dc.description.abstract | Günümüzde tıbbi teknolojinin gelişmesi ile daha fazla sayıda insan sağlık
hizmetlerinden faydalanabilmekte ve böylece insan ömrü uzayabilmektedir.
İnsan ömrünün uzaması ile toplumlardaki yaşlı nüfusun artışı da
kaçınılmazdır (Mendiola-Precoma, Berumen, Padilla, & Garcia-Alcocer,
2016). Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 verilerine göre, Dünyadaki
yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı % 9,1’dir. Ülkemizde ise 65 yaş ve üzeri
nüfus son 5 yılda % 21,9 oranında olup bu sayı 7 milyon 550 bin 727 kişiye
yükselmiştir (İstatistiklerle Yaşlılar 2018, 2019).
Artış gösteren yaşlı nüfusun toplumdaki en belirgin sorunu nörodejeneratif
hastalıkların gelişme olasılığıdır. Nörodejeneratif hastalıklar dünya çapında
çok sayıda insanı etkileyen ve bununla birlikte onlara bakım ile sorumlu aile
bireylerinin hayatını değiştiren bir hastalık grubudur (Reitz & Mayeux,
2014). İlerleyen yaş ile görülme sıklığı artan nörodejeneratif hastalıkların en
yaygın olanı demanstır ve demans vakalarının %50’sinden fazlasını
Alzheimer Hastalığı (AH) oluşturmaktadır (Cummings & Cole, 2002; Çat,
2019; Gümüşlü, 2016). 2015 verilerine göre Dünya’da 44 milyon insanın
Alzheimer hastası olabileceği tahmin edilmiş olup 2050 yılında bu rakamın
ikiye katlanması beklenmektedir (Mendiola-Precoma et al., 2016). Artan
hasta sayısı ile birlikte bu hastalığa harcanan bütçe de oldukça yüksektir.
2019 Yılı Dünya Alzheimer Raporu dünya çapında demans için harcanan
bütçenin 2015 yılı için 818 milyar dolar olduğunu açıklamıştır. Bu bütçenin
2030 yılında 2 trilyon dolar olacağı düşünülmektedir (International, 2019).
Demans için ülkelerin sağlık alanında harcadığı kaynaklar, ülkelerin
ekonomisinde önemli bir pay tutmaktadır (Reitz & Mayeux, 2014) ancak
buna rağmen bu hastaların tedavisi çoğu zaman da tam anlamı ile mümkün
olamamaktadır (Adnet et al., 2020). | en_US |