Toplumsal Cinsiyet ve Medya: Şule Çet’in Şüpheli Ölümü Üzerine Haberlerin Eleştirel Söylem Analizi
Abstract
Toplumsal cinsiyet kavramı, kişinin biyolojik cinsiyetinden farklı olarak bireyin
toplumsallaşma süreci içerisinde cinsiyete ilişkin edindiği kalıplar, yargılar ve önyargılar
olarak adlandırılabilir. Toplumsal cinsiyet, bireyin sosyalleşme süreci ile birlikte ortaya
çıkan sosyo-kültürel bir olgudur. Geleneksel toplumlarda ikincil gruplar aleyhine kurulan
toplumsal cinsiyet düzeninin pekiştirilmesinde ve sürdürülmesinde başat rol oynayan
medya, söylemin gücüyle toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti meşru
kılmakta ve yaygınlaştırmaktadır. Çalışma, bu bağlamda yeni medya üzerinden gündem
oluşturulan ve daha sonra ana akım medya gündemine de yerleşen Şule Çet’in şüpheli
ölümü üzerine Sabah gazetesinin dijital versiyonunda 01.06.2018-18.06.2019 tarihleri
arasında yer alan haberlerin incelenmesini içermektedir. Çalışmanın amacı, Sabah
gazetesi örneğinde kadına yönelik şiddet ve tecavüz haberlerinde kullanılan cinsiyetçi
söylemlerin tespit edilerek toplumsal cinsiyet odaklı haberciliğe ilişkin önerilerin
sunulmasıdır. Çalışmada Van Dijk’in eleştirel söylem analizi yöntemi esas alınmaktadır.
Toplumsal cinsiyet odaklı haberciliğe ilişkin verilerin ortaya çıkarılmasında kullanılan
eleştirel söylem analizi dil formları içerisinde örtük bir biçimde yer alan anlam ve
ideolojilerin bulunmasını sağlar ve iktidar, söylem ve ideoloji arasındaki ilişkiyi medya
içerikleri aracılığıyla incelemek için alan yaratır. Kadına şiddeti içeren haberler söz
konusu olduğunda başlık, haber fotoğrafı, kelime seçimi, cümle yapısı vb. mikro ve makro
yapıların nasıl kurgulandığı azami önem taşımaktadır. Bu doğrultuda medyanın toplumsal
cinsiyet odaklı haber anlayışını reyting/tiraj/tıklanma kaygısının önüne koyması ve
toplumsal sorumluluk anlayışı çerçevesinde toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici bir
yayın politikası uygulama hususunda gerekli adımları atması gerekmektedir. Gender can be called as stereotypes, judgments and prejudices acquired by the individual
in the process of socialization. Gender is a socio-cultural phenomenon that occurs with
the individual’s socialization process. Media, which plays a major role in strengthening
and sustaining the gender order established against secondary groups in traditional
societies, legitimizes and promotes gender-based violence with the power of discourse.
In this context, the study includes the analysis of the news on the suspicious death of Şule
Çet, who was put on the agenda of the new media and then settled on the mainstream
media agenda, in the digital version of Sabah newspaper between the dates 01.06.2018-
18.06.2019. The aim of this study is to identify the sexist rhetoric used in the news of
violence and rape against women in the Sabah newspaper and to present suggestions for
gender-oriented journalism. The study is based on Van Dijk’s method of critical discourse
analysis. Critical discourse analysis, which is used to uncover data on gender-oriented
journalism, implicitly finds meaning and ideologies in language forms and creates space
to examine the relationship between power, discourse and ideology through media
contents. When it comes to news of violence against women, the title, news photo, word
selection, sentence structure and so on. How micro and macro structures are constructed
is of utmost importance. In this direction, the media should put the gender-oriented news
approach in front of rating / circulation / click concerns and take the necessary steps to
implement a publication policy that supports gender equality within the framework of
social responsibility.
Volume
7Issue
1Collections
The following license files are associated with this item: