İstanbul’da Bir Özel Hastanede İdrar Yolu Enfeksiyonu Bulunan Hastalardan İzole Edilen Bakteriler ve Antibiyotik Duyarlılık Profillerinin Belirlenmesi
Abstract
Amaç: Toplum ve hastane ortamında insanlarda en yaygın bakteriyel enfeksiyonlardan biri idrar yolu
enfeksiyonlarıdır (İYE) ve tüm enfeksiyon hastalıkları içinde %25’lik bir oranla ikinci sıklıkta görülmektedir.
İdrar yolu enfeksiyonlarının, %95’ten fazlası bakteriyel etkenler olmak üzere idrar yolları epitelinde
inflamatuar yanıta neden olan mikroorganizmalar tarafından oluşturulmaktadır. Bu çalışmanın amacı;
2017-2021 tarihleri arasında, İstanbul’da bir özel hastanenin farklı servis ve polikliniklerine idrar yolu
enfeksiyonu şikâyeti ile gelen ve idrar yolu enfeksiyon bulguları bulunan yatan hastalardan alınan idrar
örneklerinden yapılan mikrobiyolojik analizler sonucunda, izole edilen bakteriler ve antibiyotiklere
direnç/duyarlılıkları açısından retrospektif olarak incelenmesi ve değerlendirilmesidir.
Yöntem: Araştırmada, 2017-2021 tarihleri arasında hastanenin mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen
772 idrar örneği, izole edilen bakteriler ve antibiyotiklere direnç/duyarlılıkları açısından retrospektif olarak
incelenmiştir. Verilerin analizi SPSS İstatistik 26 versiyonu ile gerçekleştirilmiştir. Kategorik değişkenler
sayı ve yüzde olarak hesaplanmıştır. Kategorik değişkenler arasındaki farklılığı ki-kare testi kullanılarak
analiz edilmiştir.
Bulgular: Çalışmada 572 (%74) ’si kadın ve 200 (%26) ’ü erkek olmak üzere toplamda 772 hastaya ait idrar
örneği mikrobiyolojik kültür/antibiyogram sonuçları incelenmiştir. Hastalara ait yaş dağılımları
incelendiğinde; %6’sı 0-15 yaş, %5,9’u 15-24 yaş, %33,9’u 25-49 yaş ve %54,2’si 49 yaş ve üzerinde olduğu
görülmüştür. İdrar örneklerinden toplamda 32 farklı bakteri türü izole edilmiş olup, en fazla izole edilen
bakteri türleri sırasıyla; Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae ve Proteus mirabilis’tir. Escherichia coli
izolatlarının en çok duyarlılık gösterdiği antibiyotikler; amikacin (%97,2), meropenem (%95,3), imipenem
(%95,1), colistin (%94,7), ertapenem (%92), tazobactam-piperacillin (%88,6), nitrofurantoin (%87,7), gentamicin (%84,3), ticarcillin-clavulanate (%83,1) ve cefoxitin (%82,9) olarak belirlenmiştir. En fazla
direnç gelişimi gözlenen antibiyotikler ise sırasıyla; ampicillin (%71,3), ampicillin-sulbaktam (%69,9) ve
amoxicillin-clavulonic acid (%49,4) olarak belirlenmiştir. Klebsiella pneumoniae izolatlarında en çok
duyarlılık saptanan antibiyotikler sırasıyla; colistin (%70,4) ve amikacin (%69,8) olup en fazla direnç
gelişimi ampicillin (%94,9), ampicillin-sulbaktam (%93,5) ve cefazolin (%69,6)’de saptanmıştır. İzole edilen
Proteus mirabilis’lerde en fazla tazobactam-piperacillin (%78,8), aztreonam (%78,6) ve meropenem (%75)’e
duyarlılık saptanırken, en çok direnç gelişimi şekillenen antibiyotikler ise nitrofurantoin (%72,7) ve colistin
(%81,5) olduğu görülmüştür.
Sonuç: Günümüze kadar İYE patojenlerine karşı antibiyotiklerin yaygın kullanımı, antibiyotiğe dirençli
türlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Antibakteriyel direncin oluşma nedenlerinden en önemlisi, uzun
süreli ve yetersiz dozda antibiyotik kullanımıdır. Ayrıca yanlış antibiyotik seçimi de direnç gelişimine yol
açmaktadır. Bu durum tedavi sürecini etkilemekte ve etkin bir tedavi için doğru kemoterapotik seçeneklerin
belirlenmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır. İYE’una neden olan bakterilerin antimikrobiyal direnç
dağılımları zamana ve bölgeye göre farklılıklar göstermektedir. Antibiyogram test sonuçlarının zaman
alması nedeniyle, İYE şikayeti ile gelen hastalara genellikle ampirik antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.
Ampirik preparat seçiminde ilk önce bölgesel olarak en sık izole edilen etken ve en düşük direnç oranının
görüldüğü antimikrobiyal ajan dikkate alınmalı, mümkünse antibiyotik tedavisine başlamadan önce etken
izolasyonu ve antibiyogram değerlendirmesi amacıyla idrar örneklerinin laboratuvara ulaştırılması
sağlanmalıdır. Aim: One of the most common bacterial infections in humans in the community and hospital settings is
urinary tract infections. It is seen in the second frequency, with a rate of 25% among all infectious diseases.
Urinary tract infections are caused by microorganisms that cause an inflammatory response in the urinary
tract epithelium, more than 95% of which are bacterial agents. The aim of this study is to retrospectively
examine and evaluate the bacteria isolated and their resistance/sensitivity to antibiotics as a result of
microbiological analyzes of urine samples taken from patients who came to different services and polyclinics
and inpatients with signs of urinary tract infection of a private hospital in Istanbul between 2017-2021 with
the complaint of urinary tract infection.
Method: In the study, 772 urine samples sent to the microbiology laboratory of the hospital between 2017-
2021 were analyzed retrospectively in terms of isolated bacteria and their resistance/sensitivity to
antibiotics. Data analysis was performed with SPSS Statistics version 26. Categorical variables were
calculated as numbers and percentages. The difference between categorical variables was analyzed using the
chi-square test.
Results: In the study, microbiological culture/antibiogram results of urine samples of 772 patients, 572 of
whom were female (74%) and 200 were male (26%), were examined. When the age distributions of the
patients are examined; 6% are 0-15 years old, 5.9% are 15-24 years old, 33.9% are 25-49 years old and 54.2%
are 49 years old and over. A total of 32 different bacterial species were isolated from urine samples, and the
most isolated bacterial species were respectively; Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae, and Proteus
mirabilis. Among the antibiotics to which Escherichia coli isolates are most sensitive; amikacin (97.2%),
meropenem (95.3%), imipenem (95.1%), colistin (94.7%), ertapenem (92%), tazobactam-piperacillin
(88.6%), nitrofurantoin (87.7%), gentamicin (84.3%), ticarcillin-clavulanate (83.1%), and cefoxitin (82.9%).
The antibiotics with the highest resistance development are respectively; ampicillin (71.3%), ampicillinsulbactam (69.9%) and amoxicillin-clavulonic acid (49.4%). The antibiotics with the highest sensitivity in
Klebsiella pneumoniae isolates are, respectively; colistin (70.4%) and amikacin (69.8%) were most resistant
to ampicillin (94.9%), ampicillin - sulbactam (93.5%) and cefazolin (69.6%). In isolated Proteus mirabilis,
the highest sensitivity was found to tazobactam-piperacillin (78.8%), aztreonam (78.6%) and meropenem
(75%), while the antibiotics with the highest resistance development were nitrofurantoin (72.7%) and colistin
(81.5%).
Conclusion: Widespread use of antibiotics against UTI pathogens has led to the emergence of antibioticresistant strains. The most important reason for the formation of antibacterial resistance is the use of
antibiotics for a long time and in insufficient doses. In addition, the wrong choice of antibiotics leads to the
development of resistance. This situation affects the treatment process and reveals the need to determine
the right chemotherapeutic options for an effective treatment. The antimicrobial resistance distributions of
bacteria causing urinary tract infections show differences according to time and region. Because the
antibiogram test results take time, patients who apply to clinics and hospitals with the complaint of UTI are
usually treated with empirical antibiotics. In the selection of empirical preparations, first of all, the most
frequently isolated agent and the antimicrobial agent with the lowest resistance rate should be taken into
consideration, and if possible, urine samples should be delivered to the laboratory for agent isolation and
antibiogram evaluation before starting antibiotic therapy.
Issue
17Collections
The following license files are associated with this item: