İstanbul'da görev yapan futbol hakemlerinin müsabaka öncesi ve müsabaka sonrası kaygı düzeylerinin analizi
Özet
Bu çalışmada İstanbul ilinde bulunan faal futbol hakemlerinin müsabaka öncesi ve müsabaka sonrası durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kaygı düzeyi envanteri İstanbul ilinde faal olan gönüllü 82 erkek ve 14 kadın olmak üzere toplam 96 futbol hakemine uygulanmıştır. Hakemler farklı klasmanlarda görev yapmaktadırlar. Hakemlere araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu, Spielberger ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş, Öner ve LeCompte (1985) tarafından Türkçeye uyarlanan Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri uygulanmış, katılımcıların o anda ve belirli koşullarda kendini nasıl hissettiği belirlenmiştir. Elde edilen veriler SPSS 13.0 istatistik programında değerlendirilmiştir. Bilimsel istatistiklerin yanında, kadın ve erkek gruplarının karşılaştırılmasında Bağımsız T Testi, klasman gruplarının karşılaştırılması için ANOVA testi kullanılmıştır. Farklılık bulunan değişkenlerin ikili karşılaştırılmasında ise Tukey ve Bonferroni Post Hoc testleri ile yapılmıştır. Çalışmamıza katılan hakemlerin kıdemlerine göre boy, vücut ağırlığı, ve yaş ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir(p<0.05). Yine futbol hakemlerinin kıdemlerine göre toplam sürekli kaygı düzeyleri ve maç sonrası kaygı düzeyleri karşılaştırıldığında; istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur(p<0.05). Hakemlerin toplam sürekli kaygı düzeyleri, almış oldukları puanlara göre, düşük kaygı (20-25 puan), orta kaygı (26-30 puan) ve yüksek kaygı (31 +) biçiminde üç kategoride belirlenmiştir. Klasmanlar karşılaştırıldığında aday hakemlerinin toplam sürekli kaygı düzeyleri diğer klasmanlardaki hakemlere oranla 27,46 ile en yüksek iken, il hakemleri 26,11 ile orta, bölgesel hakemlerin 25,0 ile düşük ve ulusal hakemlerin toplam kaygı düzeyleri ise 22,75 ile en düşük olduğu tespit edilmiştir. Hakemlerin kendi beyanları ve literatüre göre aday hakemlerin toplam sürekli kaygı düzeyleri diğer klasmanlardaki hakemlere göre daha yüksek olmasında; hakemliğe yeni başlamaları, tecrübe eksikliği, kendine güvenin yetersiz olması, kural bilgisi eksikliği, çevreden etkilenme, üstlerinden etkilenme, seyirciden etkilenme, hata yapma korkusu vb. nedenlerden dolayı toplam sürekli kaygı düzeylerinin diğer klasmanlardaki hakemlere oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Psikolojik durumun bir etmeni olan kaygı, müsabaka öncesi kaygı düzeyleri karşılaştırıldığında, aralarında fark olmadığı tespit edilirken(p>0.05); kıdemlerine göre toplam sürekli kaygı düzeyleri ve maç sonrası kaygı düzeyleri karşılaştırıldığında aday grubu ile il ve ulusal grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir(p<0.05). Bu sonuç hakemlikte, klasmanın yanı sıra kişiliğin de önemli olduğunu ve psikolojik unsurların farklı durumlarda, farklı etmenlerden etkilendiğini yansıtmaktadır. Çalışmamıza katılan kadın hakemler ile erkek hakemler arasında toplam süreklilik, maç öncesi durum ve maç sonrası durumlarına ait ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir(p>0,05). Toplam süreklilik kaygı kadın hakemlerde (27,86) iken erkek hakemlerde (25,34) olduğu, kadınlarda maç öncesi durum (56,28), erkeklerde (53,32) olduğu ve maç sonrası durum kadınlarda (55,5), erkeklerde (53,07)'dir. Toplam süreklilik, maç öncesi durum ve maç sonrası durum değişkenlerinin hakemler için cinsiyetten bağımsız olduğu görülmüştür. Bundan hareketle klasman ve tecrübeye bağlı olarak kaygı düzeyleri daha düşük olduğu ve cinsiyetler arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiş. Sonuç olarak, aşırı stres, baskıcı yönetim, hata yapma korkusu, gelecekte ne olacağını bilememe hakemlerde yetersizlik duygusu meydana getirmektedir. Hakemlerin iyi olanı başarabilmeleri için psikolojik kaygı unsurlarını iyi tanımaları ve yönetmeleri gerekmekte, konsantrasyon ve motivasyonlarının son derece yüksek olması önerilebilir. In this study, it was aimed to determine the state and trait anxiety levels of active football referees in Istanbul before and after the competition. A total of 96 football referees, consisting of 82 men and 14 women participated in the study. The referees officiate in different classifications. The personal data form created by researchers and the State-Trait Anxiety Inventory developed by Spielberger and his friends; Situational anxiety inventory, adapted to Turkish by Öner and LeCompte (1985), has been applied, and it has been determined how the participants feel at that time and under certain circumstances. The obtained data were processed in SPSS 13.0 statistics software. Independent t test in comparison of male and woman groups, and ANOVA test vas used to compare the classification groups. In order to find the source of the variables, Tukey and Bonferroni Post Hoc tests were used for pairwise comparisons As a result, there were statistically significant differences in the height, body weight and age averages of the referees based on their seniority (p<0.05). Likewise, when the total trait anxiety levels of the referees before and after the games were compared based on their seniority, statistically significant differences were found (p<0.05). The total trait anxiety level of the referees was put into three categories as low anxiety (20-25 points), moderate anxiety (26-30 points) and high anxiety (31+), according to the scores they received. As a result of the comparison with the classifications, the total trait anxiety level of the candidate referees was highest by 27,46 when compared to the referees in other classifications, and the provincial referees' were moderate by 26,11, the regional referees' were low by 25,0 and the national referees' was lowest by 22,75. Candidates ' total continuous anxiety levels are higher than the referees in other categories; they start refereeing, lack of experience, lack of self-confidence, lack of rules, being influenced by the environment, being influenced by the spectators, fear of making mistakes, etc. for reasons, total continuous anxiety levels are thought to be higher than the referees in other classifications. A significant difference was found between the candidate Group and the provincial and national groups(p<0.05) when the anxiety, which is a factor of psychological condition, was compared with the pre-competition anxiety levels, and there was no difference between them(p>0.05). This result reflects that in refereeing, personality as well as classification are important, and psychological elements are influenced by different situations, different factors. In this study, there was no statistically significant difference between women's referees and men's referees in the mean scores of total continuity, pre-match status and post-match status. (p>0.05) total continuity anxiety was found to be in women's referees (27,86) whereas in men's referees (25,34), in women's before-match situation (56,28), in men's (53,32) and in women's after-match situation (55,5), in men's (53,077). Total continuity, pre-match status and post-match status variables are independent of gender for referees. It was found that anxiety levels were lower depending on classification and experience, and there was no significant difference between the sexes. As a result, excessive stress, oppressive management, fear of making mistakes, inability to know what is going to happen in the future creates a sense of inadequacy in referees. Referees need to know and manage the elements of psychological anxiety well in order to achieve what is good, and it can be suggested that their concentration and motivation are extremely high.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/1977Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [164]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: