Çocukluk çağı travma öyküsüne sahip yetişkin bireylerde kolektivist başa çıkma stillerinin travma sonrası büyümeyle olan ilişkisinin incelenmesi
Özet
Yaşamın ilk yılları, hayata bakış açımızın şekillendiği yaşlardır. Bu dönem travmaya uğrama açısından da oldukça hassas bir dönemdir. Yaşanabilecek travmalar kişinin yetişkin yaşamını etkilemekte ve dünyaya bakış açısını şekillendirmektedir. Erken dönem travmaya uğramanın olumsuz sonuçları olabileceği gibi kişiler travma sonrası büyüme göstererek olumlu bir gelişim fırsatı da deneyimleyebilmektedirler. Yaşanan travmalarda uygulanan başa çıkma stilleri, travmatik olay sonrası büyümede etkili olabilmektedir. Özellikle toplulukçu kültürlerde, yaşanan travma sonrası kolektivist başa çıkma stillerinin uygulandığı görülmektedir. Kolektivist başa çıkma stilleri travma sonrası büyümeye eşlik etmektedir. Amaç: Bu tez çalışması, çocukluk çağı travma öyküsüne sahip yetişkin bireylerde kolektivist başa çıkma stilleri ile travma sonrası büyüme arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Tez çalışmasının örneklemini 18-65 yaş arası 756 yetişkin birey oluşturmaktadır. Katılımcılara Bilgilendirilmiş Onam Formu, Demografik Bilgi Formu, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (CTQ-33), Kolektivist Başa Çıkma Stilleri Envanteri (KBÇSE) ve Travma Sonrası Büyüme Envanteri (TSBE) uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi IBM SPSS 22.0 programı ile yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan katılımcıların 678'ini (%89.7) kadın, 78'ini (%10.3) erkek katılımcı oluşturmaktadır. Travma puanları ile kolektivist başa çıkma stilleri alt faktörleri aile desteği, din-maneviyat, kabul ve yeniden yapılandırma ile travma sonrası büyüme arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Travma puanları ile kolektivist başa çıkma stilleri alt faktörlerinden özel duygusal paylaşımlar ve kaçınma-ayrışma ile travma sonrası büyüme arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Travma sonrası büyüme puanları ile kolektivist başa çıkma stilleri alt faktörlerinden aile desteği, özel duygusal paylaşımlar, din-maneviyat ve kabul ve yeniden yapılandırma arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Kolektivist Başa Çıkma Stilleri Envanteri değerlendirildiğinde, en sık başvurulan baş etme yönteminin kaçınma-ayrışma, en az başvurulan yöntemin ise aile desteği olduğu görülmüştür. Son olarak çocukluk çağında travmaya uğrama oranının kadınlarda erkeklerden fazla olduğu ancak travma sonrası büyüme skorlarının her iki cinsiyet grubunda da benzer olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç: Çocukluk çağı travma öyküsüne sahip yetişkin bireylerde kolektivist başa çıkma stilleri ile travma sonrası büyüme arasında anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. The first years of life are the years when our perspective on life is shaped. This period is also a very sensitive period in terms of being traumatized. Traumas that can be experienced affect the adult life of the person and shape his/her perspective on the world. While experiencing early trauma may have negative consequences, individuals may experience a positive development opportunity by showing post-traumatic growth. Coping styles applied in traumas can be effective in growth after the traumatic event. Especially in collectivist cultures, it is seen that post-traumatic collectivist coping styles are applied. Collectivist coping styles accompany post-traumatic growth. Objective: The aim of this study is to examine the relationship between collectivist coping styles and post-traumatic growth in adults with a history of childhood trauma. Method: The sample of this study consists of 756 volunteers adult individuals between the ages of 18-65. Informed Consent Form, Demographic Information Form, Childhood Trauma Questionnaire (CTQ-33), Collectivist Coping Styles Inventory (KBCSI) and Post-Traumatic Growth Inventory (PTSI) were administered to the participants. The analysis of the obtained data was made with the IBM SPSS 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) program. Results: Of the participants participating in the study, 678 (%89.7) were female and 78 (%10.3) were male. In individuals with high trauma scores, a significant negative correlation was found betweeen the sub-factors of collectivist coping styles, family support, religion-spirituality, acceptance and restructuring and post-traumatic growth. In individuals with high trauma scores, a positive and significant relationship was found between the collectivist coping styles sub-factors, special emotional sharing and avoidance-seperation and post-traumatic growth. A positive and significant relationship was found between post-traumatic growth scores and collectivist coping styles sub-factors family support, private emotional sharing, religion/spirituality and acceptance and restructuring. When the Collectivist Coping Styles Inventory was evaluated, it was seen that the most frequently used coping method was avoidance-segregation and the least used method was family support. Finally, it was concluded that the rate of trauma in childhood was higher in women than in men, but the post-traumatic growth scores were similar in both gender groups. Conclusion: As a result of the study, it has been demonstrated that there is a significant relationship between collectivist coping styles and post-traumatic growth in adults with a history of childhood trauma.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/4191Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: