Evcil hayvan sahibi olan ve olmayan bireylerin bağlanma stilleri ile algılanan stres düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
Özet
Hayvan destekli tedaviler, herhangi bir kronik hastalığa sahip veya
psikolojik açıdan sorunlar yaşayan kişilerde hayat standardını yükseltmek ve hatta
kişiyi iyileştirmek amacıyla ana tedavinin yanında kullanılan alternatif bir yöntemdir.
Yaygın gelişimsel bozukluklar, çeşitli kanserler, alzheimer, demans gibi hastalıkların
yanı sıra, özellikle yalnızlık duygusunun tetiklediği anksiyete ve depresyon gibi
ruhsal sıkıntılarda kullanılan hayvan destekli terapilerin son derece başarılı olduğu
görülmektedir. Hayvan destekli terapiler özellikle gelişmiş ülkelerde üzerinde en çok
araştırma yapılan konulardan biridir. Ülkemizde ise bu konu son yıllarda akademik
çevrenin ilgisini çekmekle birlikte, yapılan derleme çalışmaları yerini yavaş yavaş
deneysel çalışmalara bırakmaya başlamıştır.
Amaç: Bu çalışma, hayvan destekli tedavi alanında deneysel bir çalışma olma
niteliğine sahiptir. Araştırmanın amacı; evcil hayvan sahibi olan bireyler ile olmayan
bireylerin bağlanma stilleri ve algılanan stres düzeyleri arasındaki ilişkiyi
incelemektir. Bununla birlikte evcil hayvan sahibi olan bireyler ile olmayan
bireylerinin algılanan stres düzeyleri ve bağlanma stilleri cinsiyetleri, birlikte
yaşadığı kişi ya da kişiler, eğitim düzeyleri ve gelir düzeylerinden oluşan sosyodemografik özellikler açısından da karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Evcil hayvan sahibi olan ve olmayan bireylerin bağlanma stilleri ile
algılanan stres düzeyleri arasındaki ilişkinin incelendiği bu araştırmada ilişkisel
tarama modeli kullanılmıştır. Ayrıca iki örneklem grubu bazı demografik özellikler
açısından da incelenmiştir. Bu modelde, iki veya daha fazla değişkenin aralarındaki
ilişkileri ölçmek amaçlanmış olup, sadece evcil hayvan sahiplerine evcil hayvanlara
bağlanma ölçeği verilmiş, bireylerin evcil hayvanlara bağlanma düzeyleri de
belirlenen değişkenler açısından incelenmiştir. Evcil hayvan sahibi olan ve olmayan
bireylerin bağlanma stilleri ile algılanan stres düzeyleri arasındaki ilişkinin
incelendiği bu araştırmanın örneklemini sosyal medya platformlarını kullanan 900
kişi oluşturmuş olup, çalışma 18-65 yaş aralığındaki bireyler ile sınırlandırılmıştır.
Pandemi durumundan dolayı yüz yüze anket dağıtılmamış olup, veriler internet
ortamı üzerinden ‘Google Docs’ hizmeti aracılığıyla toplanmıştır.
ii
Bulgular: Araştırma sonucunda evcil hayvan sahibi olan bireylerin algılanan
stres düzeylerinin daha düşük, korkulu bağlanma puanlarının ise daha yüksek olduğu
bulunmuştur. Güvenli bağlanma, kayıtsız bağlanma ve saplantılı bağlanma
puanlarının evcil hayvan sahibi olup, olmama durumuna göre farklılaşmadığı
görülmüştür. Bununla birlikte evcil hayvan sahibi olan bireylerin, evcil hayvanlarına
genel bağlanma düzeyleri ile korkulu bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında
pozitif yönde, güvenli bağlanma arasında ise negatif yönde; hayvan hakları ile
saplantılı bağlanma ve korkulu bağlanma arasında pozitif yönde; insan yerine koyma
ile ise korkulu bağlanma arasında pozitif yönde, algılanan stres arasında ise negatif
yönde anlamlı bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür.
Sonuç: Evcil hayvan sahibi bireylerin algılanan stres düzeyleri, bağlanma
stilleri, olmayan bireylere göre farklılaşmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre,
algılanan stres düzeyinin evcil hayvan sahibi olan bireylerde daha düşük olduğu
istatistiksel açıdan ortaya çıkmaktadır. Ayrıca evcil hayvan sahibi bireylerin evcil
hayvanına bağlanma düzeyleri ile bağlanma stilleri arasında ilişki olduğu
gözlenmiştir. Bu nedenle üzerinde çalışılması ve hayvan destekli terapiler açısından
incelenmesi çok önemlidir. Animal-assisted therapies, people with any chronic disease or
psychological problems; It is an alternative method used in addition to the main
treatment in order to raise the life standard and even improve the person. Besides
common developmental disorders, various cancers, diseases such as Alzheimer's,
dementia; It is seen that animal assisted therapies used in mental distress such as
anxiety and depression triggered by the feeling of loneliness are extremely
successful. Animal assisted therapies are one of the most researched topics,
especially in developed countries. In our country, this issue has started to attract the
attention of the academic community in recent years; The compilation studies made
gradually began to leave the place to experimental studies.
Aim: This study has the quality of being an experimental study in the field of
animal assisted therapy. Purpose of the research; The aim of this study is to examine
the relationship between the attachment styles and perceived stress levels of
individuals who own pets and individuals who do not have pets. In addition, the
perceived stress levels and attachment styles of individuals who own pets and
individuals who do not have pets will be compared in terms of socio-demographic
characteristics consisting of their gender, the person (s) they live with, their
education levels and their income levels.
Method: The relational screening model will be used in this study to examine
the relationship between the attachment styles and perceived stress levels of
individuals who have pets and individuals who do not have pets. In addition, the two
sample groups will be examined in terms of some demographic characteristics. In
this model, it is aimed to measure the relationships between two or more variables.
Only pet owners will be given a pet attachment scale, and individuals' levels of
attachment to pets will be examined in terms of determined variables. The sample of
this study, which will examine the relationship between the attachment styles and
perceived stress levels of individuals who have pets and individuals who do not have
a pet, will constitute 900 people who use social media platforms. It is considered that
the study will be concluded with the findings obtained from the scales to be applied
to individuals between the ages of 18-65. Face-to-face surveys will not be distributed
iv
due to the pandemic situation, and it is aimed to collect data via the "Google Docs"
service over the internet.
Results: As a result of the research, it was found that individuals who own pets
have lower perceived stress scores and higher fearful attachment scores. It was
observed that the secure attachment, dismissive attachment and preoccupied
attachment scores did not differ according to whether or not they have a pet. On the
other hand, the general attachment levels of pet owners to their pets are positively
correlated with fearful attachment and preoccupied attachment, and negatively by
secure attachment; It was observed that there was a positive relationship between
animal rights and preoccupied attachment and fearful attachment, a positive
relationship between human substitution and fearful attachment, and a negative
relationship between perceived stress.
Conclusion: The perceived stress levels of individuals with pets differ from
those without attachment styles. According to the results of the research, it is
statistically revealed that the perceived stress level is lower than the individuals who
own a pet. In addition, it was observed that there was a relationship between the
attachment levels of the pet owners and their attachment styles. For this reason, it is
very important to be studied and examined in terms of animal assisted therapies.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/3256Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: