The Negative Footprint Illusion: Why Our 'Green' Choices Might Not Be So Green?
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
The Negative Footprint Illusion (NFI) is a cognitive bias that leads individuals to falsely assume that adding an environmentally friendly product or behavior reduces the overall environmental impact. This illusion distorts sustainability assessments, as people rely on averaging bias, compensatory green beliefs (CGB), framing effects, and quantity insensitivity instead of objectively evaluating total environmental impact. This review examines NFI as a cognitive barrier to sustainable nutrition, exploring its underlying mechanisms and their role in shaping environmental decision-making. Empirical evidence highlights how individuals miscalculate their carbon footprint, particularly in food consumption and energy-related decisions and how perceptual biases reinforce this illusion. Addressing these biases through strategic sustainability communication and evidence-based decision-making frameworks is crucial for fostering truly sustainable consumption behaviors.
Negatif Ayak İzi Yanılsaması (NAİY), bireylerin çevre dostu bir ürün veya davranış eklediğinde toplam çevresel etkinin azaldığını yanlış bir şekilde varsaymasına neden olan bilişsel bir yanılgıdır. Bu yanılsama, sürdürülebilirlik değerlendirmelerini sistematik olarak çarpıtarak bireylerin toplam çevresel etkiyi nesnel bir şekilde değerlendirmesi yerine ortalama alma yanılgısı, telafi edici yeşil inançlar (TEYİ), çerçeveleme etkisi ve miktar duyarsızlığı gibi faktörlere dayanmasına yol açar. Bu derleme, NAİY'yi sürdürülebilir beslenme açısından kritik bir bilişsel engel olarak ele almakta ve bu yanılsamanın temel mekanizmalarını, çevresel karar alma süreçleri üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir. Ampirik bulgular, bireylerin özellikle besin tüketimi ve enerjiyle ilgili kararlar sırasında karbon ayak izlerini yanlış hesapladığını ve algısal yanılgıların bu yanılsamayı nasıl güçlendirdiğini göstermektedir. Bu yanılgıların azaltılması, etkili sürdürülebilirlik iletişimi ve kanıta dayalı karar alma çerçeveleri ile mümkündür ve gerçekten sürdürülebilir tüketim davranışlarını teşvik etmek için hayati bir gerekliliktir.