Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorİstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
dc.date.accessioned2021-07-11T22:37:54Z
dc.date.available2021-07-11T22:37:54Z
dc.date.issued2021en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11363/2852
dc.description.abstract“Gelişmiş” etiketli ülkelerin “kötü kalkınmışlıkları” ile gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülke modellerini taklit çabalarının kötü sonuçlarının işaret ettiği gelişme bunalımının varlığı, büyümenin nasıl olması gerektiği ve hangi koşullarda toplumsal ve ekolojik planda geçerli olabileceği sorunlarını gündeme getirmektedir. Yeni gelişme stratejilerinin ilk habercilerinden biri de Mahatma GANDHİ’dir. Uzun süre ekonomistlerin her gördüğü bu düşünürdeki ahlak sorununun tuttuğu üstün yer özellikle zikredilmelidir. Her ekonomi politikası beğenilsin ya da beğenilmesin belirli bir ahlaki değerler bütünü üzerine oturtulmuştur. Yani, mutlaka normatif nitelikler içerir. Gandhi’de ahlaki tasa herşeyin, bu arada produktivite sorununun da önündedir. Ona göre önemli olan tek şey insanların birbirlerine verdikleri hizmettir. Gandhi’nin “kimin için kalkınma” sorusuna verdiği yanıt gayet nettir: fakir köylüler, toplumun ezilen, horlanan ve fakir kesimleridir. Dünyanın tüm fakirleri Gandhi’nin kalbine yakındır. Düşünür onlara hiç usanmadan yaşamlarının daha iyiye gitmesi için örgütlenmelerinin mümkün olduğunu göstermeye çalışır. Kendilerine güvenmelerini ister. Yapmaları gereken şeyleri onlara anlatır: kasabaların temizlenmesi, basit ama etkin sağlık kurallarına uyulması, yerel bitkilerden sağlık ve beslenme için yararlanılması, basit ama herkesin yararlanabileceği üretim tekniklerinin (örneğin, okullarda öğrenci çalışmalarıyla gerçekleştirilen materyaller) yaygınlaştırılması vb. Gandhi’ de bir başka hedef kırsal kesim insanlarının kendilerine güvenmelerinin sağlamaktır. Onların haysiyetlerine sahip çıkmalarını ister. Günlük basit ama etkin vatandaşlık eyleminin tadını onların kafalarına zorla sokmak ister. Basit olanaklardan yararlansınlar ister. Görüldüğü gibi, Gandhi’de pragmatik yan kendini hissettiriyor. Ama bu pragmatizm bireyin zenginleşmesini önermez, tam aksine durmadan genişleyen genişleyen gereksinimlerin tiranisine bağlı olmayı reddeder, maddi zenginlik yarışını reddeder. Gandhi insan gereksinimlerinin otokontrolünden yanadır, aza kanaat etmeyi öğütlemektedir. Bu düşüncelerin büyük ölçüde Asya bozkırlarının koşullandırmalarından biçimlendiği söylenebilir. Gandhi’ de asıl önemli soru: güncelliğini bugünde yitirmeyen “ne kadarı yeterli” sorusudur. Bu soru kuşkusuz Batı’nın son 2 yüzyıllık toplumsal filozofisini sorgu sandalyesine oturtmaktır. Çünkü, sınırlı istisnaları bir tarafa bırakılacak olursa, Batı’nın liberal ve marxistleri insan gereksinimlerinin ve tüketimin kesintisiz tırmanmasını gelişme kriteri olarak almakta birleşmektedirler.... Prof. Dr. Ömer GÜRKAN Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesien_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherİstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim Universityen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAttribution 3.0 United States*
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/3.0/us/*
dc.subjectİstanbul Gelişim Üniversitesien_US
dc.subjectİstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsüen_US
dc.subjectBültenleren_US
dc.titleİstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü: Enstitü Bülteni (Cilt:1, Sayı: 6, Haziran 2021) en_US
dc.typeotheren_US
dc.departmentLisansüstü Eğitim Enstitüsüen_US
dc.identifier.volume1en_US
dc.identifier.issue6en_US
dc.relation.publicationcategoryYazar Denetimli Yayınen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster

info:eu-repo/semantics/openAccess
Aksi belirtilmediği sürece bu öğenin lisansı: info:eu-repo/semantics/openAccess