Yerel Yönetimlerde Kamu ve Özel Sektör İşbirliği Uygulamaları
Abstract
Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde yerel yönetimlerin geleneksel yöntemler yerine bazı hizmetleri özel sektöre terk etmesine giderek daha sıkça rastlanılmaktadır. Kamu kurumları açısından hizmette etkinlik ve verimlilik kavramı "ucuz maliyet" kavramının yerini almaktadır. Yerel yönetimlerin en etkin kurumunu oluşturan Belediyeler, temizlikten altyapı yatırımına, imar faaliyetlerinden kurban kesimine, kadın ve çocuk sağlığından vefat ve defin işlemlerine kadar yüzlerce hizmeti vermek zorunda kalmaktadır. Sayıları her geçen gün artmakta olan belediye hizmetleri, üç beş bin nüfuslu küçük belediyelerden nüfusu milyon ve hatta milyonlara dayanan büyük ölçekli belediyelere kadar hemen her yerel yönetimi şu veya bu şekilde etkilemektedir. Türkiye'nin en ücra köşesindeki belediyelerden tutunda, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine tümünün tek bir ortak sorunu vardır; artan hizmet çeşitliliği, buna bağlı olarak artan maliyetler ve hiçbir zaman yüzde yüz oranında gerçekleşmeyen hizmet memnuniyeti. Merkezi devlet bütçesinden nüfusları oranında pay alan yerel yönetimler ve seçmenden oy almak suretiyle iktidara gelip bu kurumları yönetmek zorunda kalan "belediye başkanı idareciler", sınırlı arz, sınırsız talep kavramını görev süreleri boyunca her daim yaşamaktadır. Kamu hizmetlerinin en etkin, en güzel ve en ucuz şekilde vatandaşın hizmetine sunulması her belediye başkanının rüyasıdır. Bir Türkiye gerçeği olarak oldukça seyyal bir durum arzeden "nüfus hareketleri" her belediyenin korkulu rüyasıdır. Terör, deprem, savaş ve dönem dönem etkili olan toplumsal olaylar herhangi bir şehrin veya bölgenin nüfusunu bir anda üç beş katına çıkartabilmektedir. Mevcut şehir nüfusuna dahi hizmet sunma konusunda oldukça zorlanan belediyelerin, ani nüfus hareketleri karşısında hizmet vermesi nasıl mümkün olabilecektir? İşte bu noktada devreye kamu hizmetlerinin özel sektörle beraber ortaklaşa yürütüleceği yeni yol ve yöntemler girmektedir. Üstelik bu yöntemler sadece yerel yönetimlerce değil, devletin bizatihi kendisi tarafından da kullanılmaktadır. Osmangazi Körfez Geçiş Köprüsü, 3. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Santrali, Türkiye'nin dört bir yanında inşa edilen Baraj ve HES inşaatları bugün bu yöntemle yapılmaktadır. Bu sayede devlet "işveren" konumunu terk edip girişimcinin bir nevi "ortağı" konumuna gelmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi ülkelerde gümrük hizmetlerinden, park ve bahçe bakım hizmetlerine kadar binlerce çeşit kamu hizmeti özel sektör aracılığı ile yürütülmektedir. Yanlış yere park eden herhangi bir araca ceza yazılmasını A şirketi, o aracın çekici ile otoparka çekilmesini B şirketi, otopark hizmetini C şirketi, söz konusu işlemlerden kaynaklanan vergi ve cezaların tahsilini ise D şirketi yapmaktadır. Bu sistemde hiç kimse bir diğerinin işlem sahasına müdahale etmemekte, kimse kimseyi kayırmamakta, herkes en etkin şekilde görevini yerine getirmektedir. Hantal devlet yapısından şikayetçi olmayan kimseyi bulmak zordur. Kamu hizmetlerinin vatandaş (daha doğru bir ifadeyle müşteri) tarafından beğeni ile karşılanabilmesi için, yerel yönetimlerce sunulan hizmetlerin en hızlı, en ucuz, en rahat ve en kolay şekilde vatandaşın hizmetine sunulması gerekmektedir. Bugün birçok belediye çöp toplama, sokak ve bina temizliği, güvenlik, yemek, bahçe bakımı, ağaç ve fide dikimi gibi birçok hizmeti özelleştirme yoluna gitmektedir. Bu tezde Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde önemli bir kamu kurumu olarak faaliyet gösteren belediyelerin (Şehremaneti) gelişim süreci, kamu hizmeti tanımlamaları, belediyelerce sunulan kamu hizmetlerinin çeşitleri ve niteliği, kamu hizmetlerinin imtiyaz sözleşmeleri yoluyla özel şahıs ve şirketlerce yürütülmesinin şekil şartları ve kapsamı, kamu hizmetlerinin yapım yöntemleri, kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerinin Türkiye ve Dünya uygulamaları kapsamlı olarak ele alınmış, Başakşehir Belediyesi özelinde Kamu-Özel Sektör İşbirliği uygulamalarına yönelik örnekleme çalışması yapılmıştır. Belediyelerin İmar Uygulamaları neticesinde edindikleri arsa ve arazileri yap-işlet-devret veya kâr paylaşımı gibi yöntemlerle müteahhit veya girişimci firmalara vermelerine artık sıkça rastlanılmaktadır. Türkiye küçük ölçekli yatırımlar devrini bir daha geri dönülmemek üzere kapatmıştır. Artık 10-15 yataklı hastane, üç beş odalı belediye binası yapma dönemi bitmiştir. Oldukça büyük ölçeklerde inşa edilen kamu yatırımlarının, sınırlı ve kısıtlı gelire sahip yerel yönetimlerce inşa edilmesi mümkün değildir. Osmanlı'nın hemen her döneminde uygulanan özelleştirme uygulamaları, Cumhuriyet boyunca yerini devletçiliğe bırakmış, 2005 sonrasında ise kamu-özel sektör işbirliği uygulamaları etkin olmaya başlamıştır. Türkiye'nin sürdürülebilir bir kalkınma modeli yaratabilmesi için kamu-özel sektör İşbirliği uygulamalarının hemen her alanda uygulanması gerekmektedir. Yerel yönetim organı olarak belediyelerin, devletin gerisinde kalması mümkün değildir. Bugün birçok belediye spor salonlarından alışveriş merkezlerine, atık çöplerin ayrıştırma ve çöpten enerji üretimine kadar birçok konuda özel sektörle işbirliği yapma yoluna gitmektedir. Enerji, ulaştırma, sağlık, şehiriçi yolcu taşıma hizmetlerinin büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere ilçe belediyelerince de uygulanmasına yakın gelecekte çok daha sıkça rastlanılacaktır. Bu tezde kamu-özel sektör işbirliği uygulamalarının hangi şekillerde yapılabileceğine yönelik çeşitlemeler üzerinde durulmuş, kamu-özel sektör işbirliği uygulamalarının faydaları ve dikkat edilmesi gereken hususlar detaylı olarak ele alınmış ve Başakşehir Belediyesi özelinde hasılat paylaşımı örneği, mülkiyeti Başakşehir Belediyesine ait taşınmaz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na göre satışı karşılığında gelir paylaşımı yöntemiyle (hasılat Paylaşımı) konularında kamu-özel sektör işbirliği uygulamalarına ilişkin örnekler incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Yerel yönetimler, hasılat paylaşımı, KÖSİ uygulamaları More frequently we are coming across transmitting some services into private sector instead of traditional methods of local management in presenting public services. In public institutions the concept of efficiency and productivity in service is replacing the "low cost" concept. The municipality which constitutes the most affective institution of local management is obliged to provide hundreds of services including cleaning, infrastructure investment, reconstruction, women and children health, death and burials. These numbers are increasing day by day and from small municipalities with three or five thousand population to large ones with the population of million or more the local management is still organized in this way. In all municipalities including outlying corners of Turkey and megacities as Istanbul, Izmir and Ankara there is one common problem: increased variety of services and finance issues related to them, and satisfaction that is never provided in a hundred percent. Local managers who take proportion from the state budget according to their population rate and "Ministry of municipality executives" who come to the power by getting votes of electors during their tenure of office face the issue of limited supply and unlimited demand. Offering the public services to the citizens in the most effective, best and cheapest way is the dream of every mayor. In fact in Turkey a subtle situation as "population movement" is a nightmare for each municipality. Periodical social events like terror, earthquake and wars can remove the population of any city or region. How is it possible for municipalities which have difficulties even with providing services to existing population of city to service in sudden population movements? And in this point new ways and methods of execution public services with private sectors are coming in. Moreover these methods are used not only by local management but also by the government. Osmangazi Kofrez Bridge, 3. Istanbul Airport, Nuclear Power Plant Sntrali, Baraj and HES constructions those are building around Turkey are being made by this method. In this way we revolt from the position of government as "an employer" and come to the position where the government is a kind of "partner". In countries like USA and England thousands of different public services including custom services, maintenance of park areas and etc. are organized via private sector. Parking service is done by the company A, punishment for wrong parking is done by the company B, taking the car to the parking area is done by the company C, tax and punishment questions caused by the issue are solved by the company D. In this system everybody fulfills their duty most effectively without intervention and protection to others' working spheres. It is difficult to think anyone who does not complain about the old stodgy structure of government. For welcoming the public services by citizens (more correctly, by customers) these services should be presented in the fastest, cheapest and most comfortable way. Nowadays most municipalities are privatizing lots of services like collecting garbage, cleaning streets and buildings, security, keeping gardens, planting trees and seeds. In this thesis, the process of evolution of municipalities as an important public institution during the periods Ottomans and Republic, descriptions of the public services, the variety and quality of public services presented in municipalities, the formal requirements of organizing public services by private individuals and companies via concession contracts, methods of public service and concession contracts of Turkey and the world administration are extensively discussed. Particularly in the Municipality of Basaksehir Public-Private Sector Corporation administration is worked out. Now we often encounter that as a result Reconstruction Administrations of municipalities get in giving landed property to the contractors and entrepreneurs via build-operate-transfer or profit sharing methods. Turkey will not begin the period of small-scale investments once more. There will not be the hospitals with 10-15 beds or municipality buildings with three-five rooms any more. Building quite big public constructions by local government with its limited and scant revenue is impossible. The Ottomans customize execution that was carried out almost during the whole Ottoman period was replaced by statism during the Republic period. And after 2005 public-private cooperation has become effective. To create sustainable development model of Turkey the practice of public-private cooperation should be implemented in almost every area. It is not possible for municipalities to stay behind the government as a local management. Nowadays majority of municipalities cooperate with the private sectors in spheres like sport and shopping centres, separation of residual waste and energy producing from the waste. In the short run the implementation of energy, transportation and health services will be encountered more often in district municipalities and especially in metropolitan municipalities. In this thesis there are emphasized the variety of implementation forms of public-private cooperation, and issues that should be taken into consideration and advantages of public-private cooperation are discussed in details. Example of the revenue sharing was particularly examined in the Municipality of Basaksehir and the examples of ownership and sales exchanging related to the public-private cooperation are investigated according to the immovable State Procurement Law of Municipalty of Basaksehir. Keywords: local government, revenue sharing, KÖSİ applications
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [572]