Aile ve Suç İlişkisi: Denetimli Serbestlikteki Gençler Üzerine Nitel Bir Çalışma
Abstract
Aile her toplumda en temel kurumdur. Toplumun sağlıklı bir şekilde varlığını
sürdürebilmesi, güçlü bir aile kurumunun varlığı ile ilgilidir. Bireyin yaşadığı sorunların
aile ve sosyalizasyon sürecinden etkilendiği kabul edilmektedir. Son yıllarda yapılan
araştırmalarda, toplum tarafından kabul görmeyen bazı olumsuz davranışların aile
yapısı ile bağlantılı olduğu belirtilmektedir. Bireyin çocukluk döneminde aile ortamında
yaşadığı sorunlar onun davranışlarını olumsuz etkileyerek suça yönelmesini sağlayabilir.
Suç ve ceza birbirinin ikizidir. Geçmişten günümüze toplumsal cezalandırma
uygulamalarında, değişen toplumsal yapıya göre düzenlemeler yapılmıştır. Geleneksel
ceza sistemleri genel olarak suçluları toplumdan soyutlamayı seçerek kapatma uygular.
Ancak hapsetmek suçun yeniden işlenmesi konusunda başarılı olamamıştır. Bu durum
cezaevlerinin sayısının artmasıyla ve cezaevlerinin nüfusunun kalabalıklaşmasıyla daha
iyi anlaşılmaktadır. Son yıllarda geleneksel ceza sistemlerinde bir takım değişimler
yapılmaktadır. Denetimli serbestlik sistemi de bu değişimlerin bir parçası olarak suç
işleyeni toplum içinde kontrol etmeyi hedefler. Böylece suç işleyenin toplum içinde
onanması sağlanmaya çalışılır.
Bu çalışmanın amacı, denetimli serbestliğe tabi tutulan gençlerin suç işlemelerinde
ailenin etkisini sosyolojik suç teorilerinden sosyal öğrenme ve sosyal kontrol teorileri
kapsamında incelemek ve ülkemizde, çok uzun olmasa da, etkin bir öneme ve değere
sahip olan denetimli serbestliğin genç suçluluğunu önlemede yeterliliğini
değerlendirmektir. Niteliksel araştırma yönteminin uygulandığı saha araştırmasında,
“İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde” denetime tabi tutulan 18-30 yaş
arası 60 kişiyle derinlemesine görüşme yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, gençlerin
suç işlemeleri ile aile yapıları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Yine denetime tabi tutulan gençlerden elde edilen veriler doğrultusunda,
sistemin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu hususu ortaya çıkmıştır. The family is the most basic institution in any society. The existence of a healthy society is
related to the existence of a strong family institution. It is accepted that the problems experienced by the individual are affected by the family and socialization process. In
recent studies, it is stated that some negative behaviours that are not accepted by the
society are related to the family structure. The problems experienced by the individual in
the family environment during childhood can negatively affect his/her behaviour and
lead him/her to turn to crime.
Crime and punishment are twins. From past to present, social punishment practices have
been regulated according to the changing social structure. Traditional penal systems
generally practice confinement by choosing to isolate offenders from society. However,
incarceration did not succeed in re-committing the crime. This situation is better
understood with the increase in the number of prisons and the overcrowding of the
prison population. In recent years, some changes have been made in traditional penal
systems. The probation system, as a part of these changes, aims to control the perpetrator
within the society. Thus, it is tried to ensure that the perpetrator of the crime is approved
by the society.
The aim of this study is to examine the effect of the family on the delinquency of young
people subject to probation within the scope of sociological crime theories, social learning
and social control theories, and to evaluate the adequacy of probation, which has an
effective importance and value in our country, although it is not very long. In the field
research, in which the qualitative research method was applied, in-depth interviews were
conducted with 60 people between the ages of 18-30 who were subject to inspection at
the "Istanbul Anatolian Probation Directorate". According to the results obtained, it was
concluded that there is a significant relationship between young people committing
crimes and family structures. Again, in line with the data obtained from the young
people who were subjected to inspection, it was revealed that the system needed to be
developed.