Klinik psikoloji yüksek lisans öğrencilerinin cinsel mitlere inanma düzeylerinin cinsel doyum ve kaygı düzeyleri ile ilişkisinin incelenmesi
Özet
Merkezi sinir sistemi, endokrin sistem, duyu organları ve cinsel organlar ile olan
etkileşimler cinselliğin fizyolojik mekanizmasını oluşturmaktadır. Cinsellik yalnızca
fizyolojik temeli olan bir içgüdü olmayıp, yaşanırken hissedilen duygular ve tutumlar
cinselliğin psikolojik boyutunu oluşturmaktadır. Cinsel sağlık, toplumun cinselliğe
dair inançları ve bireyin aldığı cinsel eğitim tarafından etkilenmektedir. Cinsel mitler,
bireyin cinselliğini doğru kaynaklardan öğrenememesi, cinsel sağlığına ilişkin
bilgilerin doğru anlayıştan eksik olduğu önyargılardır. Cinsel mitler, bireyin cinsel
sağlığını bozmakta, cinsel işlev ve davranış bozuklukları geliştirerek, bireyin cinsel
doyumunu ve kaygı düzeyini etkileyebilmektedir. Bu tez çalışmasında, klinik psikoloji
yüksek lisans öğrencilerinin cinsel mitlere inanma düzeylerinin cinsel doyum ve kaygı
düzeyleri ile ve cinsel eğitim almanın cinsel mitlere inanma seviyesi ile olan ilişkisi
araştırılmıştır. Bunun için, Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (CDÖ), Beck
Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ve Cinsel Mitler Ölçeği (CMÖ) kullanılarak, 80’i kadın 76’sı
erkek olmak üzere toplamda 156 klinik psikoloji yüksek lisans öğrencisi ile
gerçekleştirilen çalışma bulgularında, kadın katılımcıların kaygı seviyeleri ile CDÖ
doyum, kaçınma, vajinismus alt boyutları arasında, erkek katılımcıların kaygı
seviyeleri ile CDÖ kaçınma, dokunma, erken boşalma, empotans arasında arasında
pozitif yönlü anlamlı bir ilişki elde edilmiştir. Öte yandan, katılımcıların CDÖ ile
CMÖ puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunurken, cinsel eğitim alanların CMÖ
puanlarının anlamlı olarak düşük olduğu bulgusu elde edilmiştir. Mezuniyet alanı
değişkenine göre, CMÖ puanları farklılık göstermez iken, erkek katılımcıların CDÖ
puanları anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği fakat kadın katılımcıların CDÖ
puanlarının farklılık göstermediği bulgusu elde edilmiştir. Lisans mezuniyet alanı
psikoloji olan erkek katılımcıların CDÖ puanlarının, psikoloji olmayanlara kıyasla
daha yüksek olduğu bulgusu elde edilmiştir. Interactions with the central nervous system, endocrine system, sensory organs
and sexual organs constitute the physiological mechanism of sexuality. Sexuality is
not only an instinct that has a physiological basis, the emotions and attitudes felt while
experiencing it constitute the psychological dimension of sexuality. Sexual health is
affected by society's beliefs about sexuality and the individual's sexual education.
Sexual myths are prejudices that the individual cannot learn his or her sexuality from
the right sources, and that information about their sexual health is lacking from the
correct understanding. Sexual myths can affect the sexualsatisfaction and anxiety level
of the individual by disrupting the sexual health of the individual, developing sexual
dysfunction and behavioral disorders. In this thesis study, the relationship between the
level of belief in sexual myths of clinical psychology graduate students and their level
of sexual satisfaction and anxiety were investigated. For this, in the findings of the
study conducted with a total of 156 clinical psychology graduate students, 80 female
and 76 male, using the Golombok-Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS),
Beck Anxiety Scale (BAI) and Sexual Myths Scale (SMS), A positive and significant
relationship was found between the anxiety levels of female participants and the subdimensions of GRISS satisfaction, avoidance, vaginismus, and between the anxiety
levels of male participants and GRISS avoidance, touching, premature ejaculation, and
impotence. On the other hand, it was found that there was a significant relationship
between the participants' GRISS and SMS scores, while the GRISS scores of those
who received sexual education were significantly lower. According to the graduation
variable, SMS scores did not differ, while it was found that the GRISS scores of male
participants differ significantly, but the GRISS scores of female participants did not
differ. It was found that the GRUSS scores of male participants whose undergraduate
graduation field was psychology were higher than those without psychology.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/3449Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1219]
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: