Avrupa Birliği güvenlik politikalarının oluşturulmasında göç-güvenlik ilişkisi: Suriye mülteci krizi örneği
Abstract
Soğuk Savaş döneminin sona ermesi ile birlikte klasik anlamdaki güvenlik anlayışı uluslararası sistemdeki değişimleri analiz etmede yetersiz kaldığı için eleştirilerin odağı haline gelmiştir. Bu sebeple güvenlik ve tehdit kavramlarının kapsamını genişleten yeni teoriler ortaya çıkmıştır. Klasik güvenlik anlayışında konular büyük ölçüde devlet merkezliyken söz konusu dönemden sonra kapsamı genişleyerek birçok farklı parametrenin birlikte değerlendirildiği bir kavram haline dönüşmüştür. Bu kapsamda, Kopenhag Okulu da klasik güvenlik anlayışına eleştirel bir yaklaşım ortaya koyarak güvenlik kavramının analizine birden fazla disiplini dâhil etmiş ve analizlerini bu temel üzerinde gerçekleştirmiştir. Kopenhag Okulu erken dönem güvenlik çalışmalarında kavramın salt devlet merkezli olması noktasında eleştirilerini ortaya koyarak "güvenlikleştirme" kuramı üzerinden güvenlik kavramının kapsamını genişletmişlerdir. Söz konusu kurama göre, tehdit aktörler tarafından söz edimi yoluyla inşa edilebilen bir kavram olup güvenlik çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Bu noktada göç olgusunu da güvenlikleştirme teorisi kapsamında güvenlik çalışmalarına dâhil etmiştir. Bu tezde Suriye'de yaşanan iç savaşın neden olduğu göç krizinin AB güvenlik ve göç politikalarını ne derece etkilediği ele alınacaktır. Tezde Kopenhag Okulu'nun güvenlikleştirme kuramı üzerinden AB'nin yasadışı göçle mücadelesinde oluşturduğu politikaları, AB kurumlarının 2011-2020 yılları arasında hazırladıkları raporlar ve söylemler üzerinden analiz edilecektir. Bu kapsamda AB yaşanan Suriye mülteci krizinin yönetiminde etkili ve sürdürülebilir bir politika izleyip izlemediği analizlerine yer verilecektir. With the end of the Cold War era, the classical sense of security has been criticized for being insufficient to analyze the changes in the international system. In this context, new theories have emerged that expand the scope of security and threat concepts. In the classical understanding of security, while the issues were largely state-centered, its scope expanded after the mentioned period and became a concept in which many different parameters were evaluated together. In this context, the Copenhagen School also put forward a critical approach to the classical understanding of security, included more than one discipline in the analysis of the concept of security and carried out its analyzes on this basis. The Copenhagen School expanded the scope of the concept of security through the theory of "securitization" by putting forward their criticisms in the early period of security studies that the concept was built only on the central basis of the state. According to the theory in question, threat is a concept that can be constructed by actors through speech act and forms the basis of security studies. At this point, he included the phenomenon of migration in security studies within the scope of securitization theory. In this thesis, it will be discussed to what extent the migration crisis caused by the civil war in Syria affects EU security and migration policies. In the thesis, the policies of the EU in the fight against illegal immigration through the securitization theory of the Copenhagen School will be analyzed through the reports and discourses prepared by the EU institutions between 2011-2020. In this context, it will be evaluated whether the EU follows an effective and sustainable policy in the management of the Syrian refugee crisis.
Collections
- Doktora Tezleri [60]
The following license files are associated with this item: