Büyükşehir ilçe belediyelerinde "Yönetişim odaklı halkla ilişkiler modeli" izlenmesinin yerel ekonomiye katkıları: Esenler Belediyesi örneği
Abstract
İnsanoğlunun bu dünyadaki varlığı tüketimine bağlıdır. Temelde hava, su ve temiz gıda, barınma gibi başlayıp sonsuz ihtiyaçları bütününde kişi ömrünü tüketir. Tüketim bu denli kıymetli ve birey için kaçınılmazdır. Her kim olursa olsun iyi şartlarda, insana yakışır düzeyde yaşamak ise bireyin temel yaşam hakkıdır. Birey, aile ve toplum ilişkisinde yaşam alanı tercihini gelir düzeyine göre belirler. Bu sebeple günümüz dünyasında yaşam kalitesi düzeyleri çok katmanlı bir yapıdan meydana gelmektedir. Böylece aynı il içerisinde farklı gelişmişlik düzeylerine sahip ilçelerin de varlığı, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi açılardan önemli sorunların da varlığına işaret eder. Bu nedenle ilçe bazlı yaşam kalitesi eşitsizliği sorunu incelenmeye değerdir. Öğrenciler ve akademisyenler tarafından olduğu kadar, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından da dikkate alınmalıdır. Gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın bugün büyükşehir ve il adı ile anılan şehirlerin tüm ilçelerinde, yaşam kalitesi eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik fraksiyon geliştirmek toplumsal sorumluluktur. İşsizlik ve istihdam sorunları ile nispi gelir düşüklüğü görüşü bazı ekonomik göstergelerle açıklanmaya çalışılırken, eşitsizlik rakamları gün geçtikçe artan alım gücü sorunlarını da ortaya çıkarmaktadır. Artan ekonomik sorunların kişi ve aile içi iletişim üzerindeki dil değişikliği, gün geçtikçe huzur ve yaşam kalitesini de etkilemektedir. Temel ihtiyaçların artan giderleri aynı yönde artış göstermeyen kaynak girişleri nedeniyle, aile içi bireysel harcamaların kısılmasına, eğitsel, kültürel, sosyal, spor ve eğlence esaslı etkinliklerin bütçe dışı kalmasına yol açmaktadır. Yerel yönetim birimlerince sonuçları öngörülebilir olmasına rağmen, kamu harcamalarındaki plansız yatırımlar, israfın artması ve aynı ilçede dahi yaşayan insanların yaşam kalitesi arasındaki makasın gün geçtikçe açılması, önlenebilir tedbir ve projelere yetkinlik çerçevesinde yaklaşılmamasından kaynaklıdır. Bu konuda yerel aktörlerin sorumluluk alarak iyi örnekleri modellemesi ve günün şartlarına uygun güncelleyerek uygulaması şarttır. Bu kapsamda vatandaşlar adına sağlanan hizmetlerde mükerrer harcamaların önüne geçilerek, kamu alımlarının ortak akıl çerçevesinde sağlanması, özel sektöre yönelik rekabet avantajlarının güçlendirilmesi, yöneten ve yönetilenin yönetişim kavramı etrafında buluşarak ihtiyaçların sınırlarını belirginleştirmeleri, kaynak kullanımı çerçevesinde sürdürülebilir borçlanma ile tarafların şeffaf, hesap verebilir ve liyakat esaslı yönetimler belirlemeleri gerekmektedir. Yerel yönetimlerin kent çehresini ve algısını değiştirerek, eğitim, sağlık, ulaşım, haberleşme, güvenlik, toplumsal huzur ve düşük yaşam standardını geliştirecek projelerle, ev ekonomisine katkı sağlayacak adımların planlanması ve vatandaşları tarafından özendirilmesi şarttır. Öte yandan yaşanılabilir bir çevre gibi, gelişmiş çağdaş yönetimlerin belirlemiş olduğu kıstaslar çerçevesinde, stratejik planlar belirleyip. İş gücü göçünün yoğun olduğu il ve ilçelerde ağır sosyal ve ekonomik maliyetlerin yönetim tarafından karşılanması hususunu, yönetişim odaklı halkla ilişkiler modeli geliştirerek, halkın temel ihtiyaçlarının doğru anlaşılabilmesi ve bu talepler doğrultusunda hizmet arzının planlanması gerekmektedir. Bu bağlamda yönetişim odaklı halkla ilişkiler modeli, Esenler Belediyesi örneğinden hareketle incelenmeye çalışılmıştır. The existence of humanity on this world depends on consumption. A person first needs most basic things as air, water, clean food and shelter but it never stops there. Our needs are endless. In this regard consumption is essential and inevitable. Whoever that may be, living in humane standards is a fundamental right for every individual. One defines his/her living conditions according to income when it comes to family and societal relations. That is why, in today's world, life quality is embodied from many layers. Different development levels of towns and municipalities within same city borders indicate important economical, social, cultural and political problems. That is why, it is worth to investigate district based inequalities in life quality. This matter should be well understood and taken into account by politicians and civil society groups as much as by students and academicians. To develop new methods and ways to counter balance these inequalities in every city district is a matter of social responsibility. While unemployment and low-income problems are tried to be explained by economical indicators, these inequalities produce other types of significant problems on purchasing power. Not only that but worsening economical numbers also create communication problems within families and therefor affect life quality. Families and their individual members are forced to consume less and spend less, not just on basic needs but on education, culture, health and entertainment. Although its results are forseeable by local governments, unplanned spendings and rise of budget wastes continue to grow. This is due to neccessary measures are not being taken with competence. Once again this results in big gaps in socio-economical differences and inequalities. It is neccessary that the local actors take responsibility for updating and implementing the good examples they see. In this capacity it is very important to; prevent unneccessary spendings, make public spendings in the frame of common sense, enable private sector for being more competitive, define the limits of needs, have sustainable debt and have a transparent, accountable and merit based governance system. It is also important to prepare projects on education, health, transportation, communicaiton, security so that the conception, image and ambiance of the city will change in a positive way. Eventually these projects will also help micro household economies. Having modern strategic plans for a livable developed environment is crucial. To plan the right tyupe of service in accordance of public demand, it is vital to understand the basic needs of the people living in that spesific area and a public relations strategies must be accurate to overcome difficulties, especially where there is a concentration of migration of workers which crates heavy social and economic cost that might have to be met by the municipality. To study this type of an area Esenler Municipality is investigated.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [572]
The following license files are associated with this item: