German Foreign Policy During the First Gulf Crisis: Overcoming a Taboo on Being a Military Power on World Stage
Özet
When Iraq attacked Kuwait on 2 August 1990, the international respond was
immediate and enormous. In this international context, Germany could not stand
irresponsive although its agenda was heavily preoccupied by the ongoing reunification
negotiations. Additionally, another challenge for Germany in participating in such an
international coalition was its post-World War II settlement which constrained Germany
internally and externally from being a military power on world stage. Within this
framework, this paper analyses German foreign policy during the First Gulf Crisis when
1990s made a fundamental reassessment about the scope and means of German foreign
and security policy a necessity. This paper starts with a brief historical background of the
international context and the Gulf War. Then, the paper focuses on the analysis of German
foreign policy during the crisis in three periods. In doing so, this study mostly relies on
secondary sources in its analysis by reviewing the relevant literature. In conclusion, the
paper argues that, though it was comparatively limited, Germany’s participation in the
international coalition responding the crisis is not a simple foreign policy choice but a
strategic decision about reunified Germany’s role in the newly emerging international
system, which will have greater implications as it substantially questioned a taboo on
being an active international power including military means in world politics. 2 Ağustos 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgaline yönelik uluslararası tepki, hızlı ve
muazzamdı. Gündemi devam etmekte olan yeniden birleşme müzakereleriyle fazlasıyla
meşgul olmasına rağmen, böylesi bir uluslararası bağlam Almanya’nın Birinci Körfez
Krizi’ne karşı tepkisiz kalmasını imkânsız hale getirmiştir. Esasında devam eden yeniden
birleşme müzakerelerinin dışında, Almanya’yı İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya
sahnesinde askeri güç olmaktan alıkoyan iç ve dış politika kurgusu göz önüne alındığında
Almanya’nın böylesi bir uluslararası koalisyona katılması daha düşündürücü olmaktadır.
Bahse konu çerçevede bu çalışma, Alman dış ve güvenlik politikalarının kapsamı ve
araçları konusunda temelden bir yeniden değerlendirmenin zaruriyet haline geldiği 1990’ların başındaki Birinci Körfez Krizi sırasındaki Alman dış politikasını
incelemektedir. Bu amaçla makale, dönemin uluslararası bağlamının ve Körfez Savaşı’nın
kısa bir tarihsel geçmişinin ele alınmasıyla başlamakta olup sonrasında Alman dış
politikası ve onu oluşturan iç ve dış tartışmaların bahse konu krizin üç ayrı safhasındaki
analizine odaklanmaktadır. Bunu yaparken bu çalışma, ilgili literatürü değerlendirerek
analizinde çoğunlukla ikincil kaynaklara dayanmaktadır. Sonuç olarak makale, göreceli
olarak sınırlı olsa da Almanya’nın uluslararası koalisyona katılmasının, basit bir dış
politika seçiminden ziyade, Almanya’nın dünya siyasetinde askeri araçlar da dâhil olmak
üzere aktif bir uluslararası güç olma tabusunun sorgulanması hasebiyle ülkenin
1990’ların başında ortaya çıkmakta olan yeni uluslararası sistemdeki rolünün yeniden
yapılandırılmasına yönelik ve ilerleyen yıllarda daha büyük sonuçları olan stratejik bir
karar olduğunu savunmaktadır.
Cilt
9Sayı
1Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/4971Koleksiyonlar
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: