Obez bireylerde kiloyla ilişkili kendini damgalamanın erken dönem uyumsuz şemalarla ilişkinin incelenmesi
Özet
Dünya Sağlık Örgütü, 2016 yılında dünya genelinde 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez yetişkin olduğunu bildirmiştir Birçok tıbbi sorun ve depresyon, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, anksiyete gibi başlıca psikopatolojiler obeziteyle ilişkili bulunmuştur. Obez insanlar aşırı kilolarından dolayı sıklıkla motivasyonsuz, uyumsuz, özensiz, disiplinsiz, tembel şeklinde damgalanma ve ayrımcılığa maruz kalırlar. Kilo ile ilgili damgalanmanın zihinsel sağlık, sosyal işlevsellik ve fiziksel sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkileri vardır. Kilo damgasının içselleştirilebileceği ve kendini damgalamanın gelişmesine ve korunmasına yol açabileceği öne sürülmüştür. Algılanan damgalama sosyal sorunlarla ilgili iken, kendini damgalama pozitif olarak yeme bozuklukları, depresyon, anksiyete gibi psikopatolojilerle ilişkilidir. Şema modeli, psikodinamik, bilişsel-davranışçı ve bağlanma kuramlarını bütünleştirmiş ve klasik bilişsel davranışçı yönteme yanıt vermeyen tedavisi zorlu olan hastalar için geliştirilmiştir. Erken dönem uyumsuz şemalar, doğumdan itibaren gelişen, katı, değişime dirençli, tekrarlayıcı, öz-yıkıcı niteliğe sahip, mizacın da etkisiyle şekillenen, yaşam boyunca karmaşıklaşan duygusal ve bilişsel kalıplar olarak tanımlanmaktadır. Amaç: Kendini damgalama konusundaki araştırmaların çoğu damgalamanın bireysel farklılıkları, bilişsel ve davranışsal süreçleri, ilişkilenme süreçleri üzerinde durmamıştır. Bu çalışmada bilişsel/yaşantısal temalarını anlamak için kiloyla ilişkili kendini damgalamayı şema modeliyle incelemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya 18 yaş ve üstü ve obezitesi olan online (Google Forms) ve İstanbul/Beylikdüzü bölgesinde yüz yüze görüşme sonucu özbildirim ölçeklerini doldurmayı kabul eden gönüllü 330 kadın ve erkek katılmıştır. BKİ değeri vücut ağırlığı ve boy uzunlukları kullanılarak, BKİ(kg/m2) = Vücut Ağırlığı (kg) / Boy Uzunluğu (m2) formülü ile hesaplanmıştır. Araştırmada Sosyodemografik Veri Formu, Beck Depresyon Ölçeği, Young Şema Ölçeği- Kısa Form 3, Kilo Açısından Kendini Damgalama Ölçeği uygulanmıştır. İstatistik analizler IBM SPSS versiyon 21.0 paket programı ile yapılmıştır. Sürekli değişkenlere ait gruplar arası karşılaştırmalar Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri ile yapılmıştır. Değişkenler arasındaki doğrusal ilişki Spearman korelasyon testi ile değerlendirilmiştir. Çoklu doğrusal regresyon analizinde forward= ileriye doğru yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: 330 katılımcının 66'sı BKİ ve/veya diğer kriterleri karşılamadığından çalışma dışı bırakılmış, bunun sonucunda 243'ü (%92) kadın 21'i (%8) erkek olmak üzere toplam 264 katılımcının verileri analize dahil edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, medeni durum, eğitim durumu, gelir düzeyi, birinci derece yakınlarında obezite olma durumu, tartılma sıklığı, tıbbi öykü, intihar öyküsü ile kiloyla ilişkili kendini damgalama arasında bir fark bulunamamıştır. Kadınların kendini damgalama puanları erkeklerden istatiksel olarak anlamlı yüksek saptanmıştır. Kendini damgalama puanları karşılaştırıldığında yakın arkadaş sayısı 4 ve üzerinde olanlar yakın arkadaşı olmayan gruptan, bedensel görünüşünden memnun olan grup memnun olmayanlardan, beden ağırlığını gün içinde daha az hatırlayan grup sık hatırlayanlardan istatistiksel olarak anlamlı düşük saptanmıştır. Kendini damgalama ile yaş arasında negatif, hedefledikleri kilo farkı arasında pozitif, depresyon puanları arasında pozitif korelasyonlar saptanmıştır. Kendini damgalama ile tüm şema alt boyutları arasında pozitif korelasyonlar saptanmıştır. Regresyon analizi sonuçlarına göre Onay Arama, Başarısızlık, Kusurluluk şemaları ile depresif belirtiler ve hedefledikleri kilo farkı kendini damgalama toplam puanını yordamıştır. Sosyal İzolasyon, Onay Arama, Başarısızlık şemaları ile depresif belirtiler ve beden kitle indeksi pozitif yönde Damgalanma Korkusu alt boyutunu yordamıştır. Depresif belirtiler ve Onay Arama şeması pozitif yönde, Yüksek Standartlar şeması negatif yönde Kendini Değersizleştirme alt boyutunu yordamıştır. Depresif belirtiler kontrol edildiğinde Onay Arama ve Karamsarlık şemaları kendini damgalama toplam puanını yordamıştır. Sonuç: Kiloyla ilişkili kendini damgalama ile erken dönem uyumsuz şemalar arasında önemli ilişkiler bulunmuştur. Erken dönem uyumsuz şemaların ve kendini damgalamanın psikopatolojilerle ilişkisi düşünüldüğünde obezitenin psikolojik yönleri ele alınırken araştırmada saptanan şemaların değerlendirilmesi önerilmiştir. İleri çalışmalarda erken dönem uyumsuz şemalarla ilgili geliştirilen kaçınma ve telafi ölçeklerinin de kullanıldığı, diğer psikopatolojik durumların kontrol edildiği ve saptanan şemaların klinik ortamda test edildiği çalışmalara ihtiyaç vardır. In 2016, the World Health Organization reported that there were 1.9 billion overweight and 650 million obese adults worldwide. Many physiological problems and major psychopathologies such as depression, eating disorders, personality disorders and anxiety have been found to be associated with obesity. Obese people are often exposed to stigmatization as unmotivated, incompatible, sloppy, undisciplined, lazy due to their excess weight. Kiloya bağlı damgalamanın zihinsel sağlık, sosyal işlevsellik ve fiziksel sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkileri vardır. It has been suggested that weight stigma can be internalized and maintained. While perceived stigmatization is related to social problems, self-stigmatization is positively associated with psychopathologies such as eating disorders, depression and anxiety. Psychodynamic, cognitive-behavioral and attachment theories are integrated in the schema model. It was developed for patients who do not respond to the classical cognitive behavioral method and who are difficult to treat. Early maladaptive schemas are defined as emotional and cognitive patterns that develop from birth, are resistant to change, are repetitive, self-destructive, are shaped by the influence of temperament and become complex throughout life. Purpose: Most research on self-stigmatization has not focused on individual differences, cognitive and behavioral processes, and relationship processes of stigmatization. In this study, it is aimed to examine the weight-related self-stigma with a schema model to understand cognitive / experiential themes. Materials and Methods: A total of 330 volunteer women and men with obesity aged 18 years and older who agreed to fill in self-report scales through online (Google Forms) and face-to-face interviews in the İstanbul/Beylikdüzü region participated in the study. BMI value was calculated by using BMI (kg/m2) = Body Weight (kg) / Length (m2). Sociodemographic Data Form, Beck Depression Inventory, Young Schema Questionnaire-Short Form 3, The Weight Self-Stigma Questionnaire (Turkish Version) applied in the study. Statistical analyzes were performed with IBM SPSS version 21.0 package program. Mann Whitney U and Kruskal Wallis tests were used for comparison of continuous variables between groups. Spearman correlation test was used to evaluate the linear relationship between the variables. In multiple linear regression analysis, forward = forward method was used. Findings: 66 of the 330 participants were excluded from the study because they did not meet the BMI and/or other criteria. As a result, data of 264 participants, 243 (92%) female and 21 (8%) male, were included in the analysis. According to the findings of the study, no difference was found between marital status, education level, income level, obesity in first degree relatives, frequency of weighing, medical history, suicide history and weight-related self-stigma. Women's self-stigma scores were significantly higher than men's. When the self-stigma scores were compared, it was found that the number of close friends 4 and above was significantly lower than the group with no close friends, the group who were satisfied with their physical appearance the group who was not satisfied, and the group who remembered the body weight less frequently during the day. Self-stigma scores were found to be significantly lower when the number of close friends was 4 or more and those who were satisfied with their physical appearance and those who remembered their body weight less during the day. There was a negative correlation between self-stigmatization and age, a positive correlation between the desired weight and a positive correlation between depression scores. Positive correlations were found between self-stigmatization and all schema sub-scales. According to the results of regression analysis, Approval Seeking, Failure to Achieve, Defectiveness schemes and depressive symptoms and desired weight predicted the total score of self-stigmatization. Social Isolation, Approval Seeking, Failure to Achieve schemes and depressive symptoms and body mass index positively predicted the fear of enacted stigma subscale. Depressive symptoms and the Approval Seeking scheme predicted the positively and the Unrelenting Standards scheme predicted the negatively self-devaluation subscale. When depressive symptoms were controlled, the Approval Seeking and Negativity/Pessimism schemas predicted the total score of self-stigmatization. Results: Significant associations were found between weight self-stigma and early maladaptive schemes. Considering the relationship between early maladaptive schemas and self-stigmatization with psychopathologies, it was suggested to evaluate schemas that were identified when considering the psychological aspects of obesity. Further studies may use avoidance and compensation scales developed for schemas. Future research can be conducted by controlling other psychopathological conditions. There is a need for studies in which the determined schemas are tested in clinical setting.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/2524Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: