Sinema Sanatı Karşısında İki Aydın: Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet
Abstract
Çağdaş Türk şiirinin en önemli temsilcilerinden Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet
yalnızca şair kimlikleriyle değil, düşünce dünyaları ve dünya görüşleriyle de kuşaklar üzerinde
derin etkiler uyandırmış isimler olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat günümüze değin her iki
şairin düşünce dünyalarını mukayeseli olarak ele alan araştırmalarda çoğunlukla aralarındaki
ideolojik ihtilafların ön plana çıkarıldığı; üzerinde uzlaşıya vardıkları hususlarınsa farklı
nedenlerle ihmal edildiği görülmektedir. Buna mukabil tanışıklıkları Bahriye Mektebi sıralarına
dayanan Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet’in, yaşadıkları çağın kimi güncel gelişmeleri
karşısında aynı tavrı aldıkları iddia edilebilir. Bunların başında sinema gelmektedir. Söz
konusu şairlerin sinema sanatına yönelik tespit, yaklaşım, düşünce ve eleştirileri dikkat çekici
bir biçimde örtüşmektedir. Bu çalışmanın amacı, şairlerin sinema sanatı hakkındaki görüşleri
arasındaki benzerlikleri ortaya koymak ve bu suretle kendilerinin ideolojik kimliklerine dair
tartışmalara farklı bir boyut kazandırmaya çalışmaktadır. Two of the most significant representatives of Modern Turkish
poetry, Necip Fazıl Kısakürek and Nazım Hikmet, stand out as figures who evoke deep impact
and influence on later generations. However, in the studies that comparatively examine their
thought-world, so far, the ideological dissidences between the two poets are highlighted,
whereas their agreements and concurrences are neglected due to a variety of
reasons. Nevertheless, Necip Fazıl Kısakürek and Nazım Hikmet, took the same stance before
some of the current developments of their period. The art of Cinema appears as the primary
subject of agreement between the two figures. The identifications, approaches, vision and
criticism by these poets towards the art of Cinema do strikingly overlap. The study aims to
demonstrate the similarities between the views of these two poets about the art of Cinema, in an
effort to introduce a different perspective to the debates over their ideological identities.