Romantik ilişkisi olan ve olmayan bireylerde obsesif-kompulsif belirtiler ve kaygı düzeylerinin incelenmesi

Abstract

Bu araştırmada romantik ilişkisi olan ve romantik ilişkisi olmayan bireylerin obsesif kompulsif belirtileri ile kaygı düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Katılımın tamamen gönüllülük esasına dayalı olduğu bu araştırmanın örneklemini Türkiye’nin farklı illerde ikamet eden, yaşları 18+ olan ve herhangi bir psikolojik rahatsızlığa sahip olmayan 403 katılımcı oluşturmuştur. 212 kadın ve 192 erkek katılımcının yaşlarının 18+ ile 40+ arasında değişim gösterdiği görülmüştür. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan Sosyodemografik Bilgi Formu, Vancouver ObsesifKompulsif Ölçeği ve STAI Durumluluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Katılımcıların cinsiyeti, yaşı, eğitim durumu, gelir durumu ve ilişki durumu gibi demografik niteliklerinin de obsesif kompulsif belirtileri ve kaygı düzeyleri üzerinde anlamlı farklılıklar yarattığı görülmüştür. Obsesif kompulsif belirtiler ile kaygı düzeyi arasındaki ilişkinin gücünü ve yönünü belirlemek adına yapılan Pearson Korelasyon analizi sonucunda durumluk kaygının ve sürekli kaygının buluşma/kirlenme, kontrol etme, obsesyonlar, biriktirme, sadece doğru hissetme ve kararsızlık olmak üzere obsesif kompulsif belirtilerin tüm alt boyutları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu saptanmış ve Obsesyonlar ve Kararsızlık alt boyutlarının, hem durumluk kaygıyı hem de sürekli kaygı açıklayıcı güçte olduğu bulgulanmıştır. Yürütülen çalışma sonucunda ulaşılan bulgular alan yazındaki araştırmalar ile karşılaştırılarak detaylı olarak tartışılmış ve gelecek araştırmacılara yönelik öneriler verilerek çalışma sonlandırılmıştır.

In this study, the relationship between obsessive compulsive symptoms and anxiety levels of individuals who have a romantic relationship and those who do not have a romantic relationship was examined. Dec. The sample of this research, in which participation is based entirely on a voluntary basis, was made up of 403 participants residing in different provinces of Turkey, aged 18+ and not having any psychological disorders. It was observed that the ages of 212 female and 192 male participants varied between 18+ and 40+ Dec. The Sociodemographic Information Form prepared by the researcher, the Vancouver Obsessive-Compulsive Scale and the STAI Status and Persistent Anxiety Scale were used as data collection tools in the study. Statistical analyses of this research conducted in the relational screening model were performed using the SPSS 24.00 program. As a result of the normality analysis, it was determined that the data set showed a normal distribution and the analyses to be performed were decided. For the demographic variables considered within the scope of the research, the Independent Groups t Test was used to determine the differences in binary groupings, and the One-way ANOVA test was used to determine the differences in more than two groupings. Demographic characteristics of the participants such as gender, age, educational status, income status and relationship status were also found to create significant differences in obsessive-compulsive symptoms and anxiety levels. As a result of Pearson Correlation analysis conducted to determine the strength and direction of the relationship between obsessive compulsive symptoms and anxiety level, it was found that there is a positive directional and significant relationship between all subdimensions of obsessive compulsive symptoms, including dating /contamination, controlling, obsessions, accumulation, just feeling right and indecision, and Obsessions and Indecision sub-dimensions are found to be explanatory of both situational anxiety and constant anxiety. Decadence and Anxiety sub-dimensions are found to be explanatory of both status anxiety and constant anxiety. Decadence and anxiety sub-dimensions are found to be positive and significant. The findings obtained as a result of the conducted study were compared with the research in the iii field article and discussed in detail, and the study was terminated by giving suggestions for future researchers.