The Necessity of A Collaborative Communication Model: An Analysis in The Context of The Concepts of Convergence, Collective Intelligence and Participatory Culture
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Communication capability, as well as air and water distribution, are vital for those stranded in devastating disasters such as earthquakes. Therefore, communication tools, especially social media, play a critical role in saving lives during disasters. In addition to this role, the fact that the media can also mediate a significant amount of disinformation causes it to be positioned as a problematic area. The current study discusses the necessity of a collaborative communication model that can be used against disinformation that can disrupt communication during disasters. Thus, it is aimed to provide a conceptual contribution to the development of a communication model that will have a positive impact on the success of crisis management. In the study conducted with the literature review technique, one of the qualitative research methods, the collected data were grouped and analyzed in a way to obtain a real result. According to the results, crisis management is significantly affected by disinformation anxiety. This anxiety prevents social media from being seen as a reliable source of information. In addition, commercial conflicts of interest also prevent the necessary collaborations in times of disaster. The necessity of a collaborative communication model emerges in order for the information and communication technological infrastructure to be used effectively by all segments of society in case of disaster.
Deprem gibi yıkıcı afetlerde mahsur kalanlar için hava ve su gereksinimiyle birlikte iletişim kabiliyeti de hayati önem taşımaktadır. Dolayısıyla sosyal medya başta olmak üzere iletişim araçları, afet anlarında hayat kurtarmak gibi kritik rol üstlenmektedirler. Üstlendiği bu rolün yanında medyanın önemli oranda dezenformasyona da aracılık edebilmesi, onu aynı zamanda problemli bir alan olarak konumlandırılmasına yol açmaktadır. Hali hazırdaki araştırmada afet anlarında iletişimin sekteye uğramasına neden olabilen dezenformasyona karşı kullanılabilecek iş birlikçi bir iletişim modelin gerekliliği tartışılmaktadır. Böylece kriz yönetiminin başarısına olumlu etki sağlayacak bir iletişim modelinin geliştirilmesine kavramsal bir katkı sunulması amaçlanmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması tekniğiyle yapılan çalışmada, toplanan veriler reel bir sonuç elde edilecek şekilde gruplandırılıp analiz edilmiştir. Çıkan sonuca göre kriz yönetimi, dezenformasyon kaygısından önemli derecede etkilenmektedir. Bu kaygı sosyal medyanın güvenilir bilgi kaynağı olarak görülmesini engellemektedir. Bunların yanında ticari çıkar çatışmaları da felaket anında gerekli işbirliklerine gidilmesini engellemektedir. Bilgi iletişim teknolojik altyapısının, afet anında her kesim tarafından etkili bir biçimde kullanılabilmesi için işbirlikçi bir iletişim modelinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.