25-50 yaş aralığındaki bireylerin çocukluk çağı travmalarının yetişkinlikteki şemaları ile ilişkisinin incelenmesi
Özet
Bu tez çalışması, erişkin popülasyonda olarak hangi oranda ve ne tarz çocukluk travmaları yaşandığını araştırmaktadır ve bunun demografik kırılımlarını incelemektedir. Ek olarak; çocukluk çağı travmalarının yetişkinlikteki şemalarla ilişkisine bakılmıştır. Toplumda yoğunlukla hangi şemaların yer aldığının belirlenmesi tezin hedeflerinden biridir. Bu amaçla, tez çalışmasında demografi formu, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği ve Young Şema Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçeklerdeki maddelerin alt boyutlarıyla ilişkisel sonuçlara ulaşılmıştır. Tezin literatür taraması kısmında, önce travma kavramı tarihsel anlamda ele alınmıştır, ardından bireylerin çocukluk çağında yaşayabilecekleri kişilerarası travmalar sıralanmıştır. Kötü muamele ve psikolojik/psikiyatrik sonuçlarından bahsedilmiştir. Travma sonrası büyüme konsepti incelenmiştir. Ardından; şema kavramına değinilmiş ve bilişsel açıdan önemi anlatılmıştır. Son olarak, erken dönem yaşantılarıyla yetişkin hayatının düşünce ve davranış mekanizmasını etkileyen bu şemaların neler olduğuna ve özelliklerine değinilmiştir. Örneklem, Türkiye'de yaşayan ve Türkçe dilini konuşan 25-50 yaş arasındaki erişkin bireylerden oluşmaktadır. Veriler gönüllülük esasına bağlı şekilde toplanmıştır ve gizliliğe önem verildiği için katılımcıların kimlik bilgileri istenmemiştir. Formlar, online ortamda dağıtılmış ve elde edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına değinmek gerekirse, çocukluk çağı travmalarının alt boyutlarıyla yetişkinlikte etkisini sürdüren şemalar arasında bazı boyutlarda istatistiksel açıdan anlamlı ilişkilere rastlanmıştır. Örneğin; Duygusal istismar, fiziksel istismar, duygusal ihmal ve fiziksel ihmal arttıkça katılımcıların duygusal yoksunluk şeması gösterme meyili artmaktadır. Bu yanlışlanmamış hipotezlerden biridir. Ancak, "Çocukluğunda fiziksel, duygusal ve cinsel açıdan istismara uğramış bireylerde en belirgin şema güvensizliktir." hipotezi ise doğrulanamamıştır, çünkü bu araştırmadaki istatistiklere göre istismara değil, ihmale uğrayan bireylerde güvensizlik şeması daha belirgin çıkmıştır. This thesis study investigates what rate and type of childhood traumas are experienced in the adult population and examines its demographic breakdowns. In addition; the relationship between childhood traumas and adult schemas was examined. One of the objectives of the thesis is to determine which schemas are heavily involved in society. For this purpose, demographic form, Childhood Trauma Scale and Young Schema Scale were used in the thesis study. Relational results were obtained with the sub-dimensions of the items in these scales. In the literature review part of the thesis, first the concept of trauma is discussed in the historical sense, then the interpersonal traumas that individuals can experience in their childhood are listed. Maltreatment and its psychological/psychiatric consequences were mentioned. The concept of post-traumatic growth has been studied. Next; the concept of schema is mentioned and its cognitive importance is explained. Finally, these schemas which affect the thought and behavior mechanism in adult life due to childhood experiences are examined. The sample consists of adult individuals between the ages of 25-50 who live in Turkey and speak Turkish language. The data was collected on a voluntary basis, and the identity information of the participants was not requested due to the importance of confidentiality. The forms were distributed and obtained online. To touch on the results of the study, statistically significant relationships were found between some sub-dimensions of childhood traumas and the schemas that continue to be effective in adulthood. For example; As emotional abuse, physical abuse, emotional neglect and physical neglect increase, the tendency of participants to show emotional deprivation schema increases. This is one of the unfalsified hypotheses. However, "The most obvious schema in individuals who were physically, emotionally and sexually abused during childhood is insecurity." hypothesis could not be confirmed, because according to the statistics in this study, the mistrust schema was more pronounced in individuals who were neglected, not abused.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/3929Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: