İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi

DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.



Güncel Gönderiler

  • Öğe Türü: Öğe ,
    Dijital Yeniden Üretimlerden Seçki Okumalar
    (Palet Yayınları, 2025) Cançat, Aysun
    1960’lı yıllar; pop sanatı, performanslar, happeningler, multi-medya, film kültürü, eğlenceye yönelik gösteriler ve farklı kültürel biçimlerin popüler olduğu bir yılladır. Sanatçılar ve tasarımcılar, birçok alanda, medyaları ve teknolojileri bir araya getirerek, kitsch ve popüler kültürü, kendi estetik ve üslûplarına katmaya başlamışlardır. Bunların sonucu olarak yeni bir duyarlılık ortaya çıkmış, Modernizm’in tekilliğinden çıkıp, daha fazla çoğulcu, daha az ciddi ve ironik olabilen anlayışlar gelişmiştir. Tüm bu gelişmeler ve deneyimlerle birlikte, sanatçılar da farklı söylemler içerisine girmişlerdir. Modernist düşüncenin; düzenli, kontrollü, kurallı, ilkeli, gerçekliğin, doğrunun açıklanmasında tek ve mutlak faktörlerin belirleyiciliğine karşı Postmodern sanatçılar; düzensiz, kaotik, çoğulcu, taklit, performans, şansa dayalı olan, nihaî özlere veya temellere indirgenemeyen, yeni teknolojilerle harmanlanabilen pek çok yeni tarza yönelmişlerdir.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    From Auguste Escoffier's Ma Cuisine (1934)
    (Murat Doğan, 2025) Doğan, Murat
    Since ancient times, France has consistently served soup as a precursor to its finest dishes. Therefore, preparing the soup requires the greatest care because both the impression it makes on guests—whether good or bad— and the success of the dinner largely depend on it. Soup should always be served boiling; this is one of the most important points. On this subject, I will recall a rather pleasant, true, and fitting anecdote: "Your Excellency," the Archbishop of Passau once said to the late Prince of Condé, "I have commanded that, as long as you are my guests, the soups in my house should be treated with the utmost care. The French nation is a nation of soups...—And boiling," replied the old émigré. Soups are divided into two classes: clear soups and thick soups. These are prepared with or without meat. In the latter case, the meats mentioned are primarily beef, mutton, veal, and chicken; then come the side dishes: fresh and salted pork, smoked goose, duck, rabbit, baby rabbit, pheasant, partridge, quail, and pigeon. The excellent pot-au-feu, French in its name and simple in its preparation, is made with beef, providing a complete dinner for the military and working classes. It is also the delight of the wealthy and artisans.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Auguste Escoffier’in Ma Cuisine-Benim Mutfağım (1934)’dan
    (Murat Doğan, 2025) Doğan, Murat
    En uzak zamanlardan beri, Fransa, çorbanın her zaman en iyi yemeklerin başlangıcı olarak servis edildiği ülke olmuştur. Bu nedenle hazırlıkları en büyük dikkati gerektirir çünkü misafirler üzerinde iyi veya kötü bırakabilecekleri izlenim, akşam yemeğinin başarısı büyük ölçüde buna bağlıdır. Çorba her zaman kaynar halde servis edilmelidir; bu en önemli noktalardan biridir. Bu konuda, oldukça hoş, gerçek ve yerindelik ruhundan yoksun olmayan bir anekdotu hatırlatacağım: "Ekselansları," demişti bir gün Passau Başpiskoposu son Condé Prensi'ne, "siz bana misafir olduğunuz sürece, evimde çorbalara çok özen gösterilmesini emrettim, Fransız milleti bir çorba milletidir... — Ve kaynayan," diye cevap vermişti yaşlı göçmen. Çorbalar iki sınıfa ayrılır: Berrak çorbalar ve bağlı çorbalar. Bunlar etsiz ve etli olarak hazırlanır. Sonuncu durumda, belirtilen etler öncelikle: sığır, koyun, dana, tavuk etleridir; sonra yardımcı olarak şunlar gelir: taze ve tuzlu domuz, tütsülenmiş kaz, ördek, tavşan, yavru tavşan, sülün, keklik, bıldırcın, güvercin. Mükemmel pot-au-feu, adıyla Fransız olan ve basitliği altında askerin ve emekçi sınıfların tam bir akşam yemeğini özetleyen, sığır etiyle hazırlanır. Aynı zamanda zengin ve zanaatkârın da keyfidir.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Science in the Kitchen-October 2025: The Alchemy of Words and Flavor: How Literature Transforms Our Plates? (1)
    (İstmag Magazin Gazetecilik, 2025) Doğan, Murat
    Imagine biting into a perfectly described baklava in a novel. The crunch of the dough, the creaminess of the butter, the seepage of the syrup—all vividly rendered. You've never even touched a real dessert, but your mouth is watering, right? This is the magic of gastronomic literature: it transforms ink into flavor and sentences into food. Food is our most basic need. But when it meets literature, it transcends biology. It becomes a culture, a memory, a rebellion, and a desire. Writing doesn't just describe food. It reimagines it, transforming the simple act of eating into a profound, multisensory, and profoundly human experience.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Mutfakta Bilim Var-Ekim 2025: Sözcüklerin ve Lezzetin Simyası: Edebiyat Tabaklarımızı Nasıl Dönüştürüyor? (1)
    (İstmag Magazin Gazetecilik, 2025) Doğan, Murat
    Bir romanda kusursuzca betimlenmiş bir baklavayı ısırdığınızı hayal edin: yufkanın çıtırtısı, yağın kremsiliği, şerbetin sızıntısı... Gerçek bir tatlıya dokunmadınız, ama ağzınız sulanıyor değil mi? İşte gastronomi edebiyatının büyüsü: mürekkebi lezzete, cümleleri yiyeceğe dönüştürüyor. Yemek, en temel ihtiyacımız. Ancak edebiyatla buluştuğunda biyolojiyi aşar. Kültüre, hafızaya, isyana ve arzuya dönüşür. Yazı, yemekleri sadece tanımlamakla kalmaz; onları yeniden tasvir ederek basit bir yemek yeme faaliyetini derin, çok duyulu ve son derece insani bir deneyime dönüştürür.