Medyaya yansıyan söylemlerin sağlık çalışanları ile hasta arasındaki şiddete etkisi
Abstract
Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin nedenleri
ve sonuçlarının farklı açılardan da değerlendirilmesi
gerekmektedir. Yapılan araştırmalar, bir iletişim
sorununun olduğunu, ancak bu sorunun sadece sağlık
çalışanları ile hasta arasında kalmadığını göstermektedir.
Özellikle dışsal etkenlerin kullandığı söylem ve medyanın
etkisi, şiddetin meydana gelmesinde önemlidir. Bu
açıdan değerlendirildiğinde sağlık çalışanlarına verilen
iletişim eğitiminin geliştirilmesi, medya üzerinden
söylemin düzenlenmesi ve farkındalık çalışmalarının
planlanması sorunun çözümü için önemli etkenlerdir.
Bu çalışmanın amacı, kitle iletişim araçları yolu ile
verilen mesajların, sağlık çalışanları üzerindeki şiddete
yönelik etkisinin araştırılması ve ayrıca şiddet-iletişim
ilişkisinin medyaya yansıyan yönünün incelenerek şiddetin
önlenmesinde iletişimin öneminin vurgulanmasıdır.
Bireysel uygulanan fiziki şiddet ile toplumsal uygulanan
söylemsel şiddet arasında açık bir ilişki vardır. Toplumun
birçok kesimi tarafından takip edilen veya desteklenen
kişilerin söylemleri, daha alt kesimde bulunan takipçiler
tarafından daha keskin bir şekilde uygulanabilmektedir.
Bu durum üç etken arasında cereyan etmektedir:
1-Şiddeti uygulayan, 2-Şiddete maruz kalan, 3-Şiddetin uygulanmasına neden olan. Medyaya ve hukuka yansıyan
her zaman “şiddeti uygulayan” ile “şiddete maruz kalan”
olmuştur. Gizli özne şiddetin uygulanmasına neden
olandır. Bu çalışma kullanılan söylemlerin daha çok kim
tarafından ve ne amaçla kullanıldığı, medyaya yansıyan
ifadelerin incelenmesi ve literatür tarama yöntemiyle
gerçekleştirilmiş retrospektif bir çalışmadır. Özellikle
medya yolu ile takip edilen siyasilerin söylemleri, sağlık
çalışanları özelinde değerlendirildiğinde söylemin
negatifliğine göre eylemin şiddete dönüşmesi büyük
oranda artış göstermektedir. Politik mesajların geçmişbugün ekseninde değerlendirilmesi ve elde edilen
haklar bağlamında uygulanması sonucu, doğrudan şiddet
içermese de şiddeti meşrulaştırıcı söylem ve ifadeler
sonucunda şiddetin de meydana gelmesini kaçınılmaz
kılmaktadır. Sonuç olarak şiddetin, şiddete maruz kalan
ile şiddeti uygulayan arasında kalmadığı, söylem ve
eylem arasında zihinsel bir çeşit kodlamanın yaşandığı
görülmektedir. Medya yolu ile şiddet ifadelerine maruz
kalan bireyler ile medyada şiddete yönelik söylemleri
yer alan kişilerin toplum üzerindeki etkileri genel olarak
aynı sonuçları verebilmektedir. Özellikle ötekileştirici
dilin kullanılmaması, şiddetin de meşrulaştırılmaması için
önemli bir unsurdur. Bu durum “hak ettiğini görememe”
duygusuyla görevi bırakma veya yurtdışına gitme gibi
eylemlere de dönüşebilmekte ve sağlık çalışanları özelinde
değerlendirildiğinde, algılara yerleşen söylemlerin
zamanla fiziksel hal alabileceği görülmektedir. The causes and consequences of violence against
healthcare workers need to be evaluated from
different perspectives. Studies show that there is
a communication problem, but this problem is not
only between healthcare workers and patients.
Especially the discourse used by external factors
and the influence of the media are important
in the occurrence of violence. From this point
of view, improving the communication training
given to healthcare professionals, regulating the
discourse through the media and planning awareness
activities are important factors for the solution of
the problem. There is a clear relationship between
individual physical violence and social discursive
violence. The discourses of people who are followed
or supported by many segments of the society can
be applied more sharply by the followers in the
lower segments. This situation occurs between
three factors: The perpetrator of violence, The
subject of violence, The cause of violence. What is
reflected in the media and the law has always been
the “perpetrator of violence” and the “victim of
violence”. The hidden subject is the one who causes the violence. This study is a retrospective study
conducted by examining the discourses used by whom
and for what purpose, examining the statements
reflected in the media and reviewing the literature.
Especially when the discourses of politicians, who
are followed through the media, are evaluated
in the case of health workers, the transformation
of the action into violence increases significantly
according to the negativity of the discourse. As a
result of the evaluation of political messages in
the past-present axis and their application in the
context of the rights obtained, it makes it inevitable
that violence will occur as a result of discourses and
expressions that legitimize violence, even if they do
not directly involve violence. Violence goes beyond
the perpetrator and victim, as it leads to a mental
coding of discourse and action. Exposure to violent
expressions in the media can have a negative impact
on society, and the use of non-marginalizing language
is key to preventing the legitimization of violence.
Healthcare workers may quit or leave the country
due to feeling undervalued, and violent discourses
can become physical over time.
Volume
80Issue
3Collections
The following license files are associated with this item: