İstanbul Gelişim Üniversitesi Haftalık Üniversite Bülteni (25-29 Ocak 2021)
Özet
2021 ve Sonrasında İstanbul’u Bekleyen En Önemli Sorunlardan Biri: Su Sıkıntısı!
Su, yaşamın devamlılığı için en temel ögeyken her
yıl bilinçsiz su kullanımına bağlı olarak mevcut su
kaynaklarının tüketimine devam ediliyor. Bu gün
gelinen noktada dünya genelinde bazı ülkelerde
ciddi boyutlarda su sıkıntısı yaşanırken temiz
suya ulaşamayan nüfusun oranı yaklaşık %40’0’nı
oluşturuyor. Dünya genelinde bazı ülkeler su sıkıntısı
problemiyle uğraşırken bazı ülkeler de yakın zamanda
bu problemle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor.
Özellikle 2020 yılı sonu ve 2021 yılının ilk aylarında
yaşanan kuraklık uzmanların su projeksiyonları
hakkında da daha fazla öngörü sahibi olmasına neden
oluyor. Bu projeksiyonlardan en önemlisi 2021 yılından
itibaren büyük şehirler başta olmak üzere neredeyse
Türkiye’nin her yerinde su sıkıntısı yaşanacak olması.
Özellikle metrekare başına düşen kişi sayısı açısından nüfusun en yoğun olduğu il olan İstanbul için de 2021 yılı
ve sonrasında yeterli temiz suya ulaşma konusunda sıkıntı yaşayacak gibi görünüyor. Uzmanlar 2020 yılını son 40
yılın en az yağış alan yılı olarak değerlendiriyor. Sonbahar ve kışın yaşanmaya başlandığı bu dönemde yeterli yağış
almayan İstanbul’da barajlar boş kaldı. Eylül ayında İstanbul’un baraj doluluk oranı %40.0 düzeylerindeyken Aralık
ayında bu oran %20.0’lere kadar düşmüştü. Ocak ayında yağışlar artmış olsa da hala su sıkıntısı güncelliğini koruyan
konulardan biri İstanbul’da. Nitekim 2021 yılı İstanbul’da en fazla yağışın olduğu aylardan biri olan Ocak ayında son
yedi yılın en az yağışının görüldü ve baraj doluluk oranları sadece %20.0’den %37.0’ye ulaşabildi. Şubat ayı yağış
tahminleri de bu oranın çok fazla artmayacağını gösteriyor.
İstanbul’da yaşanan su sıkıntısı 2021 yılını önemli derecede etkileyecek gibi görünse de son yıllarda yaşanan çevresel
olumsuzluklar İstanbul’un orta vadede su fakiri şehirlerden biri olmasına neden olacak gibi. İklim değişikliğinin
yarattığı olumsuz etkiler, nüfusun hızla artmasına bağlı olarak İstanbul gibi metropollerin fiziksel taşıma
kapasitesinin fazlaca aşılmış olması ve bilinçsiz su kullanımı, su sıkıntısı yaşanmasının en önemli nedenleri arasında
gösteriliyor. İklim değişikliğine bağlı olarak 2040 yılına gelinceye kadar geçen sürede özellikle Akdeniz Havzasında
hava sıcaklığının ortalama 2.2 derece artması öngörülüyor. Bu da kuraklığın artacağının en önemli göstergesi. Diğer
taraftan Covid 19 salgını nedeniyle son bir yıl içinde başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde su kullanımının da
arttığı bilinmekte ancak buna karşın barajlarda yeterli su kalmamış durumda.
İstanbul’daki su sıkıntısı değerlendirildiğinde acil bir takım önlemler alınması ve bu önlemlerin de orta ve uzun
vadeli olarak İstanbul’da yaşanacak su sıkıntısına çare olacak nitelikte önlemler olması gerekiyor. Bu noktada atık
suların tekrar değerlendirilmesine yönelik çalışmaların yerel bazda arttırılması, tarımsal alanda suyun tasarruflu
kullanımını sağlamak için yeni sistemler, yol ve yöntemler geliştirilmesi önem taşımakta. Bunun dışında su kanunun
yasalaştırılması ve kuraklık yönetim planlarının hazırlanarak acilen uygulaya konulması da İstanbul’da yaşanacak
olası su sıkıntısına çare olacaktır. Tüm bunların dışında kısa, orta ve uzun vadede İstanbul’da yaşanacak su sıkıntısının
önüne geçmek için bireysel olarak da su kullanımına dikkat etmek, bireysel su kullanımıyla ilgili gerekli önlemleri
almak büyük önem taşıyor.
İstanbul Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
Cilt
5Sayı
16Bağlantı
https://hdl.handle.net/11363/2627Koleksiyonlar
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: