Çocuklukta algılanan ebeveyn tutumları ile yetişkinlikte algılanan duygusal istismarın aleksitimi ile ilişkisi
Abstract
Araştırmanın temel amacı yetişkin bireylerde algılanan duygusal istismar düzeyinin, çocuklukta algılanan ebeveyn tutumlarının aleksitimi ile ilişkisinin incelenmesidir. Bu bağlamda araştırılacak sorulardan biri katılımcıların algılanan duygusal istismar düzeyi ile çocuklukta algılanan ebeveyn tutumları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığıdır. Aynı zamanda katılımcıların algıladıkları duygusal istismar düzeyleri ile aleksitimi seviyeleri arasındaki ilişki araştırmamızın diğer sorusu olacaktır. Son olarak katılımcıların algıladıkları duygusal istismar düzeylerinin katılımcıların cinsiyet, ebeveynlerin medeni durumları, ebeveynlerin eğitim seviyeleri ve kendilerinin eğitim seviyelerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenecektir. Bu araştırmada, çocuklukta algılanan ebeveyn tutumları ile yetişkinlikte algılanan duygusal istismarın aleksitimi ile arasındaki ilişki bağımlı ve bağımsız değişkenlerle ilişkisel tarama modeliyle incelenmiştir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli, araştırmada bulunan iki değişken arasında bulunan ilişkiyi analiz etmek amacıyla kullanılmıştır. Bunun yanı sıra bu yöntem iki farklı değişkeni karşılaştırma amacıyla da kullanılmaktadır. Araştırma evrenini 18 yaş ve üzeri kadın ve erkek bireyler oluşturmaktadır. Katılımcılar araştırma hakkında bilgilendirilmiş ve kendi onayları doğrultusunda çalışmaya dahil edilmişlerdir. Araştırmanın istatistiksel analizinde SPSS 20 Paket programı kullanılmıştır. İki değişkenin sürekli olması ve değişkenlerin birlikte (ikili olarak) normal dağılım göstermesi durumunda Pearson korelasyon, ikili grupların ortalamaları arasındaki farkı test etmek için bağımsız örneklem grupları için kullanılan T testi, iki ya da daha fazla ilişkisiz ve normal dağılım göstermeyen örneklemden elde edilen ortalama puanların birbirlerinden anlamlı bir şekilde farklılık gösterip göstermediğini test etmek için de Kruskal Wallis H-Testi, çoklu grupların normal dağılım göstermesi durumunda ortalamaları test etmek için tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Araştırmada, sosyodemografik değişkenleri belirlemek üzere ''Kişisel Bilgi Formu'', ''Algılanan Duygusal İstismar Ölçeği'', ''Kısaltılmış Algılanan Ebeveynlik Tutumları Ölçeği – Çocuk Formu'' ve ''Toronto Aleksitimi Ölçeği'' kullanılmıştır. Analizler sonucunda, çocuklukta algılanan ebeveyn tutumları, duygusal istismar ve aleksitimi alt boyutlarından duyguları tanıma ve tanımlamada zorluk arasında pozitif yönde, zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunurken; aleksitimi alt boyutlarından duygu iletişiminde zorluk arasında negatif yönde, zayıf düzeyde ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocuklukta algılanan baba tutumu ile duygusal istismar ve aleksitimi alt boyutlarından duyguları tanıma ve tanımlamada zorluk arasında pozitif yönde zayıf düzeyde ve anlamlı bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Duygusal istismar ile aleksitimi alt boyutlarından duygu iletişiminde zorluk arasında pozitif yönde zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki bulunurken; duyguları tanıma ve tanımlama zorluk arasında pozitif yönde normal düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Aleksitimi alt boyutlarından olan duygu iletişiminde zorluk ile duyguları tanıma ve tanımlamada zorluk arasında pozitif yönde zayıf düzeyde ve anlamlı bir korelasyon olduğu saptanmaktadır. In the present study, perceived parental attitudes in childhood and perceived emotional abuse in adulthood examination in terms of alexithymia. In this context, we are look for answer; 1. Is there a significant relationship between perceived emotional abuse level of the participants and their parental attitudes in childhood? 2. Is there a significant relationship between perceived emotional abuse level of participants and alexitymia? 3. Does the perceived emotional abuse level of participants become different according to sex, parent's marital status, parent's educational level and their educational level? Present study aim what kind of relationship between parental attitudes and emotional abuse in terms of alexithymia with dependent and independent variable by correlational survey model. Correlational survey model be used in the research to analyze the relationship between two variable in the research. On the other hand, correlation survey model be used in compare to different two variables. The sample of the study consists of 200 male and female individuals are aged 18 and over. Participants will be informed about study and gain approval. Statistical analysis of present study use the SPSS 20 Windows packet program. Pearson correlation analysis is used to continous and normal distribution variables, t test used to determine between unpaired mean difference. The Kruskal-Wallis H test is a rank-based nonparametric test that can be used to determine if there are statistically significant differences between two or more groups of an independent variable on a continuous or ordinal dependent variable. One-way analysis is used to test for differences among at least theree groups. Sociodemographic Information Form, Emotional Abuse Perceived Scale, Egna Minnen Barndoms Uppfostran (EMBU) – Child Form and Toronto Alexithymia Scale were used. Analysis results Show that there is a positively but weak level significant relationship between perceived childhood parental attitudes, emotinal abuse and difficulty in recognizing and identifying emotions which are sub-dimensions of alexithymia; on the other hand there is a negativly weak level significant relationships with difficulty in communicating emotions which are sub-dimension of alexithymia. There is a positively weak level significant relationships between perceived father attitude in childhood, emotional abuse and difficulty in recognizing and defining emotions which are sub-dimensions of alexithymia. Also there is a positively weak level significant relationships between emotional abuse and difficulty in communicating amotion which is sub-dimension of alexithymia; on the other there is positively normal level significant relationships with difficulty in recognizing and identifying emotions which are sub-dimensions of alexithymia. Also, there is a positively weak level significant relationships between difficulty in communicating emotions and difficulty in recognizing and identifying emotions which are sub-dimensions of alexithymia.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
The following license files are associated with this item: