Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kaya, Serhat" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Oyunu okumak: Spor paradigmasını yeniden yorumlamak
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2020) Kaya, Serhat
    Paradigma hakikat dizgesiyle doğrudan bağlantılıdır. Toplumlar geçmişten günümüze aktarılan sözlü mitlerle, dini öğretilerle, felsefi çıkışlarla ve son hakikat yöntemi olan bilim ile paradigmalarını inşa etmiş durumdadırlar. Geçmişten günümüze doğru bu hakikat dizgeleri analiz edildiğinde iç içe simbiyotik bir ilişkiler ağının varlığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Bugün özellikle pozitivist bilim mecrasında kesin bir çizgi ile ayrılan mitoloji, din, felsefe ve bilimin holistik bir şekilde birbirini besleyerek bazen baskılayıp vasat kılarak günümüze kadar gelmiş olduğunun anlaşılacağı öngörülmektedir. Bu tezin ana ve en önemli konularından biri olan oyun kavramının ise insanlığın ve toplumsallığın sökmekte olan şafağında mitoloji, din, felsefe ve bilimden önce ilk hakikat yöntem metodu olduğunu savunmanın adeta bilginin arkeolojisini yapmak anlamına geleceği kanıı taşınmaktadır. Toplayıcılık yapan kadının çocuğu büyütürken kullanacağı bu yöntemin döneminin bilimi olmakla birlikte toplumsallığın ve insanlığın gelişip büyümesinde de öncü bir rol oynadığı gözlemlenmiştir. Sporun temellerinin avcılığa dayandırılmasıyla kavramsal ve kuramsal çerçevede yarışın ve rekabetin ön plana çıkarıldığı, avcılıktan önce var olan toplayıcılık kültünün baskılanıp sıradan kılındığı ve dolayısıyla oyun kavramı ve bu kavramın özgürlükçü yönünün de gömülü kaldığı gözlemlenmiştir. Bundan dolayı dörtlü yöntem metodunun başına oyun kavramını ekleyerek yöntem hakikat ve oyun, yöntem hakikat ve mitoloji, yöntem hakikat ve din, yöntem hakikat ve felsefe, yöntem hakikat ve bilim metotlarını irdelemenin gömülü kalan oyun kavramının yeniden yoruma tabi tutulmasını da zorunlu kılacağı görüşü edinilmiştir. Ayrıca paradigmaların hakikat dizgeleriyle olan bağını analiz etmek ve mitolojinin, dinin, felsefenin, bilimin oyundan doğduğunu-beslendiğini izah etmenin, bilimin şeffaflığı ve oyun kavramının derinlikli bütünlüğü açısından oldukça öğretici olacağı kanısı taşınmaktadır. Bir paradigmal bunalım ve arayış içerisinde olan sistemin, Yeni Dünya Düzeni, Neoliberalizm, Pax Americana, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) vb. gibi paradigmal sistemlerle yaşanan bu bunalıma alternatif olmak istemekte olduğu anlaşılmaktadır. Kapitalizmin "insan insanın kurdudur" önermesi ve doğadan yola çıkarak insan toplumunun da böyle olduğunu bildirmesi dikkat çekici olmaktadır. İzlendiği üzere, bunu dayandırdığı temel tez ise bir sapma yöntemi olan avcılığın kurt ve kuzu ikilemi ve özellikle liberalizm ile birlikte gelişen bireyciliktir. Bireycilik için bir diğer birey onun hasmıdır, rakiptir. İki birey arasında daima rekabet vardır ve bu rekabetler çoğu zaman savaşlara kadar gider. Mevcut sistemde paradigmal görüş bu şekildedir. Ve derinlikli düşünüldüğü zaman uygarlık sistemi içerisinde inşa edilen bütün paradigmalar temelini bireycilik üzerinden, dolayısıyla yarış kültürü ile inşa etmiştir demek yerinde olacaktır. Bu noktada "nasıl bir paradigma" sorusu gündeme gelmektedir. Yeni paradigmal çalışmada kapitalizmin bu kutuplaştırıcı ve rekabete dayalı teorilerine karşın bir alternatif önerme geliştirilmiştir. Kapitalizmin avcı kültürü temel alan spor paradigmasına karşın sporun temelini toplayıcılığa dayandıran bu çalışma hakemsiz, demokratik, rekabetsiz karşılıklı ve hatta karşılıksız yardımlaşmaya dayalı bir spor anlayışını alternatif önerme olarak sunmuştur. Bu paradigmal önerme nefessiz kalan sporu ilk hakikat yöntemi olan oyunun kökleriyle de buluşturma çabasıdır. Bu doğrultuda; - Bilimsel planda Kuantum, kaos ve rölativite/görelilik teoremleriyle, - Felsefi planda rekabetsiz yarışsız Kropoktinci karşılıklı yardımlaşma toplum anlayışıyla, - İdeolojik planda karşılıksız kendinden veren Ana-Tanrıça kültürüyle, - Toplumsal örgütlenme planında yerelden tabana ulaşan toplayıcı kült ve demokrasi gerçekliğine dayanarak cevap verilmeye çalışılmıştır. Bu tez alanında bir ilk çalışma olmakla birlikte oyun kavramı üzerine bugüne kadar yapılan birçok çalışmaya da derinlikli bakış açısıyla fayda sağlayacaktır. Öyle ki Huizinga'nın Homo Ludens "oyun oynayan insan" -bu tezde yazılanlar doğrultusunda buna yarışan insan demek daha yerinde olacaktır-, ABD bilim kurulunun mahkum ikilemi, savaş ve barış metotları, liberalizmin "insan insanın kurdudur" çıkmazlarına, evrenin oluşundan atası bir olan kurt ve kuzunun birlikteliğine oradan da sonradan gelişecek olan ayrılıklarına kadar derinlikli analizler yapılarak; sosyolojik, psikanalitik, felsefik, biyomekanik, kuantumik açılardan oyun, spor ve rekabet kavramları irdelenecek ve avcı kültür yerine sporun birçok alt dalını toplayıcılık kültürü ile yoruma tabi tutacaktır. Şüphesiz her alternatif önerme bağlamında yetersizlikleri bulundurmakta ve taşımaktadır. Dolayısıyla, eleştiri ve tartışmaya açıktır. "Tamamlama" kaygısı güttüğü kadar, "tamamlanma" beklentisini de içermektedir.

| İstanbul Gelişim Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Cihangir Mahallesi, Şehit Jandarma Komando Er Hakan Öner Sokak, No:1, Avcılar, İstanbul, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim