Remisyonda şizofreni hastalarında duygu odaklı müzik terapi uygulamasının duygu farkındalığı ve yaşam doyumu üzerine etkileri
Özet
Giriş ve Amaçlar: Şizofreni, birey için uzun zamana yayılan ciddi yıkımların olduğu bir hastalıktır. Halüsinasyon, delüzyon, düşünce ve davranış bozuklukları ile kendini gösteren pozitif semptomların antipsikotik ilaçlarla hafifletilmesi veya giderilmesi sağlanır ancak ilaç tedavisinin negatif semptomlar üzerindeki etkisi daha sınırlıdır. Negatif semptomlarda duyguların ifadesinde eksiklik olduğu, düz/künt duygulanım ve olumlu duygular yaşama yeteneğinde azalma olarak tanımlayabileceğimiz anhedoni merkezi rol oynar. Duygu körelmeleri, haz duygusunun kaybı, hayattan zevk alamama, içe kapanma gibi kişinin sosyal yaşamdan çekilmesine yol açan bu belirtiler kişinin yaşam kalitesini etkiler. Bu çalışmanın amacı, duygu odaklı müzik terapi uygulaması kullanılarak yapılan grup terapisi programının remisyonda olan şizofreni tanılı bireylerde duygu farkındalığı ve yaşam doyumu üzerindeki etkisini incelemektir. Yöntem: Araştırma İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi (İÜ İTF) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda gerçekleşmiştir. Araştırmanın evrenini İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Psikiyatri Servisi Sanat Psikoterapisi ve Rehabilitasyon Programına (SPR) yönlendirilen, 17-67 yaş arası 16 gönüllü katılımcıdan (yansız bir atama ile 8 kişi kontrol grubu, 8 kişi uygulama grubuna) oluşturulmuştur. Deney ve kontrol grubu ile ön ve son görüşme yapılmış bu görüşmelerde ölçekler uygulanmıştır. Uygulanan ön- test, son-test ölçekleri; Kısa Psikiyatrik Değerlendirme Ölçeği (BPRS), Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması Testi (Facial Emotion Identification Test-FID), Duygu İfade Ölçeği, Şizofrenide İşlevsel Düzelme Ölçeği (ŞİLÖ), Yaşam Doyumu Ölçeği ve Sosyodemografik bilgi için "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Uygulama 6 hafta süresinde haftada 2 olmak üzere toplam 12 seans gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Deney ve kontrol grubu arasında sosyodemografik veriler açısından istatistiksel olarak anlamı bir farklılık saptanmamıştır. Deney grubu ön test-son test ölçek puanları karşılaştırıldığında FID ve ŞİLÖ toplam puanları ön test-son test arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermiş, puanlarda son testte ön teste kıyasla artış görülmüştür. Kontrol grubu ön test son test puanları karşılaştırıldığında ise azalma olduğu görülmüştür. Ön test- son test ölçek toplam fark puanlarının deney ve kontrol grupları açısından karşılaştırılması analizi sonucuna göre FID, DİEÖ, ŞİLO fark puanları istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermiştir. Deney grubu FID, DİEÖ, ŞİLÖ fark puanları kontrol grubuna kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Sonuç: Duygu odaklı müzik terapisinin şizofreni hastalarında kullanılması işlevsellik düzeylerini arttırmış, duygu ifade etme kabiliyetlerini geliştirmiş, yüzde ifade edilen duyguların tanınması ile ilgili gelişmeler sağlamıştır. Müzik terapi, sanat terapi gibi destekleyici tedavi yöntemlerinin şizofreni hastalarında standart sağlık bakım uygulamaları içinde yer alması ve müzik terapinin klinik uygulamalarda yaygınlaştırılması önerilmektedir. Introduction and Objectives: Schizophrenia is a disease that spreads over a long period of time and has serious destructions for the individual.Positive symptoms, manifested by hallucinations, delusions, thought and behavior disorders, are alleviated or relieved with antipsychotic drugs, but the effect of drug therapy on negative symptoms is more limited.Anhedonia, which can be defined as a lack of expression of emotions and a decrease in the ability to experience emotions and positive emotions, plays a critical role in negative symptoms. These symptoms, such as atrophy of emotions, loss of sense of pleasure, not being able to enjoy life, and introversion, which affect the social life of the person, also affect the quality of life of the person.The aim of this study is to examine the effect of a group therapy program using emotion-focused music therapy on emotion awareness and life satisfaction in individuals with schizophrenia who are in remission. Method: The research was carried out in Istanbul University Istanbul Medical Faculty (IU ITF) Department of Mental Health and Diseases. The sample of the research was composed of 16 volunteer participants (8 people in the control group, 8 people in the application group with an unbiased assignment) between the ages of 17-67 who were referred to the Art Psychotherapy and Rehabilitation Program (SPR) of Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine, Department of Mental Health and Diseases, Social Psychiatry Service. Pre- and post-interviews were made with the experimental and control groups, and the scales were applied in these interviews. Applied pre-test, post-test scales; Brief Psychiatric Rating Scale (BPRS), Facial Emotion Identification Test (FID), Emotion Expression Scale (EES), Functional Remission of General Schizophrenia Scale (FROGS), The Satisfaction with Life Scale (SWLS) and "Personal Information Form" were used for sociodemographic information. The sessions was performed twice a week for 6 weeks, a total of 12 sessions. Findings: There was no statistically significant difference between the experimental and control groups in terms of socio-demographic data. When the pre-test and post-test scale scores of the experimental group were compared, there was a statistically significant difference between the total scores of FID and FROGS and an increase was observed in the scores in the post-test compared to the pre-test. When the pre-test and post-test scores of the control group were compared, it was seen that there was a decrease. According to the results of the analysis of the comparison of the pre-test-post-test scale total difference scores in terms of the experimental and control groups, the difference scores of FID, EES, and FROGS showed a statistically significant difference. The difference scores of FID, EES and FROGS in the experimental group were higher than those of the control group. Results: The use of emotion-focused music therapy in patients with schizophrenia increased their level of functionality, improved their ability to express emotions, and provided improvements in the recognition of facial emotions. It is recommended that supportive treatment methods such as music therapy and art therapy should be included in standard health care practices in patients with schizophrenia and that music therapy should be widespread in clinical practices.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/6651Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]