Yapay Eğilimler ve Eğilimsel Bağdaşırcılık Üzerine Bir Deneme
Özet
Teknolojik ilerlemelerin günümüzdeki hızlı seyri,
insanın kendi tasarımı olan eserlerle ilişkisini derinlemesine anlamak adına önemli bir araştırma
alanı sunmaktadır. İnsanlar tarafından tasarlanan
eserler, kullanıcıları üzerinde çeşitli zihinsel ve
fiziksel etkilere sahip olabilir. İnsanın eserle etkileşimi, pasif bir rolde değil; aksine insanın içsel
eğilimlerini ortaya çıkararak onu yeni yaratımlara açık hale getiren bir potansiyel sergilemektedir. Bu makalede teknolojinin insan yaşamına
etkisi, çağdaş felsefeci Kadri Vihvelin’in eğilimsel
bağdaşırcılık perspektifi üzerinden incelenecek
ve özelliklerin eğilimlere bağlı olduğu bir metafizik sistemin savunusu yapılacaktır. Bu bağlamda, ortaya çıkan eğilimsel bağdaşırcılık olgusu,
bağdaşırcılık ve özgürlük kavramlarını teknoloji
bağlamında değerlendirmek için yeni felsefi düşüncelerin gelişmesine kapı aralamaktadır. Dolayısıyla, teknolojik aygıtların insan yaşamını
şekillendirmesine rağmen, insan-eser etkileşimi
sonucunda beklenmeyen ve yeni güçlerin ortaya
çıkabileceği vurgulanmaktadır. Makalede, eğilimsel bağdaşırcılık fikri özellikle metin tabanlı
yapay zekâ uygulamalarıyla insan etkileşimini
ele alarak incelenecektir. Yapay zekânın insanların düşünce örüntüleriyle ortak çalışabilmesi
eğilimsel bağdaşırcılığın gözlemlenebilmesi için
anlamlı bir örnektir. Sonuç olarak makalenin
amacı, insan-eser ilişkisine eğilimsel bir perspektifle yaklaşarak, teknolojinin insan özgürlüğü
üzerindeki etkilerini ele almaktır. Ayrıca eğilimsel bağdaşırcılık perspektifi üzerinden teknolojik
eserlerin insan özgürlüğüne olumlu bir katkı sağlayabileceği iddiasını savunmaktır. The rapid pace of technological advancements
offers an essential field of research for a deeper
understanding of man’s relationship with artifacts
of her design. These artifacts designed by humans
can have various mental and physical effects on
their users. The human interaction with the artifact is not passive; on the contrary, it exhibits
a potential that reveals the inner dispositions of
human beings and makes them open to new creations. In this article, we will examine the impact
of technology on human life through the dispositional compatibilism perspective of the contemporary philosopher Kadri Vihvelin, arguing
for a system of metaphysics in which ontology
of properties depend on dispositions. In this context, the emerging phenomenon of dispositional
compatibilism opens the door to developing new
philosophical ideas for evaluating the concepts
of compatibilism and freedom in the context of
technology. Thus, it is emphasized that although
technological devices shape human life, new and
unforeseen powers may emerge due to human-artifact interaction. This article will examine the
idea of dispositional compatibilism by specifically
considering human interaction with text-based AI
applications. The ability of AI to collaborate with
human thought patterns is a meaningful example of the observation of dispositional compatibilism. In conclusion, the article aims to address
the effects of technology on human freedom by
approaching the human-artifact relationship from
a dispositional perspective. It also aims to defend
the claim that technological artifacts can positively contribute to human freedom from the perspective of dispositional compatibilism.