Sağlık çalışanlarında travma sonrası stres bozukluğu gelişimi ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
Özet
Araştırmanın amacı sağlık çalışanlarının, travma sonrası stres bozukluğu gelişimi ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin anlamlılığının incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırmaya Edirne, İstanbul ve Kırklareli illerinde yaşamakta olan iki yüz üçü kadın kırk altısı erkek olmak üzere 249 sağlık çalışanı katılmıştır. Verilerin toplanmasında, DSM-5 için Yaşam Olayları Kontrol Listesi (LEC-5), İlişki Ölçekleri Anketi (RSQ) ve DSM-5 için Travma Sonrası Stres Bozukluğu Kontrol Listesi (PLC-5) ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin puanlanmasında frekans, yüzde, ortalama, standart sapma, alt değer, üst değer ve açılık değerleri gibi tanımlayıcı istatistik değerlinden faydalanılmıştır. Verilerin analizler sonucunda normal dağılımdan manidar düzeyde farklılaşmadığı görülmüştür. Bu sebeple veriler parametrik testler ile analiz edilmiştir. RSQ ve PLC-5 arasındaki ilişkinin incelenmesinde Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Bağımsız iki grup arasında puan ortalamalarının karşılaştırılması için Bağımsız İki Örnek T-Testi uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Pandemi sürecinde çalışan ve süregiden travmatik stres ile karşı karşıya olan sağlık çalışanlarında TSSB semptomlarının görüldüğü analiz edilmiştir. Covid-19 salgını sürecinde görev yapan sağlık çalışanlarında TSSB gelişimi ile güvenli bağlanma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür. TSSB gelişimi ile güvensiz bağlanma, korkulu bağlanma ve kayıtsız bağlanma arasında pozitif yönde düşük düzeyde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. TSSB gelişimi ile saplantılı bağlanma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Analizler sonucunda TSSB riski altında olma durumunun cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı biçimde farklılaştığı analiz edilmiştir. Kadın sağlık çalışanlarının erkek sağlık çalışanlara göre daha fazla TSSB riski altında olduğu görülmüştür. The aim of the study is to examine the significance of the relationship between the development of post-traumatic stress disorder and attachment styles of healthcare professionals during the Covid-19 epidemic period. For this purpose, 249 healthcare professionals, two hundred and three women and forty-six men, living in Edirne, Istanbul and Kırklareli provinces, participated in the research. Life Events Checklist (LEC-5), Relationship Scales Questionnaire (RSQ) for DSM-5, and Post Traumatic Stress Disorder Checklist (PLC-5) scales for DSM-5 were used for data collection. Descriptive statistical values such as frequency, percentage, mean, standard deviation, lower value, upper value and openness values were used in scoring the data. As a result of the analysis, it was seen that the data did not differ significantly from the normal distribution. For this reason, the data were analyzed with parametric tests. Pearson correlation analysis was used to examine the relationship between RSQ and PLC-5. It was carried out by applying the Independent Two Sample T-Test to compare the mean scores between two independent groups. It has been analyzed that PTSD symptoms are seen in healthcare workers who work during the pandemic and face ongoing traumatic stress. It has been observed that there is no statistically significant relationship between the development of PTSD and secure attachment in healthcare workers working during the Covid-19 outbreak. It was determined that there was a low level of statistically significant positive correlation between the development of PTSD and insecure attachment, fearful attachment and dismissive attachment. It was determined that there was no statistically significant relationship between the development of PTSD and preoccupied attachment. As a result of the analyzes, it was analyzed that the status of being under the risk of PTSD differed statistically significantly according to gender. It has been observed that female healthcare workers are at higher risk of PTSD than male healthcare workers.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/5052Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir:
İlgili Öğeler
Başlık, yazar, küratör ve konuya göre gösterilen ilgili öğeler.
-
Bireyin bağlanma stili ile eş seçimi arasındaki ilişkinin incelenmesi
Akpınar, Melike (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021)Bağlanma, bakıma muhtaç olarak dünyaya gelen bireyin yaşamında ihtiyaçlarını karşılayan ve birey için önem arz eden kişilere karşı oluşturduğu derin ve kalıcı duygusal bağ olarak tanımlanmaktadır. Yaşamın ilk evrelerinde ... -
Romantik ilişkilerde bağlanma stillerinin psikolojik zihinlilik ile ilişkisi
Çeker, Banu (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021)Çalışmanın amacı psikolojik zihinlilik ile romantik ilişkilerdeki bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini romantik ilişkisi olan 387 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada ... -
Annelerin bağlanma stilleri ile bebeğine prenatal bağlanma düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Saral, Serap (İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021)Gebelik döneminde bazı kadınlar gelişen psikolojik değişikliklere kolaylıkla uyum sağlarken, bazılarında ruhsal sorunlar görülebilmektedir. Özellikle yüksek riskli gebeliklerin kadınlarda stres düzeyini artırdığı ...