İstanbulun kırsal kesimlerinde yaşayan 14-16 yaş grubu sporcu öğrenciler ile sedanter öğrencilerin atılganlık düzeylerinin karşılaştırılması
Abstract
Bu çalışmanın amacı; İstanbul'un kırsal kesimlerinde yaşayan 14-16 yaş grubu sporcu öğrenciler ile sedanter öğrencilerin atılganlık düzeylerinin karşılaştırılmasıdır. Katılımcıların atılganlık düzeyleri bireyin spor yapıp yapmadığı ve ikamet durumuna göre değerlendirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Rathus tarafından geliştirilen Atılganlık Envanteri kullanılmıştır. Çalışmada İstanbul ili Çatalca İlçesinde yaşayan tesadüfi yöntemle seçilen 250 lise öğrencisine anket uygulanmıştır ve bu anketlerden 204 tanesi değerlendirmeye uygun bulunmuştur. Araştırma sonucunda çıkan P değeri <0,05 olduğu için spor yapan öğrenciler spor yapmayan öğrencilerden daha atılgan davranış gösterir hipotezimizi istatistiki olarak doğrulanmaktadır. Araştırmamızda iki bağımsız örneklem testi olan Mann Whitney-U testinden faydalanılmıştır. Spor yapan öğrenciler ile sedanter öğrenciler arasında atılganlık düzeyleri açısından anlamlı bir fark vardır. Ortalamalara baktığımızda spor yapan öğrencilerin ortalaması 117,77 puan, sedanter öğrencilerin ise 87,23 puandır. Görüldüğü gibi spor yapan öğrencilerin ortalaması daha yüksektir. Yani atılganlık düzeyleri daha yüksektir. Araştırmada 30-80 puan aralığı çekingen, 80-130 puan aralığı orta çekingen, 130-180 puan aralığı atılgan özellik olarak belirtilmiştir. Sporcuların atılganlık düzeyi ortalamasının orta çekingen seviyede olması, sedanter öğrencilerin atılganlık düzey ortalamalarının çekingen düzeye yakın olmasının sebebinin araştırmaya katılan öğrencilerin kırsal kesimlerde yaşaması olarak yorumlanmıştır. Araştırmamızda kırsal kesimde yaşam sürmenin atılganlık düzeyi üzerine olumsuz etkisi olduğu çıkarımında bulunulmuştur. Bu araştırma sonuçlarına göre spor yapmanın kişiye bedensel faydalar sağlamanın yanında ruhsal faydalar da sağlayabileceğine iyi bir örnek oluşturmaktadır. Bu anlamda bu çalışmanın bulgularından yola çıkılarak atılganlık düzeyleri düşük olan sedanter bireylerin, egzersiz programına alınıp atılganlık düzeylerinde olumlu bir değişiklik oluşturup oluşturmadığı araştırılabilir. The purpose of this study is; It is a comparison of the assertiveness levels of athlete students and sedanter students between 14-16 age group living in the rural areas of Istanbul. The assertiveness levels of the participants were assessed according to whether the individual was sporting or not and the residence status. Assertiveness Inventory developed by Rathus was used as data collection tool. A questionnaire was applied to 250 high school students selected by chance in the Çatalca District of İstanbul Province and 204 of these questionnaires were found suitable for evaluation. As the result of the study is P value <0,05, our hypothesis, the sporting students are more attitudable than the non-sports students, is statistically verified. We used the Mann Whitney-U test, which is a two independent sample test in our study. There is a meaningful difference between the sporting students and the sedanter students in terms of assertiveness levels. When we look at the averages, the average of sports students is 117.77 points and the sedanter students are 87.23 pounds. As you can see, the average of the sportsmen is higher. In other words, the levels of assertiveness are higher. In the study, it is stated the range of 30-80 points as shy, the range of 80-130 points as medium moderate, the range of 130-180 points as a daring feature. The reason of the fact that the average level of assertiveness of the athletes is in moderate level and the average level of assertiveness of the sedentary students is near dismal level can be considered of living in the rural areas of the students who participated in the study. It has been suggested that living in rural areas has a negative impact on the level of assertiveness in our research. According to the results of this research, sporting is a good example of providing spiritual benefits as well as providing physical benefits to the person. In this sense, the findings of this study suggest that sedentary individuals with low levels of assertiveness may be taken into the exercise program to determine whether they have a positive change in assertiveness levels.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [164]
The following license files are associated with this item: