Yazar "Aslan, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bireysel İnanç Düzeyiyle Örgütsel İnanç İklimi Algısı Arasındaki İlişkinin Çevresel Faktörler Bağlamında Araştırılmasına Yönelik Bir Ölçek Geliştirilmesi(Hüzeyfe Süleyman Arslan, 2021) Aslan, Mustafaİş etiği literatüründe giderek artan bir şekilde tartışılan ve uygulanan, işe bağlılık, örgütsel aidiyet gibi hayati derecede önemli değişkenleri olumlu yönde etkileyen örgütsel inanç iklimi, Türkiye’de çok fazla çalışılmamış bir konudur. Literatürde örgüt inanç iklimi yerine çoğunlukla örgütsel inanç, işyeri maneviyatı kavramları kullanılmakta ve bu da karmaşaya neden olmaktadır. Örgütsel inanç veya işyeri maneviyatı, örgüte mensup tüm kişilerin paylaştığı, örgütün tüm faaliyetlerine ve kültürüne işlemiş bir inancı yani kısacası örgütün maneviyatını vurgularken, örgüt inanç iklimi, örgütün üyelerine sağladığı inanç özgürlüğü ve bu özgürlüğün güvenceye alınması, farklılıklar var ise bu farklılıkların zenginlik olarak görülüp örgütün yararına kullanılmasıdır. Bu çalışmada örgüt inanç iklimi ve bireyin bu iklimi algılayış şeklini etkileyen kişinin hem özel alanda hem de sosyal düzlemde inanç seviyesini ölçmeye yönelik bir ölçek seti geliştirilmeye çalışılmıştır. Elde edilen ölçekler: Sosyal Düzlem, Özel Alan ve Ezoterik Düzlem olmak üzere üç boyutlu Bireyin İnanç Seviyesi Ölçeği; Sosyal Etkileşim ve Karar Alma olmak üzere iki boyutlu Sosyal Etkileşim ve Kararlarda İnancın Etkisi Ölçeği; Hoşgörü, Sağlanan Olanaklar ve Sembol olmak üzere üç boyutlu Örgüt İnanç İklimi ölçeğidir. Geliştirilen ölçek 93 katılımcı ile ampirik olarak test edilmiş ve son şeklini almıştır.Öğe COVID-19 and Quitting Jobs(FRONTIERS MEDIA SA, AVENUE DU TRIBUNAL FEDERAL 34, LAUSANNE CH-1015, SWITZERLAND, 2022) Demirkaya, Harun; Aslan, Mustafa; Güngör, Habibe; Durmaz, Vildan; Rodoplu Şahin, DidemDespite substantial studies on COVID-19 and the problems employees face, the association between COVID-19 and resigning jobs has not caught the interest of researchers. Millions have already resigned from their employment, and more are expected to resign. This study aims to investigate the relationship between the demographics of employees, the course of COVID-19, perceived effect of COVID-19 on life (PEoC), fear, entrapment feeling, depression, and quitting the job during the COVID-19 pandemic. A cross-sectional study was designed, and a convenient sampling method was adopted. Data were collected via an online questionnaire and analyzed by using SPSS version 26. Correlation and regression analyses were performed to reveal the relationship. Coefficients and significance values were used to interpret the results. Independent samples t-test and one-way ANOVA are used to determine the difference across the groups. The correlation between depression and work location is statistically significant. The PEoC increases fear, internal and external entrapment, and depression. Despite the statistically significant correlations between quitting jobs and the education level, internal and external entrapment, PEoC, fear, and depression for employees who have COVID-19 history, quitting the job was found to be affected only by COVID-19 history, internal entrapment feeling, and education level. This study has shown that quitting the job is associated with PEoC, depression, and internal and external entrapments. The correlation between quitting jobs and other conditions differs depending on the COVID-19 history of the employee. Furthermore, quitting the job is being affected by the coronavirus history, the internal entrapment, and education level.Öğe COVİD-19 döneminde evden çalışma ve çalışanların görev performansı: Çağrı merkezi çalışanlarında bir araştırma(ACC Publishing, 2021) Aslan, Mustafa; Yaman, Fatih; Aksu, Ayhan; Topgül, ErbilCOVİD-19 salgını, tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına almış ve işletmelerin çalışma sistemlerinde köklü değişikliklere gidilmesine sebep olmuştur. Bazı işletmeler, çalışanlarının haftanın belirli günlerinde işyerinden, arta kalan günlerde ise evlerinden çalışmalarını isterken bazı işletmeler ise belli görevleri ifa eden çalışanlarının tümüyle evlerinden çalışmalarını istemişlerdir. Evden yapılan çalışmalarda doğrudan denetim olmaması, kişilerin özel hayatlarıyla çalışma hayatları arasındaki sınırın ortan kalkması, çalışanların ev ortamının rahatlığında ve güvenli bir alanda görevlerini yerine getiriyor olmaları, kendilerine vakit ayırabiliyor olmaları ve özellikle ev ve işyeri arasındaki ulaşım süresinin yaşanmıyor olması, evden çalışan kişilerin algıladıkları görev performanslarında, işyerinde çalışmak zorunda olan kişilere göre farklılık oluşturması gerektiği düşüncesiyle yapılan bu çalışma, çalışanlardan, COVİD-19 öncesi işyerinde çalıştıkları sürede ve sonrasında evden çalıştıkları süredeki genel görev performansları ve yaptıkları işe yönelik spesifik görev performanslarını karşılaştırmaları istenmiştir. Araştırma hem sadece evden hem sadece işyerinden hem de hem evde hem de işyerinde görev yapmakta olan personeli olan bir çağrı merkezi firmasında gerçekleştirilmiştir. Firmanın 260 kişiden oluşan tüm çağrı merkezi personelinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmada, elde edilen veriler SPSS programıyla istatistiki analizlere tabi tutulmuş, korelasyon tablosu ile ilişkiler tespit edilmiştir. Sonrasında da tek yönlü ANOVA analizi ile gruplar arası farklılaşmaların varlığı incelenmiştir. Sonuçlar göstermektedir ki COVİD-19 öncesi döneme kıyasla sadece evden çalışanlar veya haftanın belli günleri evden belli günleri işyerinden çalışanların genel görev performanslarına yönelik algıları, sadece işyerinden çalışanlara nazaran artmıştır. Bu çalışma, evden çalışmanın çalışanları olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur. Ayrıca spesifik görev performansı kavramını literatüre kazandırmıştır.Öğe The efect of COVID‑19 on employees’ mental health(NATURE PORTFOLIO, HEIDELBERGER PLATZ 3, BERLIN 14197, GERMANY, 2022) Rodoplu Şahin, Didem; Aslan, Mustafa; Demirkaya, Harun; Ateşoğlu, HülyaLong lockdowns, food shortages, and the inability to receive basic primary healthcare have aggravated the effects of pandemics. However, most studies have focused on the health problems of the infected people or the measures employed to keep the disease under control. This cross-sectional study focused primarily on the mental health issues of employees. By employing a convenient sampling method, we reached 237 respondents (135 with coronavirus history) to assess the impact of the pandemic on employees. Multivariate causal relationships were assessed with Structural Equation Modeling (SEM). The predictors included internal entrapment (INT) and difficulty identifying feelings (DIF), which are significant predictors of depression (DEPR). DIF was found to be a significant predictor of INT and EXT feelings, while FEAR was found to be a significant predictor of INT, DIF, and DEPR. Quality of life (QoL) was found to be a significant predictor of DIF and DDF, DEPR, EXT and INT, and FEAR. The results also showed that DIF mainly manifested its effect on depression through INT. The DEPR level of employees working only from home was higher than that of other employees. The depression levels of women, young employees, and those whose QoL was adversely affected by the coronavirus were higher than the rest.Öğe The Effect of Innovation and Participation as Workplace Values on Job Satisfaction and the Mediating Effect of Psychological Ownership(SAGE PUBLICATIONS INC, 2455 TELLER RD, THOUSAND OAKS, CA 91320, 2021) Aslan, Mustafa; Ateşoğlu, HülyaJob satisfaction is an important construct in the organizational behavior domain because it affects several organizational variables, such as performance, organizational citizenship behavior, and organizational commitment. This study investigates the effect of innovation and participation as workplace values on job satisfaction and the mediating role of psychological ownership. Participants (N=316) were adults working at different hotels in Antalya, Turkey. The results show innovation and participation as workplace values manifest their effects on job satisfaction through psychological ownership. Moreover, psychological ownership, along with participation, is one of the best estimators of job satisfaction, while participation is the best estimator of psychological ownership among studied variables.Öğe THE EFFECT OF JOB INSECURITY ON ORGANIZATIONAL TRUST DURING THE COVID-19 PANDEMIC: EVIDENCE FROM THE AVIATION SECTOR(Center Sociological Research, 2023) Sahin, Didem Rodoplu; Aslan, Mustafa; Cingoz, KuebraDue to the novel COVID-19, millions of workers in the aviation industry have lost their jobs, and most of the remaining employees experience unemployment anxiety. This study aims to investigate the effects of job insecurity on both managerial and organizational trust and the mediating role of unemployment anxiety in hopes of improving employees' well-being and promoting business continuity. In this cross-sectional study, the convenient sampling method was adopted. The research was conducted with the participation of aviation sector employees (n=210) of ground handling companies located in Turkiye. The Partial Least Squares Structural Equation Modeling (PLSSEM) was performed on the collected data for hypothesis testing. As per the results obtained from the study, quantitative job insecurity increases pessimism and adversely affects managerial trust and organizational trust (through managerial trust). Moreover, qualitative insecurity increases optimism, which adversely affects managerial trust. Managerial trust affects organizational trust positively. This study reveals that qualitative job insecurity led the employees to retain optimism but damaged both management and organizational trust during the COVID-19 pandemic. Quantitative job insecurity, on the other hand, caused pessimism and, as a result, affected managerial trust negatively.Öğe Giyilebilir teknoloji ürünlerin benimsenmesinde etkili olan faktörler: Akıllı saatler üzerine bir uygulama(ACC Publishing, 2022) Sağtaş, Saadet; Aslan, MustafaSon yıllarda, tüketicilerin ilgisi ve artan yatırımlarla giyilebilir teknoloji ürünleri teknoloji pazarında önemli bir konuma gelmiştir. Tüketicilerin giyilebilir cihazları benimsemesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlere yönelik yapılan yatırımlarla giyilebilir teknoloji ürünlerinin öneminin artması beklenilmektedir. Çalışmanın amacı, giyilebilir teknoloji ürünlerinin benimsenmesinde etkili olan faktörlerin belirlenmesidir. Çalışmada, akıllı saat kullanımı değer temelli benimseme teorisi kapsamında incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda 354 katılımcıdan elde edilen veriler SmartPLS 3.2.8 programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada kurulan modelin sınanması için doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre algılanan güvenlik riskinin ve algılanan ücretin algılanan değer üzerinde pozitif bir etkisine rastlanılmamıştır. Çalışmanın ilgili literatüre ve daha sonraki çalışmalara katkı sağlaması ayrıca konuyla ilgili uygulama geliştiricilere fayda sağlaması düşünülmektedir.Öğe Investigation of the effect of the career management system and succession plan on employees' work stress and feelings of entrapment(Ios Press, 2023) Aslan, Mustafa; Lee, Yu-Feng L.; Yaman, Fatih; Aksu, AyhanBACKGROUND: Work stress and feeling of entrapment are harmful physical and emotional results for employees when the workload demands exceed their capacities. OBJECTIVE: This study aims to investigate the effects of the career management system and succession plan on employees' work stress and feelings of entrapment in hopes of improving employees' well-being to promote business continuity. METHODS: In this cross-sectional study, the convenient sampling method was adopted. The research was conducted with the participation of call center agents (n = 621) of three call centers in Turkey. The Partial Least Squares Structural Equation Modeling (PLS-SEM) path analysis was performed on the collected data for hypothesis testing. RESULTS: Both career management systems (CMS) and succession plans (SP) reduce employees' work stress and feelings of entrapment. Work stress was found to mediate the effects of CMS and SP on the Feeling of Entrapment. The CMS reduces the work stress of employees with university degrees than those with a high school diploma. Meanwhile, SP reduces more of the feeling of entrapment for employees newly starting their jobs (with 0-2 years of seniority) than the workers with three or more years of seniority. CONCLUSION: Empirically, the feeling of entrapment seems higher among the employees with three or more years of seniority, suggesting that human resource management should focus on employees' work stress and feeling of job insecurity issues and offer possible and timely solutions. Furthermore, organizations showing care to newly arriving staff and giving them job assurance is believed crucial to improving employees' recruitment and retention.Öğe Kurumsal Değerler Olarak Kalite, İnovasyon, Katılımcılık ve İşbirliğinin Kişi-Örgüt Uyumu Bağlamında Çalışanın Görev Performansına Etkisi: Konaklama Sektöründe Bir Araştırma(Melih Topaloğlu, 2021) Aslan, Mustafa; Yaman, FatihAmaç – Bu çalışma, kurumsal değerlerin çalışanın görev performansına etkisini ve bu etkide kişi-örgüt uyumunun aracı rolünü konaklama sektörü bağlamında ortaya koyarak hem literatüre katkı yapmayı hem de uygulamacıların dikkatlerini Kurumsal Değerlerin önemi hususuna çekmeyi amaçlamaktadır. Yöntem – Bu çalışma, Antalya ilinde faaliyet gösteren Konaklama Tesisi Belgeli 889 tesis arasından, kolayda örnekleme yöntemiyle seçilen ve telefonla ulaşılan 37 konaklama tesisinden 13’ünde gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırma modellerinden ilişkisel tarama modeline uygun olarak düzenlenmiş bu çalışmaya, 13 konaklama tesisinden 316 kişi katılmıştır. Bu çalışmada katılımcıların algıladıkları kurumsal değerlerin kişi-örgüt uyumuna ve çalışanın görev performansına etkisi ölçülmüştür. Konaklama tesisi yöneticilerine anket formları elektronik ortamda iletilmiş ve yöneticiler vasıtasıyla çalışanların araştırmaya katılmaları sağlanmıştır. Elde edilen veriler SmartPLS Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) paket programı kullanılarak geçerlilik, güvenilirlik ve doğrulayıcı faktör analizlerine tabi tutulmuş, sonrasında da hipotez testleri için yol analizi yapılarak elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Bulgular – Analizler sonucunda, kurumsal değerlerden kalitenin görev performansını doğrudan, işbirliğinin ise kişi-örgüt uyumu üzerinden etkilediği belirlenmiştir. Kişi-örgüt uyumundaki değişimin yaklaşık %57’si kurumsal değerler tarafından açıklanırken, bu değerlerden kalite, katılımcılık ve işbirliğinin, kişinin örgüt ile uyumunda olumlu ve anlamlı yönde etkiye sahip olduğu ortaya konulmuştur. Tartışma – Örgütlerin, bireyselliğin ön plana çıkartıldığı ve bireysel performans bazında çalışanların birbirlerinin rakipleriymiş gibi yarıştırıldıkları çalışma ortamları yerine, takım çalışmasını, ekip ruhunu teşvik ettikleri, mümkün olduğunca çalışanların karar alma süreçlerine dâhil oldukları, işbirliği ve kalite odaklı çalışma ortamları oluşturmaları, çalışanların kendilerini örgüt ile bütünleşmiş hissetmeleri için önemlidir. Kişi-örgüt uyumunun sadece çalışanın görev performansı üzerine olan etkisi değil, örgütsel vatandaşlık davranışı olmak üzere diğer örgütsel değişkenler ve çıktılar üzerindeki etkileri de göz önüne alındığında ne derece önemli olduğu, örgütler için ne kadar hayati bir kavram olduğu daha da iyi anlaşılabilir.Öğe Organisational structure revisited(ACC Publishing, 2021) Aslan, MustafaThis study's primary goal is to investigate all variables that are reported to affect the organisational structure in the same research model. For this purpose, effects of Top Management Team profile variables, including Strategic Decision-Making Style and Strategic Decision-Making Group Size, Environmental Dynamism, Environmental Hostility, Organization Size (both annual turnover and number of employees are taken separately as the indicators of organisation size), Organization’s Age, and Technology (three technological levels: low, medium and high technologies) on the Organizational Structure analysed. Organisation’s Degrees of Centralization and Formalization were taken as organisational structure variables. The research adopted a convenient sampling method and was conducted with 455 managers working in Turkey's different organisations. The Partial Least Square-Structural Equation Model (PLS-SEM) approach is used to assess the effects of Top Management Team profile variables, environmental factors, and organisational factors on both the degree of centralisation and formalisation. The results show that TMT Age, Environmental Hostility, Organizational Size (Annual Turnover only), and Technology have a positive and significant effect only on formalisation, while Strategic Decision-Making Group Size, Strategic Decision-Making Style, and Environmental Dynamism on both The Degree of Centralisation and Formalisation. This study also showed that the effects of most of the variables mentioned in the literature as antecedents of the organisational structure could not be determined while all the variables mentioned above are included in the same research model.Öğe Psikolojik Sahiplenme Ölçeğinin Türkçe Uyarlaması, Güvenilirlik ve Geçerlilik Çalışmaları(Melih Topaloğlu, 2020) Aslan, Mustafa; Ateşoğlu, HülyaAmaç – Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki çalışmalarda kullanılabilecek, sadece duygusal anlamda psikolojik sahiplenmeyi değil aynı zamanda icra edilen görev ve örgütü temsil etmekten dolayı oluşan zorunlu sahiplenmeyi de ölçebilecek bir ölçeğin Türkçe yazına kazandırılmasıdır. Yöntem – Shukla ve Singh (2015) geliştirilmiş olan psikolojik sahiplenme ölçeği, Tsang ve arkadaşlarının (2017) önerdiği yöntem izlenerek Türkçeye tercüme edilip 36 katılımcı ile pilot çalışma yapılmıştır. Sonrasında da kolayda örneklem yöntemi ile iki farklı gruptan katılımcılar ile ölçeğin Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirlilik analizleri gerçekleştirilmiştir. Anket formları katılımcılara elektronik ortam da ulaştırılmış ve elde edilen veriler istatistiki paket programı kullanılarak geçerlilik, güvenilirlik, keşfedici ve doğrulayıcı faktör analizlerine tabi tutulmuş, elde edilen sonuçlar raporlanmıştır. Bulgular – Analizler sonucunda, Hindistan bağlamında geliştirilen ölçeğin orijinalinde duygusal, ilişkisel ve mecburi sahiplenme olmak üzere üç boyutu mevcutken, Türkiye bağlamında iki boyutlu bir yapı oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu boyutlar, boyutları oluşturan ifadeler ve literatür dikkate alınarak Duygusal Sahiplenme ve İş Temelli Sahiplenme olarak adlandırılmıştır. Ölçeğimizin açıkladığı varyansın %69, Duygusal Sahiplenme boyutunun güvenilirliğinin (Cronbach ?) 0,905 ve İş Temelli Sahiplenme boyutunun ise 0,853 olduğu tespit edilmiştir. Tartışma – Ülkemizde son zamanlarda sıkça çalışılmaya başlanan değişkenlerden biri olan Psikolojik Sahiplenme değişkenini ölçümleyecek bir ölçeği yazına kazandırmak için yapılan bu çalışmada, Hindistan bağlamında geliştirilmiş olan ölçek Türkiye bağlamında ve Türkçeye uyarlanarak geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları yapılmıştır. Türkiye bağlamında elde edilen boyutların, sosyal-psikolog Lita Furby’nin (1991) tespitleriyle örtüştüğü görülmektedir. Birçok farklı sahiplenme boyutu olduğunu belirtmesine rağmen Furby, tüm bu boyutların hepsini iki temel nedene bağlamıştır. Furby bu nedenleri kişisel yetkinlik veya kontrol (ölçeğimizin iş temelli sahiplenme boyutu) ve kişinin benlik duygusu ile nesne arasındaki kurduğu ilişki (ölçeğimizin duygusal sahiplenme boyutu) olarak belirtmektedir.Öğe Psikolojik Sermayenin Performans Üzerindeki Etkisinde Algılanan Örgütsel Adaletin Moderatör Rolü(Melih Topaloğlu, 2022) Çakı, Neşe; Aslan, MustafaAmaç – Günümüzde küreselleşmenin getirdiği rekabet koşullarının ve son yıllarda ortaya çıkan COVID 19 pandemisinin çalışma hayatı üzerindeki etkileri yadsınamaz hale gelmiştir. Bu araştırmada, söz konusu koşullar göz önüne alınarak; çalışanların sahip olduğu psikolojik sermayenin, iş yaşamında göstermiş oldukları performans üzerindeki etkisi ve bu etki üzerinde çalışanların örgütsel adalet algılarının moderatör rolü incelenmiştir. Umut, iyimserlik, öz yeterlik ve psikolojik dayanıklılık alt boyutları olan psikolojik sermayenin yüksek düzeyde olması, çalışanların bireysel performansını genel olarak olumlu yönde etkilediği tespit edilirken, örgütsel adaletin olası moderatör/düzenleyici rolü göz ardı edilmiştir. Bu bağlamda örgütsel adalet algısının moderator etkisi Ekolojik Sistem Yaklaşımı kapsamında irdelenerek literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Yöntem – Araştırma, Türkiye’de farklı sektörlerde çalışmakta olan 180 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiş, veriler anket tekniği ile çevrimiçi olarak toplanmıştır. Verilerin analizi PLS-SEM yöntemi ile SmartPLS 3. 2. 9 istatistiki paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bulgular – Araştırma bulgularına göre psikolojik sermayenin alt boyutlarından öz yeterliğin ve umudun performans üzerinde anlamlı ve pozitif bir etkisi tespit edilirken; iyimserlik ve psikolojik dayanıklılığın performans üzerinde istatistiki düzeyde anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir. Örgütsel adalet algısı değişkeninin ise sadece etkileşim adaleti boyutunun öz yeterliğin performans üzerindeki etkisinde olumlu yönde bir moderatör rolü olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Tartışma – Bulgular değerlendirildiğinde; çalışanların başarılı olup yüksek performans göstermeleri için sadece kendilerine güvenmelerinin yeterli olmadığı, Ekolojik Sistem Yaklaşımı’nda belirtildiği üzere çevresel faktörlerin de önemli olduğu dolayısıyla yöneticilerin de çalışanlara karşı tutum ve davranışlarının adil olması gerektiği ortaya çıkmıştır.Öğe Retail business management from a sustainability perspective(IGI Global, 2023) Aslan, Mustafa; Güngör, HabibeRetail businesses are the type of businesses that sell their goods individually or in small quantities rather than in bulk, mainly to individual customers. The retail business is one of the most important economic sectors in the world, with its capacity to create jobs and generate revenues, as well as its potential to act as a gateway to sustainability. Retail businesses are under increasing pressure from customers, stakeholders, and governments alike to take on more responsibility for their environmental impact. In that sense, it has become increasingly important for businesses to be aware of their environmental footprint and develop strategies to ensure they progress toward sustainability goals. This chapter will discuss how retailer businesses can adopt sustainable practices within their operations and management practices and the benefits of adopting them. © 2023, IGI Global. All rights reserved.Öğe Task Performance and Job Satisfaction under the Effect of Remote Working: Call Center Evidence(CENTER SOCIOLOGICAL RESEARCH, BOLESLAWA SMIALEGO STR 22-27, SZCZECIN 70-347, POLAND, 2022) Aslan, Mustafa; Yaman, Fatih; Aksu, Ayhan; Güngör, HabibeThe COVID-19 pandemic affected the entire world and caused radical changes in conducting business. During the pandemic, some companies adopted hybrid working, and some requested their employees to work entirely from their homes or workplace. This study is performed to determine the differences in the perceived task performance of employees working from home compared to those operating from their workplace and the possible mediating effect of job satisfaction due to such distinction. The study sample is limited to one call center to prevent the interference of other organizational variables such as management style, human resources practices, organizational culture, and to only call center agents to prevent any interference of the position-related factors. All the call center agents (n=421) participated in this study. The data obtained was examined by a path analysis with the Structural Equation Modeling (SEM). The results show that the employees who work from home full-time or on certain days of the week have better general task performance perception compared to those who work only from the workplace. The work location has not been found to affect job satisfaction significantly.Öğe The effect of the uniforms and attitudes of the flight attendants on passenger repurchase intention, and the mediating role of brand imagery and brand perception(TAYLOR & FRANCIS AS, KARL JOHANS GATE 5, NO-0154 OSLO, NORWAY, 2025) Aslan, Mustafa; Güngör, Habibe; Önler Çiğdem, BüşraIn a competitive airline industry, even small details, like the cabin crew’s uniforms and demeanor, can significantly influence passenger loyalty, and hence, this study aims to reveal how the cabin crews’ attitudes, behaviors, and uniforms shape passengers’ loyalty through brand imagery and brand perception. The data was collected from airline passengers by utilizing the convenient sampling method. A total of 488 surveys out of 520 participants were included in the analyses conducted using Partial Least Squares - Structural Equation Modelling (PLS-SEM) software. The results show that the appearances and attitudes of uniformed cabin crews significantly affect the repurchase intention, and while the brand perception only mediates the effect of attitudes on repurchase intention, the brand imagery both appearances and attitudes of uniformed cabin crews. Results suggest that airlines need to pay attention to both the attitudes and the appearance of the cabin crew to make the passengers feel that the airline is their own extent and, in return, to increase passengers’ repurchase intention. Unlike previous studies, this research focuses on the interplay between visual branding through uniforms and passengers’ psychological mechanisms driving loyalty explained by Social Identity Theory and Aesthetic Labor Theory. This research demonstrates the strategic role of cabin crew in creating a brand experience that is different but reflective of their own identity.Öğe Yedekleme Planı ve Kariyer Yönetim Sisteminin, Çalışanın Algıladığı Görev Performansına Etkisi(Melih Topaloğlu, 2021) Yaman, Fatih; Aslan, Mustafa; Aksu, AyhanAmaç – Bu çalışmanın amacı, örgütlerin kariyer yönetim sistemi ve yedekleme planı uygulamalarının, çalışanların genel ve spesifik görev performansı algılarına etkilerinin tespit edilmesidir. Yapılan tespitler doğrultusunda da hem literatüre katkı yapılması hem de uygulamacıların dikkatini bu yöne çekilmesi amaçlanmıştır. Yöntem – Kariyer yönetim sistemi ve yedekleme planı uygulamalarının, çalışanların genel ve spesifik görev performansı algılarına etkisinin araştırıldığı bu çalışma, İstanbul’da faaliyet gösteren çağrı merkezi çalışanlarından, kolayda örneklem yoluyla ulaşılan 556 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Öncelikle çağrı merkezi şirketi yöneticileri ile temasa geçilmiş ve araştırmaya katılmayı kabul eden şirket yöneticilerine anket formları elektronik ortamda ulaştırılmış, yöneticilerin çalışanlara bu formları dağıtması ile katılımcıların çalışmaya katılımları sağlanmıştır. Toplanan veriler, SmartPLS Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) programı kullanılarak geçerlilik, güvenilirlik ve doğrulayıcı faktör analizlerine tabi tutulmuştur. Hipotez testleri için de yol analizi yapılarak elde edilen bulgular yorumlanmıştır. Bulgular – Yapılan istatistiki analizler, kariyer yönetim sistemi uygulamalarının çalışanların hem görev hem de spesifik görev performansı algılarında olumlu ve anlamlı düzeyde rol oynadığını göstermektedir. Yedekleme planı uygulamasının ise çalışanların spesifik görev performansı algısını olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Spesifik görev performansı algısı kariyer yönetiminin genel görev performansı algısına olan etkisinde kısmi, yedekleme planının etkisinde ise tam aracılık rolü üstlenmektedir. Tartışma – Bu çalışma sonuçları, kariyer yönetim sistemi uygulamalarının, çalışanların hem genel hem de spesifik görev performansı algılarını arttırması sebebiyle olumlu karşılandığını, yedekleme planı uygulamalarının ise olumsuz etkisinden dolayı çalışanlarca pek hoş karşılanmadığını ortaya koymaktadır.