Yüksek fırın cürufu ve uçucu küllü geopolimer betonların %5 sülfürik asit ortamında durabilitesinin incelenmesi

Abstract

Yapılan tez çalışmasında alkali aktive edilmiş yani geopolimer betonların durabilite ve dayanımları incelenmiştir. Çalışma kapsamında F tipi uçucu kül ve öğütülmüş granüle yüksek fırın cürufu kullanılmıştır. Bunun yanında 400 kg/m3, 500 kg/m3 ve 600 kg/m3 3 farklı miktarda bağlayıcı kullanılarak incelenmiştir. F tipi uçucu kül ve öğütülmüş granüle yüksek fırın cürufu ise %50 ve %50 oranlarında kullanılmıştır. Sodyum silikat ve sodyum hidroksit ise alkali aktivatör olarak kullanılmıştır ve sodyum hidroksitin molaritesi 14 M olarak seçilmiştir. Deney kapsamında 6 adet farklı alkali aktive edilmiş numuneler üretilmiştir.Bu numuneler 28., 120., ve 150. gün boyunca hem %5 sülfürik asit ortamında hemde de laboratuvar ortamında bekletilmiştir.Sonrasında ilk olarak yüzeyde meydana gelen değişim için görsel inceleme yapılmıştır. Görsel inceleme ardından ağırlık değişimleri ve basınç dayanımları incelenmiştir.Bu araçtırma ve yapılan test sonuçlarına göre alkali aktive edilmiş betonların kullanımının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

In the thesis study, the durability and strength of the alkali-activated geopolymer concretes were examined. Within the scope of the study, F-type fly ash and ground granulated blast furnace slag were used. Besides, 400 kg / m3, 500 kg / m3 and 600 kg / m3 were examined using 3 different amounts of binders. F-type fly ash and ground granulated blast furnace slag were used at rates of 50% and 50%. Sodium silicate and sodium hydroxide were used as alkali activators, and the molarity of sodium hydroxide was chosen as 14 M. 6 different alkali activated samples were produced within the scope of the experiment. Afterwards, the visual examination was made for the change on the surface first. After the visual examination, the weight changes and compressive strength were examined. According to the tooling and test results, it was concluded that the use of alkali activated concretes was appropriate