Hamza-nȃme’nin Elli Dördüncü Cildinde Yer Alan Arapça ve Farsça İsimlerden Türemiş Birleşik Fiillerin İncelenmesi
Abstract
Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra, İslamiyet’i yaymak, benimsetmek, kurallarını, emir ve yasaklarını
öğretmek amacıyla bazı destanî halk hikâyelerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu hikâyelerin en
önemlilerinden biri de Hamzavî’nin Hamza-nȃmeler’dir. Hamza-nȃmeler’in 72 cilt olduğu bilinmektedir.
Türklerin İslâmiyet’i kabul etmeleriyle birlikte Hamza-nȃmeler, Araplardan Farslara oradan da Türk kültür
dünyasına girmiştir. Hz. Hamza’nın hayatının esin kaynağı olduğu Hamza-nȃmeler, önce sözlü kültürde ortaya
çıkmış, 14. yüzyılda da şair Ahmedî’nin kardeşi Hamzavî tarafından kaleme alınarak hayata geçirilmiştir.
Hamza-nȃme’nin yazarı olan Hamzavî’nin hayatı, hakkında, yeterli bilgi bulunmamaktadır. İslamî destan
kahramanlarının da anlatıldığı Hamza-nȃmeler, Türkler tarafından benimsenen ilk İslamî destan olmasının yanı
sıra Eski Anadolu Türkçesinin söz varlığı ve dil özelliklerini yansıtmasıyla da oldukça değerli bir eserdir.
Üzerinde çok az araştırma yapılmış olan eser sade ve akıcı bir dile sahiptir. Hamzavî, eserlerini halk dili
unsurlarını ağırlık vererek canlı bir üslupla yazmıştır. Bu üslûbun hikâyenin anlatımına canlılık kattığı,
karakterleri ve onların dünyasını gerçekçi bir anlatı ile okuyucuya sunduğu ve okuyucuyu sürükleyici bir
hikâye silsilesinin içine aldığı görülmektedir. Yapılan çalışmalarda eserin kıymetinin anlaşılmadığı ve sade dili
nedeniyle eleştirildiği görülmektedir. Âşık Çelebi, şairleri tanıttığı tezkiresini kaleme almaya başladığında
Hamzavî’nin eserini oldukça basit ve sade bulmuş, eserine almaya uygun görmemiştir. Destansı bir söyleme
sahip olan Hamza-nȃmelerin oluşumu Hz. Hamza’nın şehit edilmesinden sonra Araplar arasında başlamıştır.
Hz. Hamza’nın hayatı ve kahramanlıklarının anlatıldığı “Hamza-nȃme” adlı destanî hikâyelerin Arap kaynaklı
olduğu aşikârdır. Daha sonra İranlılar aracılığıyla Türk Edebiyatına geçmiştir. Hamza-nȃmeler, yazıldığı
dönemlerde Türkler, özellikle Arap devletleri ve İran’la çeşitli yönlerden sıkı ilişkiler içerisindeydi. Bunda dinî
inançlar, yaşayış, ekonomi, coğrafya gibi nedenler etkili olmuştur. Bu sebeple, ilgili dönemde edebiyat
alanında yazılan pek çok eserde Arapça ve Farsça kelimeler yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Bir dilin söz
varlığını zenginleştirmenin yöntemlerinden biri, o dildeki mevcut yapılarla yeni sözcükler türetmektir. Bu
faaliyet, bazen yapım ekleriyle bazen de sözcükleri birleştirme yoluyla yapılmaktadır. Bu çalışmada birleştirme
yoluyla oluşturulan ve Türk dilinin söz varlığını zenginleştiren birleşik fiiller Hamza-nȃme’nin elli dördüncü
cildi merkeze alınarak ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışmada, Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait
Hamza-nȃme’nin elli dördüncü cildinde yer alan genel olarak isim unsuru Arapça ve Farsça kelimelerden
oluşan birleşik fiiller üzerinde durulacaktır. İsim + yardımcı fiil yapısındaki birleşik fiillerin özellikleri, çeşitleri
ve kullanım sıklıkları tespit edilecektir. Bu hem o dönem için hem de Türkiye Türkçesinin tarihine yönelik
incelemeler için önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Türkiye Türkçesinin bu tarihî dönemindeki isim +
yardımcı fiil yapısındaki birleşik fiillerde yer alan isim unsurlarının çeşitliliğini, kullanım sıklıklarını; isim
unsuru ile fiil unsuru arasındaki sözdizimini, tespit etmek ve göstermek amacıyla döneme ait Hamza-nȃme’nin
54. Cildi üzerinde bir inceleme gerçekleştirildi. After the Turks accepted Islam, it is seen that some epic folk tales emerged in order to spread Islam,
to make people adopt it, and to teach its rules, orders and prohibitions. One of the most important of these
stories is Hamza-nȃmeler by Hamzavi. It is known that Hamza-nȃmeler has 72 volumes. After the Turks
accepted Islam, it entered the Turkish cultural world from the Arabs to the Persians. Hz. Hamza-nȃmes, inspired
by Hamza's life, first appeared in oral culture and were put into practice in the 14th century by being written
by Hamzavî, the brother of the poet Ahmedî. We do not have enough information about the life of Hamzavî,
the author of Hamza-nȃme. In addition to being the first Islamic epic adopted by the Turks, Hamza-nȃmeler,
in which Islamic epic heroes are described, is also a very valuable work as it reflects the vocabulary and
linguistic features of Old Anatolian Turkish. The work, on which very little research has been done, has a
simple and fluent language. Hamzavi wrote his works in a lively style, focusing on folk language elements. It
presents the characters and their world to the reader with a realistic narrative that adds liveliness and takes the
reader into a gripping story line. Unfortunately, the value of the work was not understood and it was criticized
for its plain language. Âşık Çelebi did not include Hamzavî in his memoirs, as he did not consider him among
the group of poets because he wrote a simple work intended to be read by the public. The formation of Hamzanȃmes, which have an epic discourse, is Hz. It started among the Arabs after the martyrdom of Hamza. Hz. It
is obvious that the epic stories called "Hamza-nȃme", in which Hamza's life and heroism are told, are of Arab
origin. Later, it passed into Turkish Literature through Iranians. At the time when Hamza-nȃmes were written,
Turks were in close relations with Arab states and Iran in various aspects. Reasons such as religious beliefs,
lifestyle, economy and geography were effective in this. For this reason, Arabic and Persian words were used
extensively in many works written in the field of literature in the relevant period. One of the methods of
enriching the vocabulary of a language is to derive new words with existing structures in that language. This
activity is sometimes done with derivational suffixes and sometimes by combining words. In this study, we
will focus on compound verbs that are formed by combining and enrich the vocabulary of the Turkish language,
in the context of the fifty-fourth volume of Hamza-nȃme. In our study, we will focus on the compound verbs
whose noun elements consist of Arabic and Persian words in the fifty-fourth volume of Hamza-nȃme, which
belongs to the Old Anatolian Turkish period. The characteristics, types and frequency of use of compound
verbs in the noun + auxiliary verb structure will be determined. This is important both for that period and for
studies on the history of Turkey Turkish. In this respect, in our study, we examine the diversity and frequency
of use of noun elements in compound verbs in the noun + auxiliary verb structure in this historical period of Turkey Turkish; In order to identify and show the syntax between the noun element and the verb element, we
conducted an examination on the 54th Volume of Hamza-nȃme from the period.