alt faktörlerde daha yüksek değerlendirmeler yapmışlardır. Katılımcıların kayak tesislerini tekrar ziyaret etme ve suni kardan memnun olma durumları, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesi üzerinde olumlu etkiler göstermiştir. Bulgular, spor işletmelerinde algılanan hizmet kalitesini artırmaya yönelik stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlayabilecek veriler sunmaktadır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Yerçekimki bataryası deşarj modeli ve eşdeğer devre tasarımı
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Poormohammad, Niloufar
    Yerçekimi bataryaları, mevcut enerji depolama sistemlerine yenilikçi bir alternatif olarak, daha verimli ve sürdürülebilir bir çözüm sunma potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada, yerçekimi bataryalarının deşarj sürecini analiz etmek amacıyla bir eşdeğer devre modeli oluşturulmuştur. İlk olarak, sistemin mekanik ve elektriksel özellikleri incelenerek RL devresi ile ilişkilendirilmiş ve matematiksel modeli çıkarılmıştır. Daha sonra, belirlenen model Simulink ortamında simüle edilerek sistemin dinamik davranışı analiz edilmiştir. Ek olarak, sistemin hareket denklemi çıkarılmış ve minimum çalışma yüksekliği belirlenerek enerji dönüşüm sürecindeki kritik parametreler değerlendirilmiştir. Önerilen eşdeğer devre modeli, yerçekimi bataryalarının deşarj sürecini incelemek için pratik bir yöntem sunmaktadır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Bağlanma stilleri ve sosyal kaygı arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Özkul, Elifnaz
    Bu araştırmanın amacı, bağlanma stilleri ile sosyal kaygı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bağlanma teorisi, bireylerin erken yaşlarda geliştirdikleri güvenli, kaçıngan ve kaygılı/kararsız bağlanma stillerinin, sosyal ilişkiler ve kişisel gelişim üzerindeki uzun dönemli etkilerini açıklamaktadır. Sosyal kaygı ise, sosyal ortamlarda olumsuz değerlendirilme korkusu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yoğun kaygı durumları olarak tanımlanır. Bu tezde, bağlanma stillerinin sosyal kaygı ile ilişkisi incelenmektedir. Araştırmaya 18-74 yaş arasındaki 369 kadın 134 erkek toplamda 503 kişi katılmıştır. Betimsel araştırma yöntemi olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Kişisel Bilgi Formu, Üç Boyutlu Bağlanma Stilleri Ölçeği ve Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Kişisel Bilgi Formunda, yaş, cinsiyet, ailenin ekonomik durumu, ebeveynlerin medeni durumu, kardeş sayısı, katılımcının doğum sırası, anne-babanın tutumu ve annenin çalışma durumu sorulmaktadır. Elde edilen veriler SPSS (Statistical Package Social Sciences) istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizlerde bağımsız örneklem t testi, ANOVA analizi, tukey HSD testi, pearson korelasyon analizi ve regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre güvenli bağlanma ile sosyal düşük ve orta ekonomik gelir düzeyine sahip bireylerin kaygılı/kararsız bağlanma seviyeleri, yüksek ekonomik gelir düzeyine sahip bireylerden daha yüksektir. Orta gelir düzeyindeki bireylerin, yüksek gelir düzeyindeki bireylere kıyasla sosyal kaygı puanları ve kaygı alt boyutu puanları daha yüksektir. Ayrıca, ilk ve beşinci çocuklar arasında kaygı alt boyutu seviyeleri anlamlı bir şekilde farklı bulunmuş, 1. çocuk olanların kaygı seviyesi daha yüksek olmuştur. Aile tutumları açısından, ilgisiz anne tutumuna sahip bireylerin güvenli bağlanma düzeyleri, ilgili anne tutumuna sahip bireylerden daha düşüktür. Bazen ilgili bazen ilgisiz anne tutumuna sahip bireyler ise kaygılı-kararsız bağlanma düzeyinde daha yüksek puanlar almışlardır. Benzer şekilde, ilgisiz baba tutumuna sahip bireylerin kaygılı/kararsız bağlanma puanları, ilgili baba tutumuna sahip bireylerden daha fazladır. Bağlanma stilleri ile sosyal kaygı arasında yapılan korelasyon analizine göre, güvenli bağlanma ile sosyal kaygı arasında zayıf düzeyde negatif bir ilişki, kaçıngan bağlanma ile sosyal kaygı arasında ise zayıf düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur. Kaygılı/kararsız bağlanma ile sosyal kaygı ii arasında ise orta düzeyde pozitif yönlü bir korelasyon tespit edilmiştir. Ayrıca, kaygı ve kaçınma alt boyutları ile kaygılı/kararsız bağlanma arasında pozitif yönlü korelasyonlar gözlemlenmiştir. Güvenli bağlanmanın sosyal kaygı ya azaltıcı etkiye sahip olduğu, kaygılı kararsız bağlanmanın ise sosyal kaygı düzeyini artırıcı etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Psikolojik dayanıklılığın stresle başa çıkma üzerindeki etkisinde öz yeterlik düzeyinin aracı rolü
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Ateşoğlu, Hülya
    Bu araştırmanın amacı, psikolojik dayanıklılığın stresle başa çıkma üzerindeki etkisini incelemek ve bu etkide öz yeterlik düzeyinin aracı rolünü ortaya koymaktır. İstanbul ilinde üniversite öğrenimi görmekte olan 18-25 yaş grubundaki öğrencilerle yapılan araştırmada toplam 251 kişiye anket uygulanmıştır. Çalışmada psikolojik dayanıklılığı ölçmek için Connor-Davidson Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (C-D PDÖ), stresle başa çıkma düzeylerini değerlendirmek için Türküm (2002) tarafından geliştirilen Stresle Başa Çıkma Ölçeği ve öz yeterlik düzeylerini belirlemek için Genel Öz Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak yapısal eşitlik modeli kullanılmış ve stresle başa çıkma ölçeğine ilişkin alt boyutlar çerçevesinde dört farklı model kurulmuştur. Ayrıca aracılık etkisinin tespit edildiği modeller için direkt ve dolaylı etkiler hesaplanarak bulgular kısmında açıklanmıştır. Psikolojik dayanıklılık, bireylerin stresle başa çıkma süreçlerini etkileyen önemli bir faktör olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, öz yeterlik düzeyinin bu ilişkide aracı bir rol oynayabileceği öngörülmüştür. Yapılan analizler, psikolojik dayanıklılığın stresle başa çıkma üzerinde olumlu bir etkisinin olduğunu ve bu etkinin öz yeterlik düzeyi ile anlamlı bir şekilde güçlendiğini göstermiştir.