İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi
DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
To Stay or Leave? Consequences of Ethical Dilemma Experienced by Nurses in the Intensive Care Units
(SPRINGER, VAN GODEWIJCKSTRAAT 30, 3311 GZ DORDRECHT, NETHERLANDS, 2024) Kalaycıoğlu, Ozan; Sert Özen, Arzu; Yeşildağ, Ahmet
Global shortages of healthcare workers, particularly nurses, have been exacerbated by the COVID-19 pandemic, putting
signifcant pressure on healthcare systems worldwide. According to the International Council of Nurses (ICN), 13 million
additional nurses are urgently needed to meet global demand. Nurses, who are the backbone of patient care, have faced
unprecedented ethical dilemmas, particularly in intensive care units (ICUs), where resource allocation, such as ventilator
management and triage decisions, often confict with basic ethical principles. This study seeks to contribute to the literature
by examining the efect of the ethical dilemmas experienced by ICU nurses during COVID-19 pandemic on emotional exhaustion and turnover intention and testing whether emotional exhaustion has a mediating role on the relationship between ethical
dilemma and turnover intention. The research model was tested with partial least square structural equation modeling (PLS–
SEM) in the package program SmartPLS. The bias-corrected bootstrapping (resampling) method was applied to the sample
of 189 nurses who work in the intensive care units in the hospitals in the East Black Sea Region of Türkiye. The research
results indicated that ethical dilemma is positively associated with emotional exhaustion (β=0.305, 95% CI [0.167–0.407]),
and turnover intention (β=0.156, 95% CI [0.146—0.423]). In addition, emotional exhaustion has a complementary partial
mediation efect (B=0.149, 95% CI [0.083–0.215]) between ethical dilemma and turnover intention among ICU nurses.
Havayolu işletmelerinin, "X, Y, Z" kuşaklarına sunduğu pazarlama hizmet kalitesinin algısı ve memnuniyetine etkisine yönelik bir araştırma
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Günal, Zülal
Bu çalışmanın temel amacı, havayolu işletmelerinin, “X, Y, Z” kuşaklarına
sunduğu pazarlama hizmet kalitesinin algısı ve memnuniyetine etkisinin ampirik bir
çalışma ile ortaya konulmasıdır. Bilindiği üzere havayolu işletmeciliği, insanlar ve
eşyanın en kısa zamanda, en ucuz ve emniyetli bir şekilde taşınması olarak
tanımlanmıştır. Bir havayolu işletmesinin dünyada parmakla gösterilen hizmet
anlayışına sahip olması gereği en önemli vizyonu olarak bilinirken; uçuş emniyeti,
güvenirliliği ile birlikte geniş yelpazede kaliteli hizmet sunma başarısının sağlanması
misyon olarak ifade edilmektedir. Havayolu işletmelerinin birincil hedefi kaliteli
hizmet sunarak müşteri memnuniyetinin sağlanmasıdır. En önemli müşteri portföyünü
“X, Y, Z” kuşakları oluşturmaktadır. Değişen dünya şartlarında, uçak yolcu profilinin
duygu, değer ve davranış psikografi analizi son derece önem kazanmıştır. Saha
çalışması olarak İstanbul Hava Limanı’ndan uçuş yapan yolcular seçilmiştir. Ayrıca,
bu çalışma ile x, y, z kuşaklarını temsil eden yolcuların, genel seyahat memnuniyetleri
üzerinde etkili olan faktörlerin önem sıraları belirlenerek işletmelerin kıt kaynaklarını
hizmet kalitesi boyutlarına göre ne şekilde dağıtmaları gerektiği ve bunun genel
memnuniyet üzerinde etkilerinin tespit edilmesine ilişkin önemli ipuçlarının elde
edilmesi mümkün olacaktır. İstanbul Hava Limanı Türkiye’nin bölgesel bir gücünü
temsil eden, dünyanın en iyi on havalimanından birisidir. Bu çalışmada, pazarlama
bilim alanında en çok tercih edilen SERVQUAL ölçeğinden faydalanılmıştır. Bilindiği
üzere bu ölçek, müşterilerin satın aldıkları hizmetten beklentileri ve algılama düzeyleri
arasındaki farkın ölçümünde kullanılan bir ölçektir. “Servqual Hizmet Kalitesi
Modeli” havayolu işletmelerinin sunduğu pazarlama hizmet kalitesinin 5 alt boyutunu
(fiziksel özellikler, güvenirlilik, heveslilik (yanıt verilebilirlik), güvence ve empati)
temsil eden bağımsız ve havayolu işletmelerine de uyarlanabilen 22 adet alt değişken
ölçütü içermektedir. Bu tez araştırmasında, kesitsel kapalı uçlu sorulu ankete dayalı
temeli olan nicel yaklaşım seçilmiştir ve beşli ‘Likert Ölçeği’ kullanılmıştır. Ayrıca
bir anket metodolojisi ile anket uygulanması daha iyi sonuç elde edilmesi için uygun
bulunmaktadır.
Yapılan saha araştırması sonucu elde edilen bulgular analiz edildiğinde,
havayolu işletmelerinin, “X, Y, Z” kuşaklarına sundukları pazarlama hizmet kalitesi algısının alt boyutlarından fiziksel özelliklerin ve güvencenin, yolcu memnuniyeti
üzerinde anlamla bir etkisi olmadığı; ayrıca güvenirliliğin, yanıt verilebilirliğin ve
empatinin yolcu memnuniyeti üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu saptanmıştır. Bu
tespitlere ilaveten, havayolu işletmelerinin sunduğu pazarlama hizmetinin, “X, Y, Z”
kuşaklarını etkileme olasılığı ve “X, Y, Z” kuşaklarının, havayolu işletmelerinin
sunduğu pazarlama hizmeti ile yolcuların hizmet kalite algısı ve memnuniyeti üzerinde
etkili olma olasılığı ortaya konulmuştur.
Hizmet kalitesi 5 boyutunun demografik özelliklere göre anlamlı bir
farklılaşma olmadığı görülmüştür. Faktör analizi neticesinde, ölçeklerin normal
dağıldığı anlaşılarak, “Korelasyon, Regresyon, Anova, Step-Wise”; kuşaklar arası
farkların analizi için “Varyans analizi, t test ve Welç Tekniği” uygulanmıştır. Bu
çalışmadan elde edilen sonuçların, “X, Y, Z” kuşaklarının havayolu işletmeleri
tarafından sunulan hizmet kalitesinin algısı ve memnuniyetine ilişkin ulusal ve
uluslararası platformlarda çok az sayıda yapılmış olan çalışmaları desteklemenin yanı
sıra gelecekteki araştırmacılara örnek teşkil etmiştir.
Ayrıca, Türkiye kapsamında tüm kuşaklara yönelik böyle bir çalışmaya
rastlanmadığından, bu araştırmanın Türkiye’de gerçekleştirilen bir ilk çalışma olması
özelliği mevcuttur. Bu sebeple de araştırmanın ulusal ve uluslararası yazına ciddi bir
katkısı olacaktır. Ayrıca, bu çalışma sonucunda, İGA’dan seyahat eden yolcuların,
genel memnuniyetleri üzerinde etkili olan faktörler belirlenmiştir ve özellikle
yolcuların kalite boyutu ile çok ilgilenmediği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle
havayolu işletmelerinin kıt kaynaklarını yönetirken bu bulguyu dikkate almaları için
öneriler sunulmuştur. Özellikle hizmet kalitesi boyutlarına göre kaynakların ne şekilde
dağıtılacağı ve bu dağıtımın yolcuların genel memnuniyeti üzerinde etkilerinin nasıl
olacağına ilişkin önemli ipuçlarının elde edilmesi yönünde bir fayda ortaya
konulmuştur. Böylece alan yazına, kuramsal ve uygulamaya yönelik olarak yeni
modeller geliştirilmesine olanak sağlanmış ve yolcu sosyalizasyonu isminde bir model
önerisinde bulunulmuştur.
Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'daki doğrusal olmayan savaş stratejisi ve Batı'nın güvenlik algısı (1991-2015)
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Karakuş, Yakup
2014 yılında Rusya Federasyonu’nun (RF) Kırım’ı ilhak girişimi ve akabinde
2014-2015'te Doğu Ukrayna-Donbass bölgesinde ortaya çıkan silahlı çatışma ortamı,
literatürde önemli bir savaş tartışmasını da beraberinde getirmektedir. Ancak 2014-
2015'teki Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonları, tam olarak adlandırılamamış hatta
üzerinde uzlaşı sağlanamamış bir savaş yaklaşımı ve stratejik yaklaşım
görünümündedir. Batı literatüründe daha çok hibrit savaş-hibrit tehdit ve Rus hibrit
savaşı şeklinde birçok çalışmaya konu olan bu çatışma (operasyonlar) süreci, çok
nadir olarak doğrusal olmayan savaş (DOS) şeklinde de adlandırılmaktadır. Doğrusal
olmayan savaş (DOS); ortak kuramsal bir çerçevede tanımlanmamakta, yöntemsel
farklılıklarla değerlendirilmekte ve terminolojik farklılıklar da içermektedir.
Bu tez; 2014-2015'te Rusya'nın operasyonları ile şekillendirdiği süreci,
retrospektif bakış açısı ile 1991-2014 döneminde Ukrayna-Rusya arasında yaşanan
doğrusal olmayan ilişkileri ve gelişmeleri değerlendirerek, analiz etmeye
çalışmaktadır. Bu bağlamda tez; 2014-2015'te yaşanan süreci, “doğrusal olmayan
savaş+stratejisi (DOS+S)” şeklinde adlandırmakta ve bazı varsayımlar üzerinden
değerlendirmektedir. Tezin amacı; “Rusya’nın yeniden aktör ve tehdit olarak
algılanmasını sağlayan DOSS nedir?” sorusu üzerine odaklanmaktadır. DOSS
kapsamında kuramsal-kavramsal bir çerçeve geliştirerek, teorik-doktrinsel-askerî
pratik üzerine analitik yaklaşımla literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.
DOSS'un stratejik-operasyonel-taktiksel bağlamda nasıl yorumlanması
gerektiğine dair bazı çıkarımlar içeren tez; “DOSS nedir?” sorusuna cevap aramakla
birlikte Batı ekseninde savaş/tehdit/güvenlik algısına dair nasıl bir etki (tartışma)
alanı oluşturduğunu da sorgulamaktadır. Nihayetinde DOSS’un, asimetrik bir
yaklaşımla algı operasyonları ve askerî-siyasi operasyonlarla şekillendirildiği; büyük
bir resim üzerinden okunması gereken, ulusal-uluslararası güvenlik yaklaşımları için
tehdit arz eden ve güvenlik algısı sorununa dönüşebilecek stratejik kurgu olduğu;
kanısına varılmaktadır.
Çevik liderlik ve örgütsel sürdürülebilirliğin iş tatminine etkisi: Marmara Bölgesi belediyelerinde bir araştırma
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Yazır, Adem
Bu çalışmanın amacı, çevik liderlik ve örgütsel sürdürülebilirliğin iş tatminine
etkisinin analizidir. Bu kapsamda çalışmanın problem cümlesi; örgütsel sürdürülebilirlik
ve çevik liderlik uygulamaları, çalışanların iş tatminini etkiler mi? şeklinde
belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır.
Anketin ilk kısmında; demografik özelliklerin belirlenebilmesi için, yaş, cinsiyet,
çalışma süresi, eğitim durumu gibi kişisel bilgilere yönelik sorular; ikinci kısımda,
“Çevik Liderlik Ölçeği”, üçüncü kısmında “İş tatmin Ölçeği” ve dördüncü kısmında
“Örgütsel Sürdürülebilirlik Ölçeği” yer almıştır.
Araştırmanın yapılan analizleri sonrasında: paylaşılan sorumluluk ve proaktivite
çevikliği değişkeninin ve çevresel sürdürülebilirlik değişkeninin, “içsel tatmin”
üzerinde; sinerji çevikliği ile yeniliklere açıklık ve uyum sağlama değişkenlerinin dışsal
tatmin üzerinde pozitif yönlü etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Franchising sisteminin işletmelerin performansına ve kurumsal girişimciliğin yaygınlaşmasına etkilerinin analizi: Fast-food sektörü örneği
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Temur, Özhan
Bu çalışmanın amacı, franchising sisteminin, işletmelerin performansına ve
kurumsal girişimciliğin yaygınlaşmasına etkilerinin analizidir.
Bu çalışmanın, literatür kısmında tümden gelim yöntemi ve uygulama
kısmında niceliksel yöntemlerden, sebep ve sonuç ilişkilerinin analiz edilmesi
amacıyla “ilişkisel tarama” yöntemi esas alınmış olup, anket katılımcıları basit
tesadüfi örnekleme yöntemiyle belirlenecektir. Anket sonrası elde edilen verilerle;
SPSS 21 istatistik programı ile “güvenirlik analizi, frekans analizi uygulanmış ve
farklılık, korelasyon ve regresyon analizleri ile hipotezler irdelenecektir. Arşıtrmanın
anketleri İstanbul Avrupa yakasında faaliyet gösteren toplam 3755 francahsig
işletmelerinde çalışan 17584 çalışandan 600 kişiye uygulanmıştır. Anketin birinci kısmı;
demografik özellikleri belirlenebilmesi ile ilgili soruları, İkinci kısmmı; “Franchising
Sisteminde Başarıyı Etkileyen Temel Faktörler Ölçeği” ve üçüncü kısmında
“Kurumsal Girişimcilik Ölçeği” ile ilgili soruları kapsamaktadır.
Bu çalışma için yapılan analiler sonucunda: “Güç Dengesi”, “İş Birliği”,
“Franchise Verenin Marka İmajı”, “Genel İmaj ve Desteği “değişkeninin
“Yenilikçilik Avantajı” üzerinde pozitif yönlü; “Sistemin Sağladığı Motivasyon”
değişkeninin “Çok Yüksek Önemde Sağlanan Avantajlar” üzerinde pozitif yönlü;
“Sağlanan Ekonomik Fayda” değişkeninin “Çok Yüksek Önemde Sağlanan
Avantajlar” üzerinde pozitif yönlü; “Faaliyet Beklentileri” değişkeninin “Yenilikçilik
Avantajı” üzerinde pozitif yönlü; “Güç Dengesi”, “İş Birliği”, “Franchise Verenin
Marka İmajı”, “Genel İmaj ve Desteği “değişkeninin “Çok Yüksek Önemde
Sağlanan Avantajlar” üzerinde pozitif yönlü ilişki olduğu tespit edilmştir.