İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi
DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Öğe Türü: Öğe , İstanbul mevlevihaneleri semahanelerinin doğal aydınlatma açısından incelenmesi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Alınak, AybükeMevlevilik, tasavvufi bir öğreti olarak İslam'ın mistik yüzünü temsil eder ve 13. yüzyılda Mevlana Celaleddin-i Rumi tarafından temelleri atılan bir düşünce sistemidir. Bu öğreti, insanın iç dünyasındaki derinliği keşfetme ve evrensel bir aşk anlayışı ile kozmik bir birlik içinde olma arayışını vurgular. Mevlevilik, Mevlana Celaleddin Ruminin vefatından sonra oğlu Sultan Veled tarafından kurumsal hale getirilmiş ve tarikat olarak tanımlanabilmiştir. Sema ayininin yapıldığı yer olan semahaneler, bu mistik deneyimin merkez üssüdür ve bu mekanların mimari tasarımı ile doğal aydınlatma özellikleri, ayinin manevi etkisini artıran önemli unsurlardır. Sema, semazenlerin musikiyle uyumlu hareketleriyle beraber dini ritüel olarak tarikatı benzerlerinden farklı kılar. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde mevleviye tarikatı, mevlevihaneler üzerine yapılan araştırmalar tespit edilmiş, doğal aydınlatma üzerine tarihi yapılar ve bu yapılarda olan ana mekanlar üzerine yapılan çalışmalar incelenmiş, bu yapılardaki mekanlarda doğal aydınlatma konforu üzerine olan tespitler irdelenmiştir. Mevleviliğin geçmişiyle beraber tarikat yapıları olan mevlevihaneler ve içerisinde yer alan mekanlar değerlendirilmiştir. İkinci bölümde Osmanlı dönemi payitaht İstanbul’da olan asitane tipi mevlevihanelerin (Galata, Yenikapı, Bahariye, Kasımpaşa Mevlevihaneleri) genel olarak mimari özellikleri incelenmiş, semahane yapıları ve yer aldıkları yapıların mekansal özellikleri üzerine tespitler yapılmıştır. Üçüncü bölümde doğal aydınlatmanın önemine değinilerek, aydınlatmanın etkilediği hususlar üzerinde durulmuş, doğal aydınlatma konforuyla ilgili hesaplama yöntemleri izah edilmiştir. Semahane yapısında DialuxEvo 13.0 yazılımı üzerinden Galata, Yenikapı, Bahariye, Kasımpaşa Mevlevihanelerini 3 boyutlu görselleştirilip sağlanması gereken değerler için TS-EN 12464-1’den (TSE, 2021) yararlanılmıştır. Kapalı alanlarda gündönümü, ekinoks tarihlerinde ve güneşin gün döngüsünü tamamladığı saatlerin hesaplamaları yapılmıştır. Son bölümde günümüzde farklı işlevlerle kullanılan İstanbul şehrindeki asitane tipi mevlevihanelerde yer alan semahanelerdeki doğal aydınlatma konforuna dair hesap sonuçları karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda Semahane yapılarının biçimlenişinde doğal aydınlatma hesaplamalarına etkisi, yapıların yapıldığı ii zamanda doğal ışığın tasarım kriteri olarak dikkate alınmış olması gibi yorumlar yapılmaya çalışılmıştır. Günümüzde sema ayinleri veya farklı etkinlikler esnasında mekanların aydınlatma konforunu sağlamak için önerilerde bulunulmuştur, gelecekte Semahane yapılarında yapılacak restorasyon işlerinde doğal aydınlatma değerlerinin göz önünde bulundurularak işlem yapılması gerekliliği sonuçlar üzerinden izah edilmeye çalışılmaktadır.Öğe Türü: Öğe , Vestibüler semptomların bireyin yaşam kalitesi ve psikolojisi üzerine etkisi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Demirel, EsraVestibüler sistem, vücudun dengeyi ve uzaysal yönelimi sağlama işlevini üstlenen hayati bir mekanizmadır. Bu sistem, hem iç kulaktan gelen sinyaller hem de görsel ve proprioseptif ipuçları gibi çevresel bilgilerle birlikte çalışarak bireylerin dengede kalmasını sağlar. Ancak vestibüler sistemde meydana gelen bozukluklar, bireylerde baş dönmesi, dengesizlik ve diğer vestibüler semptomlara yol açabilir. Bu semptomlar, bireylerin günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırmakta, iş gücü kayıplarına neden olmakta ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir. Özellikle uzun süreli semptomlar, bireylerde anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların gelişmesine zemin hazırlayabilir. Bu çalışma, baş dönmesi ve dengesizlik şikâyetleriyle sağlık kuruluşlarına başvuran ve başvurmayan bireylerin yaşam kalitelerini ve psikolojik durumlarını değerlendirmeyi amaçlamıştır. Değerlendirme sürecinde, Dizziness Handikap Envanteri, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği ve Psikolojik İyi Oluş Ölçeği gibi genel geçerliliği kabul edilmiş ölçüm araçları kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, bireylerin değerlendirme süreçlerinde sadece fiziksel semptomların değil, psikolojik durumlarının da ele alınması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu yaklaşım, bireylerin şikâyetlerinin daha kapsamlı ve doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlamakla birlikte, tanı ve tedavi süreçlerinde multidisipliner bir çalışmanın önemini de vurgulamıştır.Öğe Türü: Öğe , 0-12 yaş aralığındaki çift taraflı koklear implant kullanıcısı çocukların iletişim becerilerinin değerlendirilmesi ve ebeveynlerinin yaşam kalitesinin ölçülmesi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Altuntaş, EsranurAltuntaş, E. 0-12 Yaş aralığındaki Çift Taraflı Koklear İmplant Kullanıcısı Çocukların Dil Becerilerinin Değerlendirilmesi ve Ebeveynlerinin Yaşam Kalitesinin Ölçülmesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Odyoloji Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2024. Koklear implant, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı yaşayan bireyler için üretilmiş bir cihazıdır. Geleneksel işitme cihazları, sesleri amplifiye ederek kullanıcının doğal sesi duymasına yardımcı olurken, koklear implant, ses sinyallerini doğrudan işitme sinirine ileterek daha kapsamlı bir çözüm sunar. Bu nedenle, koklear implant, özellikle işitme cihazlarından yeterli fayda göremeyen bireyler için kritik bir alternatif oluşturur. Koklear implantın temel bileşenleri arasında dış parçalar ve iç parçalar yer alır. Dış kısım, bir mikrofon, ses işlemcisi ve bir verici içerir. Mikrofon, çevredeki sesleri toplar ve bu sesleri dijital verilere dönüştürerek işlemciye gönderir. Ses işlemcisi, bu verileri analiz eder ve belirli bir algoritma kullanarak sesleri düzenler. İşlemci, dönüştürülen ses sinyallerini kablosuz olarak iç kısma ileterek, iç kulağın içinde yer alan elektrot dizisine gönderir. İç kulakta, elektrotlar işitme sinirini doğrudan uyararak sesin beyne iletilmesini sağlar. Bu süreç, kullanıcının duyduğu seslerin, doğal seslere kıyasla daha mekanik bir tonda olmasına yol açabilir. Ancak, bu mekanik ses bile, daha önce hiç ses duymayan bireyler için oldukça değerlidir. Koklear implant, bireylerin sesleri duymalarını, ayırt etmelerini ve anlamalarını mümkün kılar, böylece dış dünya ile iletişim kurma becerilerini geliştirir. Koklear implant kullanıcıları, implant sayesinde iletişim becerilerini geliştirebilirler. Özellikle çocuklar için, erken yaşta uygulanan koklear implantlar, dil ve konuşma gelişiminde kritik bir rol oynar. Çocuklar, çevrelerinden aldıkları sesleri anlamaya başlar ve bu da onların sosyal etkileşimlerini artırır. Aileler, çocuklarının iletişim becerilerini geliştirdikçe, sosyal ortamlarda daha aktif olmalarını ve akranlarıyla daha iyi ilişkiler kurmalarını gözlemleyebilir. Bununla birlikte, implantın verimliliği bireyler arasında değişiklik gösterebilir. Bazı çocuklar, koklear implant ameliyatından kısa bir süre sonra sesleri anlamaya başlarken, bazıları daha uzun bir adaptasyon süreci geçirebilir. Bu durum, bireysel farklılıklardan kaynaklanmakta ve her çocuğun öğrenme sürecinin benzersiz olduğunu göstermektedir. Bu araştırmada, çift taraflı koklear implant kullanan çocukların ebeveynlerine ve normal işitmeye sahip çocukların ebeveynlerine iki ayrı anket uygulanmıştır. Bu anketler, çocukların iletişim becerilerini ve ebeveynlerinin genel yaşam kalitelerini değerlendirmek amacı taşımaktadır. Koklear implantın sağladığı faydalar yalnızca kullanıcılarıyla sınırlı değildir; aileler de bu süreçten önemli ölçüde etkilenir. Ebeveynler, çocuklarının implant sayesinde iletişim becerilerinde yaşanan ilerlemeyi gözlemleyerek, onların sosyal hayata daha aktif katılmalarını sağlamakta önemli bir rol oynarlar. Çocuklarının sesleri duymaya başlaması, ebeveynlerin yaşam kalitesinde de olumlu değişikliklere yol açar. Aileler, çocuklarıyla daha etkili bir şekilde iletişim kurdukça, aile bağları güçlenir ve ev ortamındaki genel mutluluk artar. Koklear implant, işitme kaybı yaşayan bireyler için bir dönüm noktasıdır. Hem bireysel hem de sosyal yaşamda sağladığı faydalar, implant kullanıcılarının yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırır. Ancak, koklear implant uygulaması ve sonrasındaki adaptasyon süreci, bireyden bireye değişiklik gösterir. Bu nedenle, her kullanıcının ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş rehabilitasyon programları oluşturulması büyük önem taşır. Sonuç olarak, koklear implant sadece işitme kaybı olan bireyler için değil, aynı zamanda onların aileleri için de önemli bir gelişim fırsatı sunar. İletişim becerilerinin gelişimi ve yaşam kalitesinin artırılması, koklear implantlar sayesinde mümkün hale gelmektedir.Öğe Türü: Öğe , Duygusal şemalar ve yalnızlık arasındaki ilişkinin üniversite öğrencilerinde incelenmesi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Uzunoğlu, YiğitDuygusal Yalnızlık ve Sosyal Yalnızlık olarak yalnızlığı boyutlara ayırarak incelemenin, yalnızlık yaşayan bireylerin özgün ihtiyaçlarını daha iyi anlamak için önemli olduğu düşünülmektedir (Weiss, 1973). Bu çalışmada, Leahy’in (2002) bireyin duygular ve duygularla ilişkili süreçler hakkında sahip olduğu teoriler olarak kavramsallaştırdığı Duygusal Şemaların, algılanan Duygusal Yalnızlık ve Sosyal Yalnızlık ile ilişkileri incelenmiştir. Araştırma için 408 kişiye ulaşılmış ve kriterlere uygun bulunan 355 kişi çalışmaya alınmıştır. Bu çalışmada 98’i erkek ve 257’i kadın, 18-25 yaş aralığında olan ve aynı üniversitede okuyan öğrencilerinden oluşan gönüllü katılımcılara verilen De Jong Gierveld Yalnızlık Ölçeği (DJGYÖ), Leahy Duygusal Şema Ölçeği (LDŞÖ) ve Sosyodemografik bilgi formu ile veriler alınmıştır. Ölçeklerden toplanan verilerin normal dağılım göstermediği tespit edilmiş ve bu yüzden parametrik olmayan istatistik metotları kullanılmıştır. Spearman Rho korelasyon analizi sonucunda: Duygusal Yalnızlık ile anlaşılabilirlik, onaylanma, duygulara karşı zayıflık, farklılık, kontrol edilemezlik ve ruminasyon duygusal şemaları arasında anlamlı ilişkiler bulunmuş. Sosyal yalnızlık ile hisleri kabullenme, onaylanma, duygulara karşı zayıflık ve farklılık duygusal şemaları arasında istatiksel olarak anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar yalnızlık deneyimi yaşayan bireylerin dünyayı ve diğer insanları tehlikeli olarak değerlendirme eğilimlerinin (Spithoven vd., 2017) bireyin kendi duygularını değerlendirme süreçleriyle ilişkili olabileceği gösterilmiştir.Öğe Türü: Öğe , Yetişkinlerin baş etme stratejileri ve öz-yeterlilik düzeyleri ile tütün ürünleri kullanımları arasındaki ilişkinin incelenmesi: Elektronik sigara örneği(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Taşdemir, Yağmur DilanBu araştırmanın amacı; yetişkin bireylerin baş etme stratejileri ve öz yeterlik düzeyleri ile tütün ürünleri kullanımları ile elektronik sigara kullanımları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmanın evrenini, 18-61 yaş aralığında bulunan tütün ürünü kullanıcıları oluştururken; araştırmanın örneklemini, Türkiye’de yaşayan 92 (%35.8) erkek ve 165 (%64.2) kadın olmak üzere toplam 257 katılımcı oluşturmaktadır. Veriler, Demografik Bilgi Formu, Fagerström Nikotin Bağımlılık Testi, COPE Başa Çıkma Tutumları Ölçeği, Sigaranın Psikolojik Bağımlılığı Ölçeği ve Genel Öz Yeterlik Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verileri SPSS-24 Programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, elektronik sigara kullanmayan yetişkinlerin baş etme stratejileri düzeylerinin, kullanan yetişkinlere göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulgulanmıştır. Ayrıca, elektronik sigara kullanan bireylerin sigaranın psikolojik bağımlılık düzeylerinin kullanmayanlara oranla daha yüksek olduğu bulgulanmıştır. Cinsiyet değişkenine göre yapılan incelemede, kadın katılımcıların baş etme stratejileri düzeylerinin erkek katılımcılara oranla daha yüksek olduğu, buna ek olarak yaş değişkeni de incelendiğinde özellikle 26-33 yaş grubundaki bireylerin elektronik sigara kullanım oranlarının diğer yaş gruplarına göre anlamlı şekilde daha yüksek olduğu bulgulanmıştır. Elektronik sigara kullanıcılarının genel öz yeterlilik düzeyleri ile e-sigara cihazı değiştirme sıklıkları arasında anlamlı farklılıklar olduğu, elektronik sigara kullanmayan bireylerin ise günlük sigara tüketim miktarına göre nikotin bağımlılığı ve sigaranın psikolojik bağımlılık düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar olduğu bulgulanmıştır. Araştırma sonucuna göre, bireylerin stresle baş etme yöntemlerinin elektronik sigara ve tütün kullanımları üzerinde belirleyici bir etkisi olduğu ve bağımlılık düzeylerinin kullanım alışkanlıklarına göre değişkenlik gösterdiği söylenebilir. Elde edilen sonuçlara göre çeşitli önerilerde bulunulmuştur.


















