Türk dış politikasında kıbrıs harekâtı ve türk-amerikan ilişkilerindeki rolü
Abstract
Günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası siyaset alanında geldiği noktaya bakıldığında Türkiye dışındaki devletlerin, adada yaşayan Türkler veya Türkiye lehine olan hiçbir çözümü desteklemedikleri görülmektedir. Günümüzde artık birçok ülkenin bu sorun üzerinde konuşmak istemesi ve konuya müdahil olan birçok devletin çıkarlarından dolayı ve bu sebeple hakkaniyetli paylaşıma destek vermediklerinden dolayı ayrıca iki toplum arasındaki derin güven eksikliği, ortak yaşama kültürü ve alışkanlıklarının olmaması gibi sebeplerden, Kıbrıs adasında yaşanan sorunları çözümsüzlüğe itmiş, sonuç olarak günümüze kadar da sorun kesin olarak çözülememiştir. Kıbrıs çıkartması bir anlık bir karar olmayıp uzun bir sürecin doğal sonucudur. Türkiye bu konuda başından itibaren çıkartma yapana kadar hep diplomatik yolları denemiş, diplomasiden ümit kesildiğinde de harekât yapılmıştır. Ancak gelinen noktada Türkiye'nin Kıbrıs sorununu harekâtla çözmek istemesi ve bunu gerçekleştirmesi, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerini etkilemiş ve günümüzde hala devam eden bir diplomasi krizi olarak görülmektedir. Türkiye'nin Kıbrıs'ta askeri anlamda varlığını sürdürmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımasıyla birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilimler ve bozulmalar yaşanmıştır. Türk-Amerikan ilişkilerinin doğası ve tarihsel gelişmeleri çerçevesinde ele alınan Kıbrıs Sorunu, Türk-Amerikan ilişkilerini bağımlı bir değişken olarak etkilediği ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda Türkiye'nin ABD ile olan ilişkilerinde önemli bir konu olan Kıbrıs Sorunu, iki ülke ilişkileri arasında günümüzde hala devam eden bazı kırılmalar ve tepkilere yol açmaktadır. Bu durum, aynı zamanda Türk kamuoyu nezdinde Amerikan karşıtı tepkilerin oluşmasına ve iki ülke arasındaki diplomatik gerilimlere yol açmaktadır. Öte yandan Türkiye'nin kendi milletinden olanları koruma isteğine karşılık, Yunanlılar adanın tamamının Rumlara verilmesini ve Türklerin yok sayılmasını istemişlerdir. İngiltere ise kendi üslerinin durumuna odaklanmış, ABD ise iki tarafla arasını bozmak istememiş ancak yine de Rum yanlısı bir siyaset izlemiştir. Ayrıca soğuk savaşın devam ettiği bu süreçte iki NATO ülkesinin savaşmasının batı blokunda çatlaklara neden olacağı endişesi de ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı olarak Türkiye'nin Kıbrıs Politikası bağlamında ABD ile olan ilişkilerini ortaya koymaktadır. When we look at the point that the Turkish Republic of Northern Cyprus has reached in the field of international politics, it is seen that states other than Turkey do not support a solution to fair sharing. This attitude of theirs pushed the problems on the island of Cyprus to a deadlock, and as a result, the problem has not been resolved until today. It is possible to say that this problem will not be resolved in the coming decades if the parties can not agree on a clear line on this issue. The Cyprus invasion is not an instant decision, but the natural result of a long process. Turkey has always tried diplomatic means from the very beginning until it made a landing, and when there was no hope for diplomacy, an operation was carried out. However, at this point, it can be said that Turkey's desire to solve the Cyprus problem with an operation and its realization is the most important problem that affects the relations between Turkey and the United States of America and continues until today. It has been revealed that the Cyprus Problem, which is discussed within the framework of the nature and historical developments of Turkish-American relations, affects Turkish-American relations as a dependent variable. In this context, the Cyprus Problem, which is an important issue in Turkey's relations with the USA, causes some ruptures and reactions between the relations between the two countries that still continue today. This situation also leads to anti-American reactions among the Turkish public and diplomatic tensions between the two countries. On the other hand, in response to Turkey's desire to protect its own people, the Greeks wanted the entire island to be given to the Greeks and the Turks to be ignored. Britain, on the other hand, focused on the situation of its own bases, while the USA did not want to cause conflict with the two sides, but still followed a pro-Greek policy. In addition, during this period when the cold war continued, concerns arose that a war between two NATO countries would cause cracks in the western bloc. Therefore, the purpose of this study is to reveal Turkey's relations with the USA in the context of its Cyprus Policy.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]