İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurumsal Açık Erişim Arşivi
DSpace@Gelişim, İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Michelin yıldızlı restoranlardan çıkan gıda atıklarının belirlenmesi ve farklı tekniklerle ekmek üretiminde kullanılması
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Edil Akman, Ece
Gıda israfının sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi ve bu israfın gastronomide nasıl dönüştürülebileceği üzerine yoğunlaşmak dünyada gıda atığı istatistiklerine bakıldığında önem arz etmektedir. Özellikle gıda israfı, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük kayıplara neden olmaktadır ve bu bağlamda sürdürülebilir gastronomi akımları önemli bir çözüm alanı sunmaktadır. Bu akımların takipçileri olan Michelin yıldızlı restoranlar, sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlı uygulamalar geliştirme eğilimindedir. Çalışmada, yaygın olarak israf edilen gıda türleri, özellikle de ekmek gibi temel gıda ürünleri üzerine odaklanılmıştır. Literatürde gıda israfını azaltma çabalarının, çeşitli gastronomik teknikler ve geri dönüşüm stratejileriyle desteklendiği görülmektedir. Bu doğrultuda, ekmek yapımında atıkların kullanılabilirliği araştırılarak israfın önlenmesine katkı sağlanması amaçlanmıştır, çalışmanın temel amacı olarakta Michelin yıldızlı restoranlarda oluşan gıda atıklarının belirlenmesini sağlamak, nasıl değerlendirilebileceğini araştırmak ve atıklardan çeşitli ekmek türleri üreterek sürdürülebilir bir mutfak yaklaşımı geliştirmek hedeflenmiştir. Araştırmada hem nitel hem de nicel analizler yapılmış ve karma yöntem ile türüne göre keşfedici yöntem kullanılmıştır. İlk aşamada 10 Michelin yıldızına sahip ve Michelin listesine girmiş restoran şefleri ile yapılan görüşmelerle, restoranlarda en fazla üretilen gıda atıkları belirlenmiş ve bu atıkların belirlenmesi için Maxqda Yazılım Programı kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara dayanarak, dört farklı pişirme tekniği ile çıkan atıklardan oluşturulan toz ve pürelerle ekmekler üretilmiştir. Pişirme tekniklerinden kurutma, kendi suyunda pişirme, haşlama ve ağartma yöntemleri kullanılmıştır. Atıkların farklı teknikler ile ekmek hamuruna ilavesi ile elde edilen ekmek örnekleri duyusal analiz ile alanında uzman panelistler tarafından değerlendirilmiştir. Elde edilen duyusal analiz verileri, SPSS 25.0 programı ile analiz edilerek tanımlayıcı istatistikler ve karşılaştırmalar yapılmış, gıda atıklarının farklı pişirme teknikleri ile ekmeklere dönüştürülebileceğini ve bu ekmeklerin duyusal olarak kabul edilebilir olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmada görüşmeye tabi tutulan şefler meyve, sebzelerden çıkan kabukların yoğunluklu atıklardan olduğunu ve limon, portakal, misket limonu gibi meyvelerin kabuklarının bu atıklara örnek olduğunu ifade etmişlerdir. Dolayısı ile araştırma için kullanılacak atık çeşidi portakal ve limon kabuğu olarak belirlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, ekmeklerden KSP (Ağartılmış Portakal) kabuğu ilave edilmiş ekmek ürünü en iyi ekmek olarak öne çıkmıştır. KSP ürünü duyusal değerlendirmede de genellikle iyi sonuçlar almış olup birçok açıdan başarılı bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda sürdürülebilir gastronomi ve atıksız mutfak prensipleri doğrultusunda uygulamaların geliştirilmesi yönünde pek çok öneri sunulmuştur.
Yetişkinlerde online kumar bağımlılığı ve dissosiyatif belirtiler arasındaki ilişki: Depresyon ve anksiyete düzeyinin aracı rolü
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Dökmetaş, Melek
Amaç: Bu çalışmanın amacı, yetişkin kadın ve erkeklerde online kumar bağımlılığı ve disosiyatif belirti düzeyleri arasındaki ilişkiyi, bu ilişkide depresyon ve anksiyete düzeyiyle aracı rolünü incelemek ve değişkenlerin birbirleriyle bağlantısını araştırmaktır. Yöntem: Araştırmaya, online platformlarda kumar oynayan 18-40 yaş aralığındaki yaş ortalaması 27,96(±6,06) olan 80 yetişkin kadın ve erkek katılmıştır. Çalışmanın örneklem büyüklüğünü hesaplamak için G*Power 3.1.9 programı kullanılmıştır ve bir grup için en az n=74 olarak belirlenmiştir. Örneklemin çoğunluğunu lisans mezunu (%56), sosyoekonomik düzeyi orta gelir grubunda olan (%64), ilişkisi olmayan (%50,62), ailesiyle yaşayan (%56), slot oyunlarını oynamayı tercih eden (%39,30) kadın (%31,25) ve erkek (%68,75) katılımcılar oluşturmaktadır. Verilerin analizi için bağımsız iki grup karşılaştırmasında t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), çoklu karşılaştırma testi olarak Bonferroni ile Tamhane testleri kullanılmıştır. Aracılık analizleri Bootstrap yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Araştırmamızın sonuçlarına göre online kumar bağımlılığı puanının, dissosiyatif belirtiler ölçeği üzerindeki toplam etki ve doğrudan etki değerinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Online kumar bağımlılığı puanının, dissosiyatif belirtiler ölçeği üzerindeki dolaylı etki değerinin anlamlı olduğu belirlenmiştir. Bu bulgular, Online kumar bağımlılığı ölçek puanı ile dissosiyatif belirtiler ölçeği arasındaki ilişkide depresyon puanlarının. [B=2,46 (CI:0,01; 0,28); β:0,12] ve anksiyete puanlarının [B=2,63 (CI:0,02; 0,28); β:0,13] aracılık etkisinin olduğunu göstermektedir. Sonuç: Araştırmanın sonucunda online kumar bağımlılığı ve disosiyatif belirtiler arasındaki ilişkide depresyon ve anksiyetenin aracı rolünün olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Periferik vertigolu yetişkin hastalarda V-HIT test sonuçlarının kalorik test sonuçları ile karşılaştırılması
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Tezcan, Elif İlkay
Yapılan bu yüksek lisans tez çalışmasının amacı kalorik test sonuçları ile V-HIT testi sonuçlarının birbiri ile karşılaştırılmasıdır. Bu kullanılan iki test de aynı refleksi farklı uygulama şekillerinde değerlendirmektedir. Kalorik test çok uzun V-HIT testi çok kısa sürmektedir bu nedenle bu iki testi karşılaştırarak birbirlerinin yerine kullanılıp kullanılamayacağı araştırılmıştır. Bu nedenle, vertigo (baş dönmesi) veya dizziness (sersemlik hissi) ile Doç.Dr.Kemal Keseroğlu Kliniğine başvuran hastalar arasından çalışmaya uygun görülen ve bilgilendirilmiş gönüllü olur formunu imzalayan 52 kadın ve 48 erkek arasında bu çalışma yürütülmüştür. Toplamda 100 kişi çalışmaya dahil edilerek sonuçlar 200 kulak ile değerlendirilmiştir. Çalışmaya katılan hastalara Doç.Dr.Kemal Keseroğlu tarafından ayrıntılı kulak-burun-boğaz muayenesi yapılmıştır ve muayene sonuçları ve radyolojik görüntüleme sonuçları normal bulunmuştur. Böylece santral herhangi bir patolojiyi düşündürebilecek durumlar çalışma dışı bırakılmıştır. Muayene sonrasında hastaya yapılan odyovestibüler testlerde BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo) ve santral patolojiyi düşündüren hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Hastalara sırasıyla V-HIT testi ve kalorik test Odyolog Elif İlkay Tezcan tarafından uygulanmıştır. Test verileri değerlendirildiğinde 200 kulak arasında 105 kulak her iki testte de normal çıkarak 95 kulakta iki testten birinde veya ikisinde de patolojik elde edilmiştir. Bu 95 patolojik kulağın 32 tanesinde sadece V-HITte patoloji, 33 tanesinde sadece kalorikte patoloji ve 30 tanesinde her iki testte de patoloji saptanmıştır. İki testinde normal ve patolojik olarak yani uyumlu olarak sınıfladığı kulak sayısı 135 (%67,5) olarak hesaplanmıştır. Geriye kalan 65 (%32,5) kulak uyumsuz (yani normal ve patolojik değerlendirmeler ters olarak gerçekleşmiştir) olarak değerlendirilmiştir. Özetle yaklaşık değerlendirmelerin 2/3'ü uyumlu 1/3'ü ise uyumsuzdur. Sonuç olarak, çalışma sonucu elde edilen uyumun düşük çıkması her 3 kişiden 1 kişide patolojinin atlanma riskini içerir. Böylece iki testi birbirinin yerine kullanmak yerine, birbirlerinin tamamlayıcısı olarak kullanmak daha doğru ve daha güvenirdir.
Havalimanlarinda çevresel sürdürülebilirlik
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Çökelez, Çisem
Küresel ekonomide önemli bir yere sahip olan ve dünyanın en hızlı büyüyen, gelişen, yenilikçi ve dinamik yapısıyla dikkat çeken havacılık sektörü; uyguladığı karar ve politikalarla tüm dünyanın geleceğini ve yaşam kalitesini etkilemektedir. Bu bağlamda, havalimanlarındaki çevresel sürdürülebilirlik konusu, Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları gibi farklı iş modellerine sahip havayolu şirketlerinin perspektifinden detaylıca ele alınmıştır. 2019 ile 2022 yılları arasındaki dönemi kapsayan araştırma, karbon emisyonları, yolcu sayıları, arz edilen koltuk kilometreleri ve ücretli yolcu kilometreleri gibi önemli operasyonel göstergeler üzerinden kapsamlı bir trend analizi yapmaktadır. Türk Hava Yolları'nın tam hizmet sağlayıcı iş modeli ile Pegasus Hava Yolları'nın düşük maliyetli iş modeli arasındaki farklılıkların çevresel etkilere yansımaları detaylı bir şekilde incelenmiş ve sektörel karşılaştırmalar yapılmıştır. Ayrıca, bu havayolu şirketlerinin çevresel sürdürülebilirlik performansları analiz edilerek, sektördeki çevresel etkilerini azaltma çabaları değerlendirilmiştir. Karbon emisyonları, yolcu sayıları ve diğer operasyonel veriler üzerinden yapılan detaylı analizler, havayolu şirketlerinin çevresel etkilerini azaltma konusundaki stratejilerinin etkinliğini ortaya koymaktadır. 2019-2022 yılları arasında yapılan araştırmada, Pegasus Hava Yollarının yolcu başına düşen karbon emisyon oranlarının her geçen yıl arttığı gözlemlenmiştir. 2019 yılını baz alan çalışmada, en düşük karbon salınımının olduğu yıl 2020 olarak belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre, 2020 yılı, baz yıla kıyasla en düşük taşınan yolcu sayısına ve en düşük toplam sera gazı emisyon oranına sahiptir. Buna göre, yolcu başına düşen karbon emisyon oranının da en düşük olduğu yıl 2020 olarak tespit edilmiştir. 2022 yılına gelindiğinde ise, baz yıla kıyasla en yüksek yolcu başına düşen karbon emisyon oranı ve toplam sera gazı emisyon oranının en yüksek olduğu ve toplam taşınan yolcu sayısının da en fazla olduğu yıl olduğu görülmüştür. Türk Hava Yollarının 2019-2022 yılları arasındaki operasyonel verileri incelendiğinde, karbon emisyon oranlarında bir yükselişin ardından azalma olduğu belirlenmiştir. 2020 yılında, 2019'a göre en düşük taşınan yolcu sayısı ve karbon salınımı görülmesine rağmen, yolcu başına düşen karbon emisyon oranının 2022 yılında tekrar arttığı belirlenmiştir.
Sosyal medyada minimalizm akımının kullanımı: Grafik tasarım ilkeleri ve elemanlarının sosyal medyadaki rolünün incelenmesi
(İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Taylan, Cansu
Tasarımlar açısından zengin bir sosyal medya platformu olan İnstagramda, kitleler ile iletişim kurmak için sık sık tasarımlar paylaşılmaktadır. Tasarımların etkileyici ve hiyerarşik bir düzen içerisinde iletilmesi, iletişim için önemli bir rol oynamaktadır. Burada grafik tasarım ilke ve elemanları devreye girmektedir. Grafik tasarım ilke ve elemanları ile oluşturulan tasarımlar, içeriklerin okunabilirliğini ve etkileşimini artırmaktadır. İlke ve elemanlara uygun bir şekilde oluşturulan tasarımlar markaların güvenilirliğini ve profesyonel görünmesine olanak sağlamaktadır. Grafik tasarım ilke ve elemanlarına uygun bir şekilde oluşturulmayan karışık, düzensiz ve uyum bakımından eksik olan tasarımlar kişilerde kafa karışıklığına neden olabilir. Kişiler üzerinde markaya karşı güvensizlik oluşturacağı gibi görsel yorgunluk meydana getirebilir. Bu tez, grafik tasarım ilke ve elemanları açısından başarılı olan ve hatalı olan tasarımları detaylı bir şekilde incelemiştir. Otuz kişilik bir grup üzerinden Minimalizm ışığında oluşturulmuş sade tasarımların da seçeneklere eklendiği bu çalışmada, kişilerin başarılı ve hatalı tasarımlar arasından bir seçim yapmaları istenmiştir.