İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi

DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.



Güncel Gönderiler

  • Öğe Türü: Öğe ,
    PV-deniz suyu tabanlı pompaj depolamalı hidroelektrik santral (DPHES) sisteminin tasarımı ve değerlendirmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Fouda, Shadi Shehda Mohammed
    Bu çalışmada, Antalya ili Kaş ilçesinde deniz suyu bazlı pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemi (DPHES) ile fotovoltaik (PV) sistemin entegre edildiği yenilikçi bir PV-DPHES modeli tasarlanmış ve teknik, ekonomik, çevresel açılardan değerlendirilmiştir. Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının artan payı ile enerji üretiminde süreklilik ve depolama ihtiyacı kritik bir sorun haline gelmiştir. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisinin kesintili yapısı, elektrik arz güvenliğini tehdit etmekte ve etkin enerji depolama çözümleri gerektirmektedir. Bu bağlamda, deniz suyu tabanlı pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemi (DPHES), tatlı su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde sürdürülebilir, ekonomik ve çevresel açıdan avantajlı bir alternatif sunmaktadır. Sistem, 500 m kot farkı ile tasarlanmış olup, pompalama sırasında 557.84 m ve deşarj sırasında 442.16 m net düşü ile yüksek enerji dönüşüm verimliliği sağlamaktadır. 75,000 m³ hacminde, altıgen yapıda HDPE membran kaplı üst rezervuar ve 0.92 m çapında, 1450 m uzunluğunda cebri boru kullanılmıştır. Pompa ve türbin olarak yüksek verimli Francis tipi seçilmiştir. 78,235 adet, toplam 133.000 m² alana yayılmış CWT285-60P 285 Wp polikristal PV panelleri sayesinde 19 MW'a kadar güç sağlanabilmekte, sistem %79.1 verimlilikle çalışmaktadır. Deniz suyunun sınırsız ve sürekli kaynağı olması, tatlı su tabanlı pompalı depolama sistemlerine göre en önemli üstünlüktür. Tatlı su kaynaklarının sınırlı olması, yüksek yatırım ve işletme maliyetleri ve depolama kapasitesi kısıtları, geleneksel sistemlerin sürekliliğini ve uygulanabilirliğini zorlaştırmaktadır. Deniz suyu kullanan sistemler ise özellikle kıyı ve dağlık alanlarda düşük maliyetli ve sürdürülebilir su temini sunarak, güneş ve rüzgar enerjisiyle entegrasyonda önemli avantaj sağlar. Japonya'daki Okinawa Deniz Suyu Pompalı Depolamalı Santrali örneğinde görüldüğü gibi, deniz suyunun çevresel ve teknik zorlukları kontrollü olarak yönetilebilmekte ve bu sistemlerin güvenilirliği ispatlanmıştır. Sistem 7 saatlik pompalama ve 5 saatlik deşarj süresi ile çalışmakta; enerji üretiminin sürekliliği sabit debi-su seviyesi ilişkisi ile kontrol edilmektedir. Toplam kurulum maliyeti 81.04 milyon USD, yıllık işletme maliyeti 955,100 USD olup; PV-DPHES sisteminin LCOE değeri 0.0778 USD/kWh, PV sisteminin LCOE değeri 0.01391 USD/kWh olarak hesaplanmıştır. Bu değerler, 2023 elektrik satış fiyatının 0.1591 USD/kWh oldukça altındadır. Sistem, net yıllık 3.35 milyon USD gelir ve 50 yıl sonunda 86.4 milyon USD toplam net kazanç sağlamaktadır. Geri ödeme süresi 24.2 yıl olup, yatırım kârlılığı için iskonto oranının %3.33'ü geçmemesi gerekmektedir. PHES sistemlerinin genel geri ödeme süresi 30-50 yıl arasında değişmekle birlikte, literatürde 21 ile 80 yıl aralığında farklı değerler bulunmaktadır. Sonuç olarak, önerilen PV-DPHES sistemi, güneş ışınımı yüksek, kıyı ve dağlık bölgelerde sürdürülebilir, ekonomik ve çevresel açıdan uygun, güvenilir bir enerji depolama çözümü olarak enerji arz güvenliğine katkı sağlamaktadır. Sistem, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı hedeflerine hizmet ederken, 2025 ve sonrasında piyasa koşullarına göre yeniden değerlendirmeye açıktır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Bibliometric analysis of the impact of artificial intelligence on supply chain management
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Jalali, Farid Ahmad
    This thesis presents a bibliometric analysis of the impact of Artificial Intelligence (AI) on Supply Chain Management (SCM) based on data extracted from the Scopus database. The study covers research publications from 2020 to the first quarter of 2024, with a particular focus on the applications of AI in logistics and inventory management. This research aims to explain the growing landscape of AI integration in SCM by a detailed examination of publication trends, geographical distribution, key journals, conferences, emerging topics, and citation analysis of influential papers, authors, and institutions. The results demonstrate a notable increase in research activity and publications in this field, highlighting AI's growing interest and importance in enhancing SCM. Key findings point out that AI-based technologies like Machine Learning (ML), Deep Learning (DL), and generative adversarial networks create efficiency, predictive analytics, automation, and supply chain visibility. Moreover, the analysis recognizes a number of leading clusters, including sustainable smart cities, exploratory studies in food waste management, and reverse logistics. It shows AI's diverse applications and benefits in SCM. The Scopus Database's selection as a single source of information limits the number of relevant publications and excludes relevant studies listed in other databases. Similar cases display a fragmentary view of the study landscape. Still, the study offers valuable knowledge for researchers, policymakers, and practitioners. In addition, it helps them determine future research directions and underscores areas for investment in AI and SCM. The study exclusively focuses on the existing academic publications to reveal AI systems' capacities, advantages, and overall impact on the SCM domain. In addition, it underlines the interpretation of AI-based technologies and their implementation into SCM. It gives knowledge regarding AI's impact on informed decision-making, advanced technology transformation, and ideal collaboration and outcome. Moreover, the need for further analysis of related topics is highlighted. The author has faith in collaboration and teamwork by scholars and practitioners. Their joint work ensures the complete integration of AI's innovative capabilities and their usage in the SCM domain.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    İl spor müdürlüğünde görev yapan antrenörlerin pedagojik yeterlilikleri ile iletişim becerileri ve öz yeterlilikleri arasındaki etkileşimin incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Deyer, Erol
    Bu araştırma, İstanbul İl Spor Müdürlüğünde görev yapan 384 antrenörün pedagojik yeterlikleriyle iletişim becerileri ve öz yeterlikleri arasındaki etkileşimi incelemek, bu değişkenlerin birbirini hangi düzeyde yordadığını ve demografik faktörlerin olası farklılaştırıcı rolünü belirlemek amacıyla ilişkisel tarama modelinde yürütülmüştür; veriler çevrim-içi olarak Antrenör Pedagojik Yeterlik, Antrenör İletişim Becerisi ve Antrenörlük Öz Yeterlik ölçekleriyle toplanmış, güvenirlik analizlerinin ardından Pearson korelasyon, basit-çoklu doğrusal regresyon, t-testi ve ANOVA uygulanmıştır. Bulgular pedagojik yeterlik ile iletişim becerisi arasında orta ve öz yeterlik arasında yüksek düzeyde pozitif ilişkiler ortaya koyarken, iletişim becerisi ile öz yeterlik de pozitif ilişkilidir. Pedagojik yeterlik iletişim becerisinin varyansının %40,5'ini (β = .637; R² = .405) ve öz yeterliğin varyansının %72,2'sini (β = .850; R² = .722) açıklamaktadır; alt boyut düzeyinde empati-dikkat ve hedef odaklı antrenman iletişim becerisini, demokratik antrenman iklimi, empati-dikkat, sosyal destek ve hedef odaklı antrenman ise öz yeterliği anlamlı biçimde artırırken destek-dayanışmanın engellenmesi öz yeterliği düşürmektedir; pedagojik yeterlik yalnızca mesleki deneyime göre farklılaşmış ve 0-5 yıllık antrenörlerde anlamlı ölçüde daha düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar, hizmet-içi pedagojik eğitim ve mentorluk programlarının özellikle kariyerinin ilk beş yılındaki antrenörlerde iletişim kalitesi ile mesleki özgüveni artırarak sporcu gelişimine dolaylı katkı sağlayacağına işaret etmektedir.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Teknoloji bağımlılığı ve aile ilişkileri: Ebeveynlerin teknoloji kullanımlarının çocuklarıyla iletişimleri üzerindeki etkileri
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Dağtekin, Muhammet
    Bu araştırmanın amacı, ebeveynlerin internet bağımlılığı düzeylerinin aile içi iletişim ve ebeveyn-çocuk ilişkileri üzerindeki etkilerini incelemektir. Araştırmada nicel araştırma desenlerinden korelasyonel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini, Osmaniye ili Kadirli ilçesinde yaşayan 267 ilkokul ve ortaokul öğrencisinin ebeveynleri oluşturmaktadır. Örneklem, uygun örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Veriler, demografik bilgi formu, "Young İnternet Bağımlılığı Ölçeği" ve "Ebeveyn-Çocuk İletişimi Ölçeği" kullanılarak toplanmış ve SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, ebeveynleri internet bağımlılığı ebeveyn çocuk ilişki üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Diğer bulgulara göre, ebeveynlerin internet bağımlılığı düzeyleri ile çocuklarıyla olan iletişim düzeyleri arasında çeşitli değişkenler açısından anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Özellikle erkek ebeveynlerin internet bağımlılığı ve iletişim alt boyutlarından bazılarına ilişkin puanlarının daha yüksek olduğu; yaş, gelir düzeyi, çocuk sayısı ve çalışma durumu gibi demografik değişkenlerin bazı alt boyutlarda anlamlı farklılıklar yarattığı görülmüştür. Bununla birlikte, eğitim durumu, medeni durum ve çocuk cinsiyeti değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. Elde edilen sonuçlar, ebeveynlerin internet kullanım alışkanlıklarının aile içi ilişkiler üzerinde doğrudan etkili olduğunu ve bu konuda önleyici çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır.
  • Öğe Türü: Öğe ,
    Minimalizm ve grafik tasarım: Minimalist estetiğin logo tasarımı üzerindeki etkileri
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Mamahatun, Selin
    Bu tez, grafik tasarımın önemli bir alt disiplini olan logo tasarımı bağlamında minimalist estetiğin etkilerini incelemektedir. Minimalizm; sadelik, işlevsellik ve görsel dengeyi temel alan bir yaklaşım olarak, günümüzde hem küresel hem yerel markalar tarafından tercih edilmektedir. Çalışmada, minimalizmin tarihsel gelişimi, grafik tasarımdaki temel ilkeleri ve bu yaklaşımın logolara yansıyan biçimsel özellikleri ele alınmıştır. Ayrıca, minimalist logoların marka kimliği, kullanıcı algısı ve kurumsal imaj üzerindeki etkileri kültürel farklılıklar ışığında değerlendirilmiştir. Nitel araştırma yöntemiyle yapılan çalışmada, hem uluslararası (Apple, Google, Airbnb, MasterCard) hem de yerel (Türk Hava Yolları, Arçelik, Garanti BBVA) markaların logo evrimi analiz edilmiş; bu değişimlerin görsel, işlevsel ve psikolojik etkileri tartışılmıştır. Tezde ayrıca, tipografi, renk kullanımı, negatif alan ve kompozisyon gibi temel tasarım ögelerinin minimalist anlayış çerçevesinde nasıl dönüştüğü ortaya konulmuştur. Küreselleşmenin ve dijitalleşmenin etkisiyle tasarımın homojenleşme eğilimi taşıdığı, ancak kültürel bağlamların hâlâ belirleyici rol oynadığı sonucuna varılmıştır. Bu tez, grafik tasarımcılar, markalaşma uzmanları ve iletişim profesyonelleri için minimalist estetiğin sunduğu olanakları daha bilinçli değerlendirmelerine katkı sunmayı hedeflemektedir.