İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi

DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.



Güncel Gönderiler

  • Öğe Türü: Öğe ,
    Genç yetişkinlerde borderline kişilik özellikleri ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtilerinin ilişkisinin incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Geriz, Gamze
    Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB) ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı alan ya da her iki bozukluğun komorbid geliştiği bireylerde benzerlikler ve farklılıklar birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu tezin temel amacı genç yetişkinlerde borderline kişilik bozukluğu özellikleri ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışmamızda sosyodemografik verileri incelemek amacıyla çalışmacılar tarafından hazırlanmış olan “Kişisel Bilgi Formu”, borderline kişilik özelliklerini ölçmek için “Borderline Kişilik Envanteri (BKE)” ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtilerini ölçmek için “Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Kendi Bildirim Ölçeği (ASRS)” kullanılmıştır. Çalışma, 18-35 yaş aralığında 384 gönüllü bireyin (287 kadın ve 97 erkek) online ortamda belirtilen ölçeklere katılımıyla gerçekleşmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 25.73 (±3.73)’tü. Araştırmamız sonucunda genç yetişkinlerde borderline kişilik özellikleri (BKÖ) ile DEHB belirti düzeyi açısından anlamlı bir ilişki bulunmuştur. BKE’den yüksek puan alan grubun ASRS toplam, Hiperaktivite/Dürtüsellik ve Dikkat Eksikliği puanları BKE’den düşük puan alan gruba göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Psikiyatrik tanı aldığını veya psikolojik destek aldığını belirten katılımcıların hem BKE hem de ASRS puanları, herhangi bir psikiyatrik tanısı olmadığını veya psikolojik destek almadığını belirten katılımcılardan anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Evli bireylerin ve ekonomik düzeyi orta ve üstünde olan katılımcıların BKE puanları ve ASRS puanları evli olmayanlardan ve ekonomik durumu kötü olanlardan anlamlı düzeyde daha düşük bulunmuştur. Yaş ile BKE puanları arasında anlamlı düşük düzeyde negatif korelasyon tespit edilmiştir. Kadın katılımcıların ASRS toplam, Hiperaktivite/Dürtüsellik puanları erkek katılımcılardan daha yüksek olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, BKÖ ile DEHB belirtilerinin ilişkili olduğu belirlenmiştir. Her iki bozukluğun belirtilerinin artması kişilerin medeni durumunu ve ekonomik durumunu etkiliyor gibi görünmektedir. Bu iki bozukluk arasındaki ilişkiyi inceleyen daha geniş örneklemli ve prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Otomotiv sektöründe gürültüde çalışan kişilerin Beck Depresyon Ölçeği ve Tinnitus Engellilik Anketi ile değerlendirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Yavaş, Gizem
    Çalışmamızın amacı gürültülü ortamlarda çalışan kişilerin “Tinnitus Engellilik Envanteri” ve “Beck Depresyon Ölçeği”nden faydalanılarak, gürültüde çalışmanın yaşam kalitesini ne şekilde ve hangi derecede etkilediğini, tinnitus şiddetinin çalışan bireylerin ruhsal durumuyla bağlantısını ortaya koymayı amaçlamıştır. Araştırmanın örneklem grubunu, yaşları 24 ila 60 arasında değişen, kadın ve erkeklerden oluşan, en az ilkokul mezunu, işitme kaybı şikayeti bulunmayan, bilinen bir kulak, sinir sistemi, zihinsel ya da genel fiziksel performansını sürekli olarak etkileyen bir rahatsızlığı olmayan 100 kişi oluşturmuştur. Örneklemde yer alan kişilerin seçiminde gönüllülük esası dikkate alınmıştır. Anket sonuçlarındaki puan farkları istatiksel olarak analiz edilmiştir. TEA puanlarıyla belirlenen tinnitusun, bireyin psikosomatik durumu üzerindeki etkisine bakılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, Tinnitus Düzeyi’nin Depresyon Düzeyi üzerindeki etkisini incelemek için Basit doğrusal regresyon analizi gerçekleştirilmiş ve bulguları sunulmuştur. Kurulan regresyon modelinin bulguları incelendiğinde, Tinnitus Düzeyi’nin Depresyon Düzeyi üzerinde anlamlı ve pozitif bir yordayıcı olduğu saptanmıştır (B = 0,575, p < 0,001). Bu bulgu incelendiğinde, tinnitus düzeyindeki bir birimlik artışın depresyon düzeyini 0,575 birim artırdığını göstermektedir. Modelin geçerliliği incelendiğinde ise regresyon modeli, varyansın %60’ını açıklamakta (R² = 0,606) ve yüksek bir açıklayıcılığa sahip olduğunu göstermektedir. Modelin anlamlılığı ise ANOVA sonuçlarına göre (F(1,98) = 150,577, p < 0,001) desteklenmiştir.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    [SKA 17]: İstanbul Gelişim Üniversitesi Amaçlar İçin Ortaklıklar Raporu: 2024
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim University, 2025) İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü
    Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan SKA 17, diğer tüm hedeflerin başarılabilmesi için kritik bir çerçeve sunmaktadır. Kaynakların etkin kullanımı, bilgi ve teknoloji transferi, kapasite geliştirme ve finansal iş birlikleri gibi alanlarda ulusal ve uluslararası aktörlerin iş birliğini zorunlu kılar. Üniversiteler de bu sürecin önemli paydaşları olarak bilimsel bilgi üretimi, politika geliştirme desteği, toplumsal katkı faaliyetleri ve eğitim yoluyla küresel ortaklıkların güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda SKA 17, sadece bir hedef değil; tüm SKA’ların kesişim noktasında yer alan bütüncül ve kapsayıcı bir sorumluluk alanıdır. Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada etkili ortaklıklar geliştirmek, uzun vadeli politika ve yönetişim ilkeleriyle desteklenmektedir. İGÜ, stratejik planları ve yönetişim politikaları doğrultusunda; kapsayıcı paydaş katılımını, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışını benimsemektedir. Bu yaklaşım, sürdürülebilir kalkınma odaklı toplumsal sorumluluk projeleri ve çok paydaşlı iş birlikleri aracılığıyla geniş bir etki alanı yaratmaktadır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    [SKA 13]: İstanbul Gelişim Üniversitesi İklim Eylemi Raporu: 2024
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim University, 2025) İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü
    Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan SKA 13 İklim Eylemi, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak, iklim felaketlerine karşı dayanıklılığı güçlendirmek ve düşük karbonlu bir geleceğe geçişi hızlandırmak için küresel bir çerçeve sunmaktadır. İklim değişikliği; ekosistemleri, ekonomik faaliyetleri, sağlık koşullarını ve toplumların refahını doğrudan etkileyen küresel bir krizdir. Üniversiteler, bilimsel bilgi üretimi, sürdürülebilir enerji çözümleri geliştirilmesi, politika önerileri, toplumsal farkındalık çalışmaları ve eğitim faaliyetleri yoluyla iklim değişikliğiyle mücadelede önemli birer paydaştır. Bu bağlamda SKA 13 yalnızca çevresel bir hedef değil, aynı zamanda tüm SKA’ların gerçekleşmesini etkileyen, acil eylem gerektiren küresel bir sorumluluk alanıdır. Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada iklim değişikliğine karşı alınacak etkili önlemler, uzun vadeli çevre politikaları ve güçlü yönetişim ilkeleriyle desteklenmektedir. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), stratejik planları ve sürdürülebilirlik politikaları doğrultusunda; kapsayıcı paydaş katılımını, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışını benimsemektedir. Bu yaklaşım, iklim eylemine odaklanan araştırmalar, çevresel sorumluluk projeleri ve çok paydaşlı iş birlikleri aracılığıyla geniş bir etki alanı yaratmakta, düşük karbonlu ve iklim dirençli bir gelecek inşasına katkı sağlamaktadır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    [SKA 10]: İstanbul Gelişim Üniversitesi Eşitsizliklerin Azaltılması Raporu: 2024
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim University, 2025) İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü
    Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan SKA 10, ülkeler içinde ve ülkeler arasındaki eşitsizliklerin azaltılmasını hedeflemektedir. Gelir adaletsizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, engellilik, göçmenlik ya da sosyoekonomik farklılıklar gibi unsurlar, bireylerin eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal yaşam olanaklarına erişiminde önemli engeller oluşturmaktadır. Bu bağlamda SKA 10, tüm bireylerin hak ve fırsatlara eşit şekilde erişimini sağlayacak kapsayıcı politikaların, sosyal koruma mekanizmalarının ve ayrımcılığı önleyici düzenlemelerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Üniversiteler, bilgi üretimi, kapsayıcı eğitim uygulamaları, burs ve destek programları, engelli dostu altyapı düzenlemeleri ve çeşitlilik odaklı politika geliştirme süreçleri ile bu hedefe doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda SKA 10, yalnızca bir eşitlik hedefi değil; toplumsal adaletin, fırsat eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olarak konumlanmaktadır.