Olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği arasındaki ilişkinin çeşitli demografik değişkenler göz önünde bulundurularak incelenmesi
Abstract
Son yıllarda bireyin ve toplumun psikolojik sağlığı ile ilgili olarak, ağır hayat şartlarına rağmen süreçlere etkin bir uyum gösterilip gösterilememesi ile ilgili çalışmaların sayıca arttığı daha fazla göze çarpmaktadır. Günümüzde, pozitif psikolojinin altında incelenen olumlu düşünme ve başa çıkma yeterliği de bu konulardandır. Bireyin genel anlamda olumlu düşünme becerisine sahip olup olmaması ve karşılaştığı olumsuz durumlarla başa çıkma yeterliğinin düzeyi, bireyin bütün yaşamsal süreçlerinde büyük önem arz etmektedir. Bireyin olumlu düşünebildikçe zorluklarla daha etkin başa çıkma davranışları sergilemesi, karşılaştığı olumsuz durumlarla başa çıktıkça da hayata karşı olumlu düşünceler geliştireceği tahmin edilebilir. Bireylerin olumlu düşünme becerisi ve karşılaşacağı problemlerle baş etme yeterliği arasında pozitif yönlü etkileşim beklenebilir. Amaç: Olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği arasında bir ilişki olup olmadığı ve mevcut ise bu ilişkinin, demografik değişkenlerle birlikte incelendiğinde farklılıklardan nasıl etkilendiğini incelemek. Gereç ve Yöntem: Bu araştırmada otomotiv ve teknoloji sektörlerinde çalışan 748 iş hayatı profesyoneli arasından gönüllülük esasına dayanarak katılım sağlamış 206 çalışan üzerinde, olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği ölçekleri tatbik edilmiştir. İşlem sonuçları sosyodemografik verileri içerecek şekilde yapılandırılmış bir form tasarlanarak toplanmıştır. Çalışma ile elde edilen veriler sonuçlar SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 11,5 windows paket programı kullanılarak bilgisayara nakledilmiş ve istatistikî işlemlere tabi tutulmuştur. Sonuçlar analiz edilirken tanımlayıcı istatistikî metotlar (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) kullanılmıştır. Ölçekler arasında anlamlı bir ilişkinin var olup olmadığı belirlemek için çıktıların karşılaştırılması ile ilgili Pearson Korelasyon katsayısı incelenmiştir. Ankete katılanların olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği düzeyleri arasında, gelir düzeylerine, yaşlarına ve eğitim durumlarına göre anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek için "ANOVA" kullanılmıştır. Katılımcıların olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği düzeyleri arasında çalışılan pozisyon, evli ya da bekâr oluşları, cinsiyetleri ve fiziki görünümleri konusundaki algılarına göre anlamlı bir farklılığın var olup olmadığını belirlemek için "t testi" kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma dâhilinde anket sorularını ve kişisel bilgi formlarını yanıtlayan 149'u (%72,33) kadın ve 57'si (%27,67) erkek olmak üzere toplam 206 birey ile çalışılmıştır. Bireylerin yaş ortalaması 36,40 (18 ila 65 yaş aralığı), olduğu görülmüştür. Katılımcıların olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını belirlemek için yapılan korelasyon analizi sonucunda anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Veriler incelendiğinde olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir (r= .32, p < .01). Olumlu düşünme becerileri gelişkin bireylerin başa çıkma yeterliklerinin de gelişkin olduğu saptanmıştır. Sonuç: Olumlu düşünme becerileri ve başa çıkma yeterliği arasındaki pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur. Olumlu düşünme beceri düzeyi yüksek olan bireyler olayları farklı şekilde algılarlar ve bu bireyler düşüncelerini denetleme ve çözüme yönlendirme güçleri sayesinde, olumsuz durumlarla başa çıkma konularında avantajlı durumdadırlar. Aynı şekilde, başa çıkma yeterliği gelişkin bireylerin de olumsuz durumlara karşı deneyimledikleri başa çıkma aktiviteleri sonucunda geliştirdikleri, potansiyelinin farkında olma, öz güven ve öz yeterlik duyguları, olumsuz durumları bir felaket olarak değil yönetilebilir durumlar olarak değerlendirmelerini sağlar. Bu bireylerin genel olarak karşılarına çıkan durumlara olumlu düşünceler geliştirdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Recent years, it's been noticed that studies on coping capability has increased. Today positive pyschology studies positive thinking ability and coping capability. Having positive thinking ability and coping capability is very important in a person's lively processes. It can be estimated that, as a person thinks positively and demonstrates coping capability he/she will have positive feelings about life. It can be expected to have a positive correlation between positive thinking ability and coping capability. Purpose: To investigate the relationship between positive thinking ability and coping capability and how this relationship is influenced by demographic differences. Tools and Methodology: This research has been done on 206 randomly selected employees using positive thinking ability and coping capability scales. The data has been gathered through a questionnaire which included socio demographic information. The data has been computerized with SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 11,5 Windows and processed statistically. While evaluating the data descriptive statistical methods has been used (number, ratio, average, standard deviation). Pearson Korelation co-efficient has been used in order to determine if there is a meaningful relationship between the two scales. "T Test" has been used to determine if there is a meaningful difference between positive thinking ability and coping capability levels in means of sex, marital status, position at work and physical appearance. "ANOVA" has been used to determine if there is a meaningful difference between positive thinking ability and coping capability levels in means of age, income level and education. Outcomes: 206 people of whom 57 (27,67%) male and 149 (72,3%) female has participated in this research via filling the questionnaire. It's been seen that the age average of the people is 36,40 (between 18 and 65). After the correlation analysis, which has been done to determine if there is a meaningful relation between positive thinking ability and coping capability levels of the attendees, it's been determined that there is. When the data have been examined it can be seen that there is a positive correlatiın between positive thinking ability and coping capability (r = .32, p < .01). It's been established that people who have positive thinking ability have high coping capability. Result: There is a positive correlation between positive thinking ability and coping capability. Because people who have high positive thinking ability also have a different way of perceiving things, they can monitor their thoughts and direct them to results, they are advantageous when coping. Likewise people with high level of coping capability use past experience to be aware of their potential, self confidence, self sustainability and to see incidents as manageable occurences instead of disasters, thus in general they have the tendency to think positively.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [572]
The following license files are associated with this item: