Conflict Resolution Attempts in Turkey: Inefficacy of Equal Ethnic Representation
Abstract
In last decades, the phenomenon of equal ethnic representation –
electoral engineering – emerged as an important political strategy to
prevent ethnic violence and to ensure societal stability in ethnic studies
literature. To provide ethnic group representation, different kinds of
electoral quotas have been adapted to electoral laws in about 30
countries. Though Turkey is not among these countries, Turkish electoral
system – proportional representation – enables ethnic representation
through non ethnic parties while limiting the representation through
ethnic parties via the general threshold practice of 10 per cent.
Suprisingly, in 2015 general elections; 10 per cent threshold in
electoral law served as mechanism for increasing share of votes of
Peoples’ Democratic Party (HDP) – Kurdish Ethnic Party –, and that party
attained the record number of chairs in the Turkish assembly. It was
expected that more than two years lasting negotiations on Kurdish issue
would be implemented easier than before because of the HDP electoral
success, but on the contrary of the literature, cease fire was finalized just
after the elections.
In this article, it is aimed to explain that equal ethnic
representation do not always have the anticipated effects as argued in
electoral engineering methods. A faction of ethnic movement may again
turn to violence in order to implement its own agenda in case of a lack of
consensus between subgroups. Son birkaç onyıldır eşit etnik temsiliyet olgusu – seçim
mühendisliği –, etnik şiddetin önlenebilmesi ve toplumsal istikrarın
temin edilebilmesi amacıyla etnik çalışmalar literatüründe siyasi bir
strateji olarak kendini göstermiştir. 30 kadar ülkenin seçim yasalarında,
etnik grupların temsilinin sağlanabilmesi için farklı seçim kotası
düzenlemeleri uygulanmaktadır. Türkiye, bu ülkelerden biri olmamakla
birlikte; Türk seçim sistemi – orantılı temsil –, etnik partiler vasıtasıyla
etnik temsiliyeti yüzde 10’luk baraj ile sınırlandırır iken, etnik olmayan
partiler ile etnik temsiliyeti mümkün kılmaktadır.
2015 genel seçimlerinde sürpriz bir şekilde; yüzde 10’luk seçim
barajı Halkların Demokratik Partisi (HDP) oy oranının artmasını sağlayan
bir mekanizma görevi görmüş ve partinin Meclis’teki sandalye sayısı
rekor düzeye ulaşmıştir. HDP’nin bu başarısı sayesinde, Kürt konusu ile
ilgili iki yıldan fazla süredir devam eden görüşmelerin daha da
hızlanacağı sanılmış, ancak mevcut literatürün aksine seçimlerden
hemen sonra çatışmasızlık sona ermiştir.
Bu makalede, eşit etnik temsiliyetin seçim mühendisliği
metodlarında iddia edildiği gibi her zaman beklenen sonuçları
vermeyeceği açıklanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda; devam eden
çatışmasızlık ortamı ve fazla etnik temsil oranlarına rağmen, etnik
hareket içindeki herhangi bir fraksiyonun kendi ajandasını uygulamak
amacıyla şiddete tekrar yönelebiliceği ileri sürülmüştür.