Kronik bel ağrılı bireylerde ayak pedobarografik değerlendirme ve posturel analiz sonucunda ortak disfonksiyonların belirlenmesi
Abstract
Yapılan bu çalışma, kronik bel ağrısı tanısı olan bireylerde ortak/yaygın kas iskelet sistemi fonksiyon bozukluklarını tespit etmeye yönelik gerçekleşmiştir. Kişilerde gastrocnemius kas kısalığı varlığının değerlendirilmesi ile birlikte oluşan alt ekstremite biyomekanisinin; fonksiyon, postür, ağrı durumu ve plantar basınç dağılımı parametreleri üzerinde oluşturabileceği değişiklikleri araştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma içerisinde Silfverskiöld yöntemi GK'nın tespit edilmesi amacı ile kullanılmıştır. Ölçüm sonuçlarına göre bireylerin gastrocnemius kas kısalığına sahip olabilecek kadın ve erkek katılımcıların oluştuğu tespit edilmiştir. Kadın (n=33) ve erkek (n=17) olarak toplamda 50 birey çalışmaya dâhil edilmiştir. Kadın katılımcıların (yaş ortalaması 38,27±6,96 yıl) ve erkek katılımcıların (yaş ortalaması 38,82±765 yıl) olarak saptanmıştır. Tüm katılımcılara ilişkin demografik bilgiler kaydedildikten sonra her iki gruba ait olan; alt ekstremite biyomekanik değerlendirmeleri parametreleri için ölçüm gerçekleştirilmiştir. Bu parametreler; subtalar, ayak bileği ve diz eklem hareket açıklığı açısal değerleri, diz eklemi valgite açısı ve Q açısı ölçümleri, diz fleksorleri ve kalça fleksörleri, kas kısalık ölçümleri ve HVA olarak belirlenerek, ölçümler gonyometre kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Naviküler Düşme Testi gerçekleştirilerek, bireylerin ayak ve ayak bileği fonksiyonel ölçümleri yapılmıştır. Diğer bir parametre olan sakral inklinasyon açısına ilişkin değerlendirilmenin yapılabilmesi içim ölçümler sırasında inklinometre kullanılmıştır. Kas kısalığına ilişkin lumbal bölge ekstansor hareketlerinin ölçümlerinde ise Modifiye Schober Testi yöntemi tercih edilmiştir. Plantar basınç dağılımı ve genel postürün değerlendirilebilmesi için statik plantar basınç ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Ölçümler sırasında ise pedobarografi cihazı kullanılmıştır. Bu parametrelere ile ayak postürünün karşılaştırılması için, Amerikan Ortopedik Cerrahları Derneği Ayak bileği ve Arka Ayak Skalası (AOFAS) uygulanmıştır. AOFAS sonucu ayağın fiziksel ve fonksiyonel durumlar değerlendirilmiş olup, alt ekstremiteye bağlı parametrelerin bulguları karşılaştırılmıştır. Kişilerin bel ağrısını değerlendirmek amacı ile öncelikle vizüel analog skalası (VAS) kullanılmıştır. Elde edilen verileri desteklemesi amacı ile kişilere Oswestry Disabilite İndeksi değerlendirmesi yapılmıştır. Sonuçların, alt ekstremite parametreleri ve postüre ilişkin karşılaştırmada kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda kronik bel ağrısı olan kadın ve erkek katılımcılarda gastrocnemius kas kısalığı bulunduğu bu durumun ise, ayak bileği aktif ve pasif dorsi fleksiyonu yaparken hareketinin limitasyonuna neden olabileceği saptanmıştır (p<0,05). Vizüel analog skalası kapsamında en fazla kişilerin hareket sırasında ağrı yaşamaları bu durumu destekler niteliktedir. Katılımcıların büyük bir kısmının toplam puana göre "zayıf postür" sınıfında yer aldığı ancak iki grup arasında anlamlı bir farkın oluşmadığı kaydedilmiştir (p>0,05). Oswestry Disabilite İndeksi'ne göre erkeklerin ortalamasının kadınlara göre daha yüksek olduğu ancak anlamlı bir farkın oluşmadığı görülmüştür (p>0,05). Bu değerlendirme sırasında katılımcıların en fazla "ciddi düzeyde yetersiz" kategorisinde yer aldığı saptanmıştır. Fonksiyonelliğin değerlendirildiği NDT miktarına ilişkin değerlerin Q açısı değerleri ile anlamlı bir ilişki oluşturduğu ve bu ilişkinin pozitif yönde gerçekleştiği saptanmıştır (p=0.000). Bunun sonucunda Q açısına ilişkin verilerin; postür, ağrı, ODI ve ayak fonksiyonelliğine olan etkisinin ölçülmesi için belirlenen; New York Postür Anketi, AOFAS, ODI ve VAS değerlerinin analizi gerçekleştirilmiştir. Sonuçlara göre, kişilerin ODI skorları ile Q açısı sonuçları arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişkinin oluştuğu saptanmıştır. Bu durum Q açısındaki artışın, ODI skorlarında da bir artışa neden olabileceğini ve tüm parametreler ile arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu saptanmıştır (p<0,001). Alt ekstremiteye bağlı yapılan diz ekstansiyonda ayak bileği dorsi fleksiyonu ile AOFAS ve ODI arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Sonuç olarak; ekstansiyonda ayak bileği dorsi fleksiyonu parametresi ile ODI indeksine ilişkin toplam skor arasında ise negatif yönde ve AOFAS değerleri ile arasında ise pozitif bir korelasyonun olduğu görülmüştür. Bu durum, kronik bel ağrısına bağlı olarak oluşan limitasyonu destekler nitelikte olduğu saptanmıştır (p<0,001). Kişilerde oluşan ön ve arka ayağa ilişkin basınç dağılımının postürü doğrudan etkilediği, aynı zamanda postüre ilişkin veriler ile ODI değerleri arasında negatif yönde bir ilişkinin oluştuğu görülmüştür (p<0,001). Sonuçlara göre gastrocnemius kas kısalığının, alt ekstemiteye ilişkin biyomekaniksel ve fonksiyonel sürece etki ettiği ve bu etkinin plantar basınca bağlı olarak ayağın yere yüklenme biçiminde değişiklere yol açtığı görülmüştür. Bu değişikliklerin ise kişilerin ağrı düzeyleri ve postür durumları ile doğrudan ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır. In this study, the evaluation of the presence of gastrocnemius muscle shortness in people with chronic low back pain, the lower extremity biomechanics; This study was carried out to investigate the possible changes in function, posture, pain status and plantar pressure distribution parameters. In the study, the Silfverskiöld method was used to determine GK shortness. According to the measurement results, it was determined that there were male and female participants who may have gastrocnemius muscle shortness. A total of 50 individuals, female (n=33) and male (n=17), were included in the study. It was determined as female participants (mean age 38.27±6.96 years) and male participants (mean age 38.82±765 years). After recording the demographic information of all participants, belonging to both groups; Measurements were performed for parameters of lower extremity biomechanical evaluations. These parameters are; Subtalar, ankle and knee joint range of motion angular values, knee joint valgite angle and Q angle measurements, knee flexors and hip flexors were determined as muscle shortness measurements and HVA, and measurements were performed using a goniometer. Functional measurements of the feet and ankles of the individuals were made by performing the Navicular Drop Test. Inclinometer was used during the measurements in order to evaluate the sacral inclination angle, which is another parameter. The Modified Schober Test method was preferred in the measurements of lumbar region extensor movements related to muscle shortness. Static plantar pressure measurements were performed to evaluate the plantar pressure distribution and general posture. Pedobarography device was used during the measurements. with these parameters. For comparison of foot posture, the American Society of Orthopedic Surgeons Ankle and Hindfoot Scale (AOFAS) was applied. As a result of AOFAS, the physical and functional conditions of the foot were evaluated and the findings of the parameters related to the lower extremity were compared. First of all, the visual analog scale (VAS) was used to evaluate the low back pain of individuals. In order to support the data obtained, the Oswestry Disability Index assessment was made on the individuals. The results were used to compare lower extremity parameters and posture. As a result of the study, it was determined that the gastrocnemius muscle shortening was found in male and female participants with chronic low back pain, and this situation may cause limitation of movement while performing active and passive dorsi flexion of the ankle (p<0.05). The fact that most people experience pain during movement within the scope of the visual analog scale supports this situation. It was noted that most of the participants were in the "poor posture" class according to the total score, but there was no significant difference between the two groups (p>0.05). According to the Oswestry Disability Index, the mean of men was higher than that of women, but there was no significant difference (p>0.05). During this evaluation, it was determined that the participants were mostly in the "severely inadequate" category. It was determined that the values related to the amount of NDT, in which the functionality was evaluated, formed a significant relationship with the Q angle values and this relationship was realized in a positive direction (p=0.000). As a result, the data related to the Q angle; determined to measure its effect on posture, pain, ODI and foot functionality; Analysis of the New York Posture Questionnaire, AOFAS, ODI and VAS values was performed. According to the results, it was determined that there was a moderate positive correlation between the ODI scores of the individuals and the measurement results of the Q angle. It was determined that the increase in the Q angle may also cause an increase in the ODI scores and that there is a statistically significant relationship between all parameters (p<0.001). The relationship between dorsi flexion of the ankle in knee extension connected to the lower extremity and AOFAS and ODI was evaluated. In conclusion; It was observed that there was a negative correlation between the ankle dorsi flexion parameter in extension and the total score of the ODI index, and a positive correlation between the AOFAS values. This situation was found to support the limitation of chronic low back pain (p<0.001). It was observed that the pressure distribution of the fore and hind legs directly affected the posture, and at the same time, there was a negative correlation between the postural data and the ODI values (p<0.001). According to the results, it was observed that the shortness of the gastrocnemius muscle affects the biomechanical and functional process of the lower extremity and this effect causes changes in the way the foot is loaded on the ground depending on the plantar pressure. It was concluded that these changes were directly related to the pain levels and posture of the individuals.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]