İstanbul Gelişim Üniversitesi Haftalık Üniversite Bülteni (22-26 Mart 2021) 

Abstract

DUAYENDEN - Toplum, Mimarlık ve Eğitimine Dair Genel bir bakışla mimarlık, gündelik hayatımızın içinde geçtiği ve dolayısıyla herkesin hakkında söz söylediği ya da edimde bulunduğu bir alan olarak görünmektedir. Ancak binlerce yıla dayalı bir uğraşı dar kalıplar içinde görmek yanıltıcı olabilir. Düşünsel planda mimarlık ürünü somut (kitle-doluluk) ve soyutun (mekân- boşluk) bir araya getirilmesiyle ortaya çıkar. Daha geniş bir ifade ile dokunulabilen -tactile ve dokunulamayan-non tactile unsurların bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Bu oluşturma eylemi olan biçim -form kazandırma ise öznel bir süreç olan tasarım-design etkinliğidir. Mistiklerin taayyün - belirme adını verdikleri gerçeklik kazanma ya da belirli hale gelme ise fikrin paylaşılması yani dışlaşması ile sona erer. Burada kısaca anlatılan etkinlikler dizisi aslında interaktif nitelikler taşır. Yani başka etmenleri de içeren optimal ya da en tatmin edici çözümün bulunmasına kadar –yapım süreci de dahil olmak üzere – devam eder. Tasarım öznel olma niteliği dolayısı ile fikri mülkiyet konusudur. Ancak, ürünlerin nicelikleri ve karmaşıklığı dikkate alındığında asla yalnız başına yürütülen bir çaba olmadığı da gerçektir; uzmanlıklar arasında iş birliği yapılmasını gerektirir. Çağlar boyunca da böyle olmuştur. Toplumlar değişmiş, gelişmiştir. Bilgi ve uzmanlık alanları değişmiş, gelişmiştir. İhtiyaçlar değişmiş, gelişmiştir. Araçlar ve gereçler değişmiş, gelişmiştir. Ama işin özü her zaman varlığını korumuştur. Tarihsel süreçte bu ögelerin bir araya getirilmesi zamanın malzeme ve teknolojisine dayalı olarak gelişmiştir. Bu süreçte toplumun hafızası ve değerleri, dolayısıyla beğenileri de yerleşir, o dönemin kültürünün önemli bir parçasını oluşturur. Kültürün dönüşmesi ve değişmesi kolay değildir, yavaştır. Ancak temel üretim biçimlerinde oluşan devrimsel değişiklikler bu olguyu etkilemiştir, halen de etkilemektedir.