The importance of surrounding communities in identity formation within afrofuturistic context
Abstract
Afrofuturism is one of the less known areas of study in terms of African American literature. Even though
the term was coined by Mark Dery at the beginning of the twenty-first century, the examples of the
movement can be seen much earlier. Its direct colonial roots and political aspects differentiate
Afrofuturism from science fiction and fantasy. Octavia Butler’s Kindred (1979) is accepted as one of the
key texts of early Afrofuturism. The novel demonstrates the ways Butler creates alternative areas
especially for African American women and highlights the importance of the protagonist’s survival
depending on the survival of her respective community. Instead of idealizing the slave community, Butler
describes a realistic slave community that is rich in diversity. In the forced situations, Dana discovers the
need of her community in the essence for surviving in the past and reaching to a realization about herself.
This article analyzes how—with the help of the surrounding communities of antebellum slave
community—the main character develops an autonomous identity that helps her to accept her
fragmented self to decolonize her mind as well as to have wider understanding of her African American
roots. The analysis benefits from Frantz Fanon’s thoughts on colonialism and emphasis on the doublevoicedness of African Americans to create a discussion on the effects of surrounding communities on
African American characters’ decolonization process. Afrofütürizm, African Amerikan literatürü içerisinde daha az araştırılmış bir çalışma alanıdır. Her ne
kadar Afrofütürizm terimi yirmi birinci yüzyılın başlarında Mark Dery tarafından literatüre eklenmiş
olsa da örneklerine çok daha erken rastlanılmaktadır. Direkt kolonyal köklere sahip olması ve siyasi
yönleri, Afrofütürizmi bilim kurgu ve fantazi türlerinden ayırmaktadır. Octavia Butler’ın Kindred (1979)
romanı erken Afrofütürizmin önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, Butler’ın özellikle
Afrikan Amerikan kadınlar için oluşturduğu alanlara ve ana karakterin hayatta kalma mücadelesinde
karakterleri çevreleyen toplumların önemine vurgu yapmaktadır. Köle toplumlarını idealize etmek
yerine, Butler realistik bir bakış açısıyla farklılıklara vurgu yapan toplumlar tasvir etmektedir. Zorlu
durumlarda ana karakter Dana kendisini çevreleyen toplumların geçmişe yolculuğunda hayatta
kalmasına ve kendisini gerçekleştirmesine yardım ettiğini keşfeder. Bu makale, iç savaş öncesindeki ana karakteri çevreleyen köle topluluklarının ana karakterin otonom bir kimlik oluşturmasında, parçalanmış
kimliğini kabul etmesinde ve zihnini dekolonize etmesindeki önemini vurgulamaktadır. Analiz, Frantz
Fanon’un kolonyalizm ve Afrikan Amerikalıların çift-seslilik konseptleri üzerindeki düşüncelerinden
faydalanarak karakterleri çevreleyen toplumların Afrikan Amerikan karakterlerin dekolonizasyon
süreci hakkında tartışma oluşturmaktadır.
Issue
Ö9Collections
The following license files are associated with this item: