Rusya'nın 2014 Ukrayna krizindeki hibrit savaş stratejisinin analizi
Özet
Tarih boyunca en çok merak edilen konulardan biri olan "savaş" olgusunun yöntemlerinde sürekli değişimler olmuştur. Geçmişte, muharebe araçlarının gelişimi ve muharebede kullanılan alet ve mekanizmaların türü, bir muharebenin galibini belirleyen en önemli faktörler arasında yer alıyordu. Kitle imha silahlarının ve nükleer silahların yaygınlaştığı 21. yüzyılda devletler geleneksel bir hayatta kalma mücadelesine doğrudan katılamamış ve daha farklı, daha mantıklı bir yol aramaya başlamıştır. Bu bakımdan, yakın tarihte Hibrit Savaş Doktrini, ulusların ihtiyaçlarına hitap eden en kapsamlı savaş teorisi olarak ortaya çıkmıştır. Hibrit savaş yönteminin siyasi ve ekonomik maliyetleri konvansiyonel savaşa göre çok düşük ve bu maliyetlere göre elde edilen zafer ölçeği çok yüksektir. Bu nedenle devletlerin hibrit savaş yöntemini gerek saldırı gerekse savunma açısından her yönüyle anlaması zorunlu hale gelmiştir. Bu çalışmanın temel amacı Rusya'nın Ukrayna'ya yaptığı müdahaleyi hibrit savaş perspektifinden incelemek ve bu müdahalede Avrupa Birliği ve NATO'nun rolünü ortaya koymaktır. Bu amaçla önce teorik boyut, ardından tarihsel boyut ortaya konulmuştur. Çalışmanın teorik temelleri atıldıktan sonra Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesinde yaşanan pratik olaylar hibrit savaş teorisi perspektifinden değerlendirilmiştir. Son olarak Ukrayna krizi öncesi, sırası ve sonrasında Avrupa Birliği ve NATO'nun rolleri incelenerek, bu örgütlerin krizin ortaya çıkmasındaki rolü ve bu örgütlerin Rus hibrit savaşına karşı ne ölçüde hazır oldukları ortaya konmuştur. There have been constant changes in the methods of the "war" phenomenon, which is one of the most curious subjects throughout history. In the past, the development of combat vehicles and the type of tools and mechanisms used in combat were among the most important factors determining the winner of a battle. In the 21st century, when weapons of mass destruction and nuclear weapons became widespread, the politics of states could not directly participate in a traditional struggle for survival and sought a different, more logical way. In this context, the Hybrid Warfare Doctrine has emerged as the most comprehensive theory of warfare that caters to the needs of nations in recent history. The political and economic costs of the hybrid warfare method are very low compared to conventional warfare and the scale of victory achieved according to these costs is very high. For this reason, it is imperative for states to understand the hybrid warfare method in all aspects, both in terms of attack and defense. The main purpose of this study is to examine Russia's intervention in Ukraine from a hybrid war perspective and to reveal the role of the European Union and NATO in this intervention. For this purpose, first the theoretical dimension and then the historical dimension have been put forward. After laying the theoretical foundations of the study, the practical events in Russia's intervention in Ukraine were evaluated from the perspective of hybrid war theory. Finally, the roles of the European Union and NATO before, during and after the Ukraine crisis were examined, and the role of these organizations in the emergence of the crisis and the extent to which these organizations were ready for the Russian hybrid war were revealed.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/6357Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: