Kişilik Tipolojileri ve Çocukluk Çağı Travmasının Bireylerin Romantik İlişkileri (Aşk) ile Olan İlişkisi
Abstract
Aşk terimi geçmişten günümüze farklı tanımlamalarla ifade edilmiş ancak "Aşk nedir?" sorusunun cevabı şu ana kadar tam olarak tanımlanamamış soyut bir kavram olarak kalmıştır. Sanattan bilime aşk kavramı çağlardan beri her disiplinde ele alınmıştır. Mevlana'dan Romeo ve Juliet'e, mitolojiden Picaso'ya, Leonardo Da Vinci'den Descartes'a, Nazım Hikmet Ran'dan Dostoyevski'ye kadar her sanatçı, filozof ve bilim adamı kendi alanlarında bu kavramın anlamını ve altta yatan dinamikleri bulmaya çalışmışlardır. Yapılan araştırmada çocukluk çağında yaşanan travmaların, kişilik yapılarının ve buna bağlı olarak geliştirilen savunma mekanizmaların yetişkin dönemde bireylerin aşkı algılayış biçimleri üzerinde etkileri incelenmiştir. Araştırmanın sonucu savunulan hipotezleri destekler niteliktedir. Çocukluk çağında yaşanan travmaların ileriki dönemde bireylerin eş seçimleri tutumlarında kendi anne babalarına benzer özellikler taşıyan partnerler seçebildiklerini göstemektedir. Bu benzerlikler daha çok eşler arasında yaşanan tartışma sırasında hissedilen benzerlikler olarak görülmektedir. Aynı zamanda kişinin kişilik özelliklerine ve buna bağlı olarak kullanılan savunma mekanizmalarının eş veya partner seçimi üzerinde etkileri olduğu görülmektedir. Sorumluluk sahibi bireyler partner seçiminde yalnız ve tek doğru birinin olduğuna ve bu ilişkide güven duygusunun olması gerektiğine inanmaktadırlar. Aynı şekilde dağınık kişilik yapısına sahip bireyler sorumluluk sahibi bireylerde olduğu gibi eş seçimlerinde ruh eşlerinin olduğuna inanmakta ve ilişkilerinde bunu aramaya yönelmektedirler. İmmatür ve nevrotik savunma şekillerini seçen bireylerde eş seçimindeki ortak özellik olarak ilişkileri üzerinde çaba göstermenin gerekli olduğu ancak nevrotik savunma biçimi tercih eden bireylerin immatür savunma biçimini tercih eden bireylere oran ile ilişkide güven duygusuna önem verdikleri görülmektedir. Çocukluk döneminde fiziksel ihmale maruz kalan bireyler, bu dönemde cinsel istismara uğramış bireylere oranla ilişkilerinde ve eş seçimlerinde romantizm aramadıkları gözlemlenmiştir. Çocukluk çağı travmalarının, kişilik yapılarının ve buna bağlı olarak kişinin kullandığı savunma mekanizmalarının yetişkin dönemdeki bireylerin romantik ilişki tutumlarına etkisinin araştırıldığı bu çalışmanın önemi Türkiye'de bu konu üzerinde yapılan araştırmaların kısıtlılığından doğmaktadır ve bu araştırmanın literatüre katkısının olacağı düşünülmektedir. From past to present, the word "Love" has been expressed in different definitions, however, the answer to the question "What is love?" remains as an abstract concept that has not been fully defined. The concept of love has been addressed in every discipline from art to science since ancient times. Artist, philosophers and scientists, from Mevlana to Romeo and Juliet, from the mythology to Picaso, from Leonardo Da Vinci to Descartes, from Nazim Hikmet Ran to Dostoyevsky, have tried to find the meaning and underlying dynamics of this concept in their own fields. The research sought the effects of childhood traumas and defense mechanisms that related to personality traits on partner choice in adulthood. The result of the research supports the hypotheses defended. The research has shown that individuals can choose partners with similar characteristics to their own parents in their mate selection attitudes as a result of their childhood traumas. These similarities are mainly seen as the similarities that are felt during an argument between the spouses. In addition, it has found out that the personality traits of the person and the defense mechanisms used accordingly have affected on the spouse or partner choice. The responsible individuals believe that there is only one right person in the selection of a partner and that this relationship must have a sense of trust. Likewise, individuals with personality disorganization believe to have soul mates in their spouse choices just like responsible individuals, and are looking for their soul mates in their relationships. The necessity to make an effort for the relationship can be shown as the common trait between the individuals who choose immature and neurotic forms of defense in the selection of spouses. However, it has been seen that the individuals who adopted the neurotic defense form attach more importance to the sense of trust in relationships compared to the ones who adopted immature defense form. It has been observed that individuals who experienced physical neglect during their childhood period do not seek romance in their relationships and spouse selections compared to the ones who suffered from sexual abuse. The importance of this study, which analyzes the effects of the childhood traumas, personality structures and the defense mechanism occurred accordingly on the romantic relationships between the adult individuals, arises from the limitations of the research on this subject in Turkey, and it is considered that this research will contribute to the literature.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [572]
The following license files are associated with this item: