Yazar "Tarhan, Diler Ezgi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alman Felsefesinde Ayniyetsizlik ve Sanat: Wagner ve Mahler’in Müziğine Felsefi Bir Bakış(Mersin Üniversitesi, 2024) Tarhan, Diler EzgiHiçbir sanatsal yaratım etkinliğinin, içinde bulunulan çağın entelektüel ikliminden ve tarihsel koşullarından soyutlanarak ele alınamayacağını düşünerek Wagner müziğinin Mahler üzerindeki etkisi ve bu etkileşimin müzik felsefesi tarihindeki kültürel ve estetik arkaplânı açıklanırken sözkonusu müzikal etkileşim, Alman felsefesinde o döneme damgasını vuran kültür krizi, tarihsel çöküş, estetik bir pathosa öykünme ve köksüzlük gibi temel felsefî tartışmalar etrafında değerlendirilmiştir. Bu amaçla salt Wagner ve Mahler’in o dönemki müzikal üretkenlikleri ve kurdukları etkileşimin tarihsel dayanakları değil, Alman felsefesinin o dönem yaşadığı varoluşsal sancılar, ayniyetsizlik krizinin toplumda yol açtığı yabancılaşma, Nazizm’in açtığı yaraları estetik bir pathosla iyileştirme tesellisi ve Almanlarda o dönem otantik sanata duyulan açlığın Antik Yunan sanatına öykünmeci bir tutumla aşılmaya çalışılması gibi konular da ele alınmış; tüm bu entelektüel ve kültürel hesaplaşmaların sanatsal üretim üzerindeki tesiri, büyük Alman düşünürlerinin estetik anlayışları ışığında yorumlanmıştır. Dolayısıyla Alman sanat felsefesinin Wagner ve Mahler’in yaşadığı döneme sirayet eden felsefi arkaplanı, o dönemin kültür dünyası ve sanat algısıyla ilişki içinde ele alınmaktadır.Öğe The Function in The Propositon of The 'Function- Argumen' Discrimination in The Philosophy of Frege and on The Polysemy of The Term Value(Selcuk Univ, Fac Letters, 2022) Tarhan, Diler EzgiThe aim of this article is to examine the formal logic terminology of Gottlob Frege, which is the sign of the attempt to formalize arithmetic propositions through a symbolic logic language, and to demonstrate how Gottlob Frege, one of the pioneer philosophers of 20th century philosophy, applies the 'function -argument' distinction to judgments. On the other hand, the distinction between the concepts of argument value , function value and truth value is explained in order to eliminate the contradictions arising from the use of the term value in three different meanings, which is important for this distinction. In the light of this distinction, three different uses of the term 'value' are tried to be expressed through three different terms. Instead of the concepts of 'value', 'function value' and 'truth value', it is suggested to use the concepts of 'argument', 'thought' and 'reference', respectively, and the basis of this suggestion is explained. Since it is necessary to mention the philosopher's way of expressing his judgments in the language of formal logic and the function-argument distinction in order to say something about the subject in question, after these subjects are summarized, the terminological analysis of the term 'value' will be examined. Therefore, this article explains the 'function-argument' PRIME distinction under the guidance of the term'value' in order to avoid an ambiguity that may arise from the different meanings and functions of the term 'value' in Frege terminology.Öğe Goethe’de Renk Fenomeni(Işıl Bayar Bravo / Hamdi Bravo, 2020) Tarhan, Diler EzgiWhat is wanted to be accomplished with this article is to lay out the color teaching of Johann Wolfgang von Goethe with its basic dynamics and bring forward the sides that are suitable for approaching from a phenomenological perspective to colors. With this work, we will examine the appearance forms and the conditions of appearing of the color phenomenon in Goethe, Goethe's color spectrum along with physiological, physical and chemical colors, the aesthetic and ethical roles it gives to colors, the point of view of pathological colors and color blindness, and the way it deals with cathoptric, periodic, dioptric and epoptic lights. We will identify the color of shadow and light from Goethe's point of view through Goethe's criticism of Newton and will include the views of Goethe about colorful and colorless paintings in chromatic works. We will continue our work on prismatic color combination which we examine pigment mixtures and color stratification with transparency - opacity and refraction of light and ultimately we will end our work by describing the historical course of color theory in interaction with other sciences.Öğe Husserl Fenomenolojisinde Bilinç Yaşantıları ve Modifikasyon(BEYTULHİKME FELSEFE ÇEVRESİ, AŞAĞI ÖVEÇLER MAH, 1307 SOK NO 4-2, ÇANKAYA, ANKARA 06460, TURKEY, 2021) Tarhan, Diler EzgiWith this article, we want to discuss the place and importance of conscious experiences in Husserl's phenomenology in order to comprehend topics that will directly guide the clarification of concepts and problems such as; 'modality of consciousness', 'immediate intuition', 'reflection', 'visual experience', 'consciousness modification', 'meaning-making consciousness', wilfulness, 'seen act', 'grasped object', 'immanent perception', 'empty orientation', 'absolute form' etc. and to construe their consciousness modifications and their functions in reflection. In accordance with this purpose, we will try to answer the question of how we can establish our awareness of reflexive consciousness through unreflected conscious experiences. The phenomenological analysis of object perception will be touched on, and in particular, in the light of the views, he put forward in his "Ideas I" and "Logical Investigations-II", Husserl's relations of consciousness experiences and "vision", "intention" and "reflection" will be tackled together with the departure of Husserl's distinction between actual and potential experiences. With the movement from the distinction between 'reflexive consciousness' and 'pre-reflection consciousness of experiences', 'living experience' will be separated from 'visual experience', and 'remembering', 'daydreaming' etc. phenomenological analysis of consciousness modifications in activities will be done.Öğe Husserl ile Frege’nin Anlam Görüşlerinin Karşılaştırılması(Dergah Yayınları A.Ş., 2020) Tarhan, Diler EzgiHusserl ile Frege’nin ‘anlam’ sorunu bağlamında karşılaştırılması, her iki filozofun da anlam, gönderim, doğruluk, tasarım, çokluk, yönelim, düşünce ve sayı gibi konulardaki görüşlerinden hareketle bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Nitekim her iki filozofta da anlam sorunu, filozofl arın aritmetik nesneleri, tümceleri ve özel adları anlamlandırma biçimlerine, doğruluk problemine, tasarlama ediminin anlamlandırma edimiyle ilişkisine, anlamın ontolojik koşullarına ve nesnellik problemi gibi sorunlara açılmaktadır. Dolayısıyla Husserl ile Frege’nin tüm bu sorunlar nezdinde bir karşılaştırmasını yapabilmek adına Frege ile Husserl arasındaki mektuplaşmalar incelenmiş olup bu karşılaştırma, her iki filozofun birbirlerine yönelttikleri eleştiriler ışığında ortaya konulacaktır.Öğe Kepler'in "Harmonices Mundi" Tasarısının Felsefi Temelleri(Hamdi BRAVO, 2022) Tarhan, Diler EzgiAstronomi, astroloji, matematik, göksel fizik, doğa felsefesi ve optik alanlarındaki çalışmalarıyla tanınan Johannes Kepler’in tüm hayatını adadığı kozmik armoni fenomeninin temelleri Antik Çağ felsefesine dayanmaktadır. Nitekim Pisagorculuk ile birlikte gelişen “müzik – matematik” ilişkisi, Pisagor’dan beri astronomi ve geometrinin iç içe çalışıldığı bir gelenek dâhilinde müzik teorisine kapı aralamaktadır. Bu geleneğin varislerinden biri olarak Kepler, ortaya koymaya çalıştığı evrensel düzen ve ahengin mantıksal temelinin, mistik ve teolojik yorumla çelişmeyecek bir açıklamasını vermeye çalışırken bu teorinin rasyonel ispatlarını, Platonik çokyüzlü küresel kozmolojiye ve Kopernikçi heliosentrizme dayandırmıştır. Gök kürelerinin müziği tasarısını Pisagorcu geometri üzerinden temellendiren düşünür, gezegen yörüngelerinin elips şeklinde olduğunu bulduktan sonra gezegen hareketlerini açıklayan üç temel yasa öne sürmüş ve bu yasaların üçüncüsü sayesinde kozmik armoni tasarısını kanıtladığına inanmıştır. Bu makalenin amacı, Kepler’in “Astronomia Nova”, “Mysterium Cosmographicum” ve “Harmonices Mundi” adlı eserlerini referans alarak Kepler’in göksel müzik tasarısını hangi felsefî temellere dayandırdığını açıklamaktır. Dolayısıyla Kepler’in kozmik armoni tasarısının ne doğrudan astronomi, ne doğrudan müzik teorisi, ne de doğrudan matematik alanında çalışılıyor olmasının yarattığı ihtiyaca cevap verebilmek adına bu tasarıyı, bilim- ve sanat felsefesi kanalında disiplinlerarası bir bakışla ele almayı denedik.Öğe Pythagoras Felsefesinde Müzik ve Matematik İlişkisi Üzerine(Pinhan Yayıncılık Ltd. Şti., 2020) Tarhan, Diler EzgiBu makaleyle, Pythagoras felsefesinin bir yanıyla müzik bilimine, bir yanıyla matematiğe, bir yanıyla mistisizm ve kozmogoniye, bir diğer yandan da kozmolojiye açılan ezoterik öğretisinin felsefî bakış açısından önemli görülen yanlarını analiz etmek ve Pythagoras öğretisinin ardılları sayılabilecek isimler üzerinden müzik bilimindeki izlerini sürmek istenmektedir. Bu amaçla ilk olarak Pythagoras felsefesi ve okulu hakkında genel bir bilgi verilecek, akabinde Pythagoras’ın müzik kuramının, matematiksel temellerine değinilecektir. Pythagoras felsefesinin müzik - matematik ilişkisini nasıl kurduğu açıklanırken Pythagoras’ın “monokord” adı verilen bir alet üzerinde yaptığı ses deneylerinden söz edilecek ve bu deneyler sonucunda elde ettiği keşifler açıklanacaktır. Bu buluşların başında şüphesiz ki “Pisagor gamı” ile “Pisagor koması” adı verilen iki önemli müzikal keşif gelmektedir. Pythagoras’ın sayısal oranlardan hareketle saptadığı ses aralıkları ile harmonik oktavlara, akustik ses yakınlıklarıyla ilgisine, pentatonik, diyatonik ve kromatik ses dizileriyle ilişkisine ve tetradtetraktis sayılarıyla ilgili görüşlerine değinilerek Pythagoras felsefesinde müzik – matematik ilişkisi ortaya konulduktan sonra, Pythagoras felsefesinin, Kepler’in Harmonices Mundi eseri üzerindeki tesirine değinilecektir. Pythagoras’ın Kepler üzerindeki etkisi, Kepler’in “gökkürelerinin müziği” düşüncesi üzerinden Hindemith, Ligeti, Holzt, Blanchet ve Stockhausen gibi müzisyenlere ulaşarak onların, gezegenlerin veya yıldızların çıkardıkları seslerden esinlenen besteler yapmalarına neden olmuştur. Böylece Pythagoras felsefesi, Kepler üzerinden yeni bir “kozmik müzik” algısı doğurmuştur. Öte yandan Pisagorcu tınıları, Bach, Rebel, Monteverdi, Schönberg, Webern ve Herschel gibi müzisyenlerin bestelerinde de görebilmekteyiz. Dolayısıyla bu makaleyle Pythagoras felsefesindeki müzik-matematik ilişkisi açıklanırken Pisagorcu felsefenin müzik bilimi ve kozmoloji üzerindeki tesirine de değinilecektir.Öğe Von der Analytischen Philosophie zu der Phänomenologie: Von Internamen zu den Intersinnen(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020) Tarhan, Diler EzgiDas Ziel dieses Artikels ist es, was in den Philosophien von Frege und Husserl über die Beziehungen der Bedeutung der Justiz mit dem Inhalt der Justiz, den Inhalt mit der Bedeutung, die Bedeutung mit dem Objekt und das Objekt mit den Namen, gesagt wird, über die korrelative Bindung zwischen dem, was wir nennen, und dem, was wir meinen, zu diskutieren. Zu diesem Zweck wird die Husserl-Phänomenologie, mit der Bedeutung der von Frege gegründeten analytischen Tradition, beginnend mit den Dingen, die in die Sprache mit irgendeinem Name vertretet wird, seiner Meinung über Inhalt geprüft und den Unterschied der phänomenologischen Bedeutung mit der analytischen Bedeutunguntersucht. Nebenan werden auch die Nebenbedeutungen diskutiert, die mit diesem Problem in beiden Traditionen verbunden sind, und diese Diskussion, die über Husserl und Frege geführt wird, wird mit den Ansichten beider Philosophen über Konzepte wie Design, Objekt, Konzept, Denken und Phänomen erweitert.Öğe Wittgenstein’da Görme Fenomeni(BEYTULHİKME FELSEFE ÇEVRESİ, AŞAĞI ÖVEÇLER MAH, 1307 SOK NO 4-2, ÇANKAYA, ANKARA 06460, TURKEY, 2021) Tarhan, Diler EzgiSince the phenomenon of blindness in general, and color blindness in particular, is defined by the concepts of people who see normally, it is not possible for those people to learn to use neither the names of colors nor the words blindness or color blindness like a normal person, according to Wittgenstein. However, for Wittgenstein, it is possible for the seeing people to describe what they see, to the blind, or at least to teach the chain of use at the language level, similar to the fact that the use of color words can also be taught to the blind. Same thing is true the other way around too: the unique way of seeing/not seeing of blind people can also be described phenomenologically to the people who see normally. For this reason, for someone who is colorblind or blind in general, blindness or color blindness is something that learned, while for someone who sees normally, the phenomenon of seeing is not something that can be learned. For this purpose, from the start, after mentioning the distinction between what is and what appears, in the context of learnable and teachable language games, interpersonal differences in color and appearance in Wittgenstein, the color teachings of Newton and Goethe will be discussed roughly, and an analytical interpretation of the phenomenon of seeing will be developed in the light of Wittgenstein's logical color teaching. As a matter of fact, in Wittgenstein, knowing what seeing is depends on learning the use of the word seeing in the language. For this reason, the logical analysis of the phenomenon of seeing will be discussed in the chain of use of the language through the concepts of language games, and family similarities.Öğe WITTGENSTEIN’DA ‘RENK’ FENOMENİ(2021) Tarhan, Diler EzgiBu makaleyle yapılmak istenen, Ludwig Wittgenstein’ın erken dönem görüşlerini terk ederek “dil oyunları” öğretisi bağlamında tüm felsefesini yeniden yapılandırdığı ikinci dönemi nezdinde, analitik renk öğretisinin izlerini sürmektir. Wittgenstein’ın renk fenomeni hakkındaki görüşleri, büyük ölçüde erken dönem düşüncelerinden vazgeçerek felsefeye geri döndüğü 1929 senesi sonrasında olgunlaşmıştır. Özellikle Tractatus Logico-Philosophicus adlı erken dönem eserinde renk önermeleriyle ilgili ileri sürdüğü görüşlerin çelişkili olmasından ötürü bu görüşlerden büyük ölçüde uzaklaşmak durumunda kalan filozof, ikinci dönem felsefesinde renk önermelerini, mantıksal bir zorunluluk bildiren anlamsız tümceler statüsünde görmüş ve renklerin neliğinden ziyade renk sözcüklerinin dildeki kullanım zincirine odaklanmıştır. Wittgenstein’ın yapmaya çalıştığı şey, renk sözcüklerinin dildeki kullanım şeklini öğrenmenin önemine işaret ederek renklerin kendinde ne olduklarının asla bilinemez olmasına karşın bize nasıl göründüklerinin betimlenebilir olduğunun ortaya konulması ve dildeki ortak uzlaşı zemininin, dil oyunları üzerinden açıklanmasıdır. Böylece Wittgenstein’ın analitik renk öğretisi, Goethe’nin psikolojik renk kuramından da Newton’un fizyolojik renk öğretisinden de farklı biçimde dildeki renk sözcüklerinin mantıksal analizini ortaya koyan felsefî bir kuram olarak özgünlüğünü korumaktadır. Dolayısıyla bu makaleyle Wittgenstein felsefesinde “renk” fenomeninin ele alınma şekli değerlendirilecek ve renk sözcüklerinin (her birimiz kendi içimizde onları hangi tonla ilişkilendirmiş olursak olalım) her defasında aynı tutarlılıkla aynı tonu aynı adla etiketlememizden ötürü, dilde ortak bir uzlaşı zemini yakalayabilmemize imkân tanıması tartışılacaktır.